İSTANBUL-Yurt gazetesinde Başak Kamacı Budak TÜRSAB'ta meydana gelene olayları "TÜRSAB'a darbe" başlığıyla kaleme alarak şunları yazdı.
Pazar günleri keyifli yazılar yazmak istiyorum.
Örneğin; ülke turizminden, Ege’den, Didim’den, kültürel zenginliklerimizden, arkeolojiden, sanattan bahsetmek istiyorum.
Ama olmuyor işte, gündem müsaade etmiyor.
Turizmden bahsedeyim diyorum, bir bakıyorum Türk turizminin meslek örgütü olan TÜRSAB’da işler karışmış.
1972 yılında kurulan ve Türkiye’nin en saygın kurumlarından biri olan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB), bugünlerde turizm ile ilgili değil, 2-3 Aralık
tarihlerinde yapılması gereken 23. Olağan Genel Kurulu’nu yap(a)maması ile gündemde.
26 Kasım 2017’de görev süresi yasal olarak dolan mevcut yönetim kurulu, Genel Kurulu erteleme kararı aldı.
Gerekçe; üyeler arasında seçim öncesi oluşan kutuplaşma ve çatışma ortamı.
Bu karar, mahkemeye taşındı.
Son durum; Kültür ve Turizm Bakanlığı, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu gereğince, Genel Kurul sürecine el koydu ve Bakanlık yetkisinde süreç işletilecek.
Sektör bunu hak etmedi Turizm sektörümüz, sınırımızda yaşanan savaşa, dış ülkelerle siyasi gerilimlerimize, OHAL’e, ekonomik krizlere rağmen; şimdiye
kadar tüm gücüyle mücadele etti.
Zoru başararak her şeye rağmen ayakta kaldı.
Ülkemizde güvenlik sorunu olmadığını, tüm dünyaya anlatmak için sektör temsilcilerinin elçi görevi gördüğü bir atmosferde, turizmcilerin meslek örgütü olan TÜRSAB, güvenlik nedeniyle Genel Kurulu’nu erteliyor.
TÜRSAB ticaret erbabı mı?
Temel amacını, turizm sektörünün gelişimine katkıda bulunmak olarak açıklayan TÜRSAB, son yıllarda ne olduysa; ticarete atıldı ve devletten ihaleler almaya başladı.
Mesela, 2010 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Müze ve Ören Yerlerinin Gişelerinin İşletilmesi işi ihalesini aldı.
Türkiye’nin dört bir yanındaki müze ve ören yerlerinin girişlerine, bilet gişelerini ve hediyelik eşya dükkânları konduruldu.
Hatta benim memleketim, Didim’de, Apollon Tapınağı girişine, izinsiz ve ruhsatsız olarak, I. Derece Arkeolojik Sit Alanı’nda kepçe marifetiyle “şıııpp” diye oturtuluverilen TÜRSAB’ın prefabrik gişeleri büyük tartışma konusu oldu.
İşte o günlerde, biz de Didim’de, TÜRSAB’ın, tüccar yüzüyle tanışmış olduk.
Ertelenen Genel Kurul bir yana, perde arkasında asıl tartışılan konunun, TÜRSAB bünyesinde kurulan şirketlerin mali hesaplarındaki sıkıntılar olduğu da söyleniyor.
Hatta kayyum atanmasının bile ihtimal dâhilinde olduğunu söyleyenler var.
Bekleyip göreceğiz.
Ama bu ülkenin zaten zor koşullarda ayakta durmaya çalışan turizmcisini de artık daha fazla karmaşaya sürüklemeyin.
Hak ve sorumluluk belediyelerde Kamu yararına hizmet vermesi gereken Müze ve Ören Yerleri’nin işletmesini, özel sektöre vermek yerine, neden Belediyelere
vermiyoruz?
Belediye Başkanları kendi yörelerindeki müzelerin ve ören yerlerinin ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda zaten ellerinden gelen desteği sağlıyor.
O zaman bilet gelirlerini Belediyeler alsın, müze ve ören yerlerinin gerekli ihtiyaçlarını da Kazı Başkanlığı ve Müze Müdürlüklerinin denetiminde yerel yönetimler karşılasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.