İSTANBUL - Tüketicilerin mutfakta yaptığı en yaygın hatalardan biri, eti pişirmeden önce yıkamak. Geçmişte rastlanılan et kesim şartlarının günümüzdeki teknolojilerle kıyaslanmayacak kadar ilkel şartlarda olmasına ve etin kesim esnasında toz, kıl ve tüy gibi maddelerle temas etmesine dayalı algı, eti yıkamanın temelini meydana getiriyor. Tüketicilerin eti yıkamak için farklı yöntemler kullandığını belirten Bonfilet Gastronomi Danışmanı Dr. İlkay Gök, yıkanan etin, bakteriyel zehirlenmelere ve hastalanmalara yol açabileceğine dikkat çekiyor.
Satın aldıkları etin yeterince temiz olmadığını düşünen tüketiciler, su, sirke ve limon suyunun yanı sıra deterjan ve sabun gibi tehlikeli kimyasallarla eti temizlemeyi tercih ediyor. Ancak, yıkanan ette çapraz bulaşma gerçekleşerek etin yüzeyindeki bakteriler çevreye yayılıyor ve bulaşan yüzeyler temizlenmediği takdirde, bu bakteriler insana geçerek zehirlenme ve hastalanmalara neden oluyor. Günümüzde kullanılan yüksek teknoloji, soğuk odalar ve uygulanan detaylı hijyen kuralları ile etin temiz, belirlenmiş özeliklerde ve soğuk zincir kırılmadan hazırlanarak tüketime hazır hale getirildiğini aktaran Bonfilet Gastronomi Danışmanı Dr. İlkay Gök, tüketicileri eti yıkamamaları konusunda uyarıyor.
Etin Yıkanması Çapraz Bulaşma Riski Taşıyor!
Yapılan son araştırmalar, eti temizlemek için yıkayan insanların, eti yıkadığı yüzeyin yakınında bulunan sebzelere çapraz bulaşma ile %26 oranında bakteri bulaştırdığını ve bu sebzeleri salatada çiğ tüketmenin ardından bakteriyel gıda zehirlenmesi yaşama riskinin artığını gösteriyor. İnsanların %32’si ise eti yıkamasa bile ete dokunduktan sonra elini çok iyi yıkamadığı için çapraz bulaşma ile sebzelere bakteri bulaştırıyor. Eti yıkamadan, doğru pişirme tekniğiyle hazırlamanın hastalanmaya neden olan bakterilere zarar vererek riski yok ettiğini belirten Gök, “Etteki çapraz bulaşma riskini azaltmak için, etin yıkanmaması gerekir. Günümüz teknolojileri ile paketlenmiş olan etin özel koşullarda üretildiği ve tüketime hazır olarak müşterilere sunulduğu unutulmamalı. Bonfilet’in üretim bölümüne girme yeterliliğini almış olan karkas etler, fiziki denetim ve laboratuvar kontrolünden geçirildikten sonra, parçalama bölümüne alınır ve üretim aşamasının ardından, ürünler kullanım amacına göre yüksek hijyen koşullarında ve etin ilk günkü tazeliğini koruyacak şekilde ambalajlanır. Ayrıca üretim aşamaları, insan sağlığını etkileyecek olumsuz şartların kontrol altında tutulmasını sağlayan ve bu noktaları tanımlayan HACCP (Hazard Analysis and Critical Control Point / Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları) kuralları çerçevesinde düzenlendiğinden müşteriler gönül rahatlığı ile tüketebilir.’’ ifadelerinde bulunuyor.
Bonfilet Hakkında:
1905 yılında Akkoyun ailesinin hayvancılık ve kasaplık faaliyeti ile başlayıp dört kuşak boyunca büyüyerek devam eden şirket, 1970 yılında Akkoyun Et Pazarı çatısı altında faaliyetlerini sürdürmüş ve 1987 yılında Bonfilet adını almıştır. Bonfilet, 1994 yılında Türkiye’yi ilk kez paketlenmiş et ve et ürünleriyle tanıştırmış ve yine Türkiye’nin ilk dondurulmuş köfte üreticisidir. 2007 yılında Türkiye’nin AB normlarındaki ilk et üretim tesisi için adım atmış ve 2010 yılında 34-001 Belgesi’ni alarak Bonfilet Et Üretim Tesisi’ni açmıştır. Ar-Ge çalışmaları kapsamında ürün çeşitliliğini artırarak, otomasyona dayalı daha kapsamlı bir üretim modeline geçen Bonfilet, güvenilir ve sağlıklı et ürünlerini geçmişinden aldığı zengin mirası ile birleştirerek sektörde öncü marka olarak lider konuma yükselmiştir. Ürünlerin üretiminden, raflarda yerini almasına kadar geçen sürede yüksek teknoloji kullanarak en kaliteli eti sunan Bonfilet, bir asrı aşkın bilgi ve tecrübesini 2015 yılında Bonet Döner markası ile güçlendirerek varlığını sürdürmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.