• BIST 9135.84
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 12 °C
  • Antalya 15 °C

Yeni bir enerji politikasına ihtiyaç var

Fikri Türkel

İnsanlık ateşi bulunca, diğer canlılara göre varlığı bir anlam kazandı ve üstünlük elde etti. Aradan on binlerce yıl geçti, ateş ile bir medeniyet kurdu. Fosil yakıtlarla bu medeniyet ivme kazandı. Ama bugün fosil yakıtlar  insan varlığını tehdit etmeye başladı. Yeni, güvenli, sağlıklı bir enerji kaynağına ihtiyacımız var.

Gelecekte 10 milyar insanı nasıl doyuracağımızı düşünüyoruz. Peki, 10 milyar insanın enerji ihtiyacını nasıl karşılayacağız?

Cuma günü, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol’u dinlerken bu sorular aklıma geldi. 22 Nisan günü de “Dünya Günü” olduğuna göre, zamanlamasının da bir anlamı var demektir.

Ne kadar enerjiye ihtiyaç var?

Evet, 10 milyar insan ne kadar enerjiye ihtiyaç duyar? Bunu hesaplamışlar. 10 milyar insanın Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gibi aşağı yukarı bir standartta yaşaması için 60 terawatt enerjiye ihtiyaç var. Bugün, bugün dünyada yaklaşık 26 terawatt enerji kullanıyor. Demek ki, 10 milyar insanın yaşayacağı tahmin edilen 2050 yılında bunun yaklaşık sekiz katı bir enerjiye ihtiyaç duyulacak.

Her yıl enerji temini için trilyonu aşkın yatırım yapmasının en önemli sebebi budur. 2050’ye kadar 200 trilyon ABD doları miktarında finansa ihtiyaç var. Bu da yılda yaklaşık 7 trilyon ABD doları yeşil finansmana ulaşılması demek oluyor. İyi haber şu ki temiz enerji geçişinde küresel yatırımlar, 2022’de yıllık yüzde 29’luk bir büyüme oranıyla 1.1 trilyon ABD dolarına ulaştı. Her yıl, 7 trilyon dolar yatırım olan enerji alanında tedarikçi olmak için ayrı bir strateji oluşturulmalıdır.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından “İş Dünyası ve Sürdürülebilir Enerji” konulu konferansta, “dünya enerji piyasalarında neler oluyor?” sorusuna cevap arandı.

Yeni dönemin enerji politikası

Bu sadece gelişmekte olan Türkiye ülkeleri için bir sorun değil. Şu an bütün dünya ülkeleri, yeni dönemin enerji politikalarını yeniden değerlendirme ve yeni stratejiler oluşturma dönemecinde.

Önce bir durum tespiti yapalım: Her ne kadar yenilenebilir enerji gündemde olsa da, elektrikli araçlar piyasaya hızla yayılmaya devam etse de; dünya enerjisinin beşte dördü hala yanmaktan yani fosil yakıt dediğimiz kömür, petrol, doğalgaz, etanol gibi yanarak elde edilen kaynaklardan geliyor. Ancak, artan maliyetleri ve emisyonu güvenliğimize, ekonomimize, sağlığımıza ve çevremize faydasından daha ağır sonuçlar doğurmaya başladı.

Bugün yeni bir ateşe ihtiyaç duyuluyor. Önümüzde büyük bir potansiyel var: Dünya her gün güneşten 163.000 terawatt enerji alıyor. Bunun yaklaşık yarısı uzaya geri dönüyor, ancak yaklaşık 80.000 terawatt, kullanabileceğimiz bir biçimde Dünya'ya geliyor. Yani yıllık ihtiyacımızın bin katından fazlası bir günde güneşten bize sunuluyor. Bir de rüzgar seçeneği var. Hava, kara ve okyanuslar bunun bir kısmını dönüştürür. Yaklaşık 870 terawatt rüzgar enerjisi potansiyelinden bahsediyoruz. Jeotermal, hidro ve nükleer alanlarda seçenekler değerlendirilebilir. Belki orta vadede hidrojen, uzun vadede füzyon enerjisi de olacak. Bu alanlarda da olumlu girişimler gözleniyor.

Fatih Birol’un başkanlığını yaptığı IEA’nın merkezi Paris’te. Küresel gözlemler ve AB’deki bağlantıları ve gelişmeleri yakından takip eden Birol’un tespitleri çok önemli. Onun anlattıkları bağlamında, küresel güçlerin enerji politika arayışlarına bakmak önem arz ediyor.

Dünya enerji piyasaları, son yıllarda jeopolitik gelişmeler, teknolojik ilerlemeler ve artan çevresel endişeler gibi çeşitli faktörlerden etkilenerek önemli bir dönüşüm yaşıyor. Bu değişim, küresel enerji politikalarını da yeniden şekillendirmeye zorluyor.

LNG’ye hazır olun

. Petrol fiyatları, son aylarda Ukrayna'daki savaş ve küresel ekonomik belirsizlikler nedeniyle 90 dolara yakın bir seviyeye yükseldi. Yıllık bir milyon varillik artış öngörülse de, Çin'in büyüme yavaşlaması ve elektrikli araçlara geçiş gibi faktörler talebi aşağı yönlü etkiliyor.

. Doğalgaz fiyatları ise son dönemdeki arz fazlalığı ve Avrupa'nın LNG'ye yönelmesi nedeniyle düşüş eğiliminde. 2026 yılından itibaren LNG'nin doğalgaz piyasalarında önemli bir rol oynaması bekleniyor.

. Kömür talebi, çevresel endişeler ve daha ucuz alternatifler nedeniyle birçok ülkede azalıyor. Ancak, Çin ve Hindistan gibi bazı gelişmekte olan ülkelerde kömür kullanımı hala yaygın.

. Yenilenebilir enerji kaynakları, güneş ve rüzgar enerjisinin maliyetlerinin düşmesi ve teknolojinin gelişmesi ile hızla büyüyor. 2023 yılında, dünya genelinde devreye giren yeni elektrik santrallerinin yüzde 80'inden fazlası yenilenebilir enerji santralleri oldu.

. Nükleer enerjiye olan ilgi, enerji güvenliği ve emisyon azaltma ihtiyacının artması ile yeniden artıyor. Yeni nükleer santraller kurulmaya başlandı ve birçok ülke mevcut nükleer tesislerini işletmeye devam etme kararı aldı. Bir de Bill Gates’in başını çektiği yeni nesil nükleer tesisler girişimleri var.

Kronik sorunlar

Enerji sektörü, bir dizi kronik sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunlar arasında yetenek krizi, enerji güvenliği, temiz enerji kaynaklarına geçişteki zorluklar ve iklim değişikliği ile mücadele yer alıyor.

Yetenek krizi:

* Enerji sektörü, liderlik ve yetenek açısından bir krizle karşı karşıyadır. Yenilenebilir enerji şirketleri, hızlı büyümelerine yetişecek lider sayısında sıkıntı çekiyor.

Enerji güvenliği:

* Küresel enerji krizi, enerji güvenliğini tehdit etmekte ve ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor. Enerji tüketimi ve üretimi, küresel emisyonların yaklaşık yüzde 81’ini oluşturuyor ve bu oran son 30 yılda değişmedi.

Temiz enerji kaynaklarına geçiş:

* Temiz enerji teknolojilerine yatırım 2020’den bu yana yüzde 40 artıyor. Ancak, temiz enerji kaynaklarına geçişteki zorluklar nedeniyle, bu yatırımların tam anlamıyla verimli olup olmadığı tartışmalıyor.

İklim değişikliği ile mücadele:

* Enerji sektörü, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynuyor. Ancak, sera gazı emisyonlarının henüz zirveye ulaşmamış olması, bu mücadelenin devam ettiğini gösteriyor.

Bu sorunlar, enerji sektörünün geleceğini şekillendirecek ve politika yapıcıların, sürdürülebilir ve güvenli bir enerji geleceği için stratejik kararlar almasını gerektiriyor. Enerji politikaları, bu kronik sorunları ele alacak ve enerji erişimini genişletecek şekilde düzenlenmelidir.

Geleceğin enerji politikaları:

Geleceğin enerji politikaları, aşağıdaki temel prensiplere dayanmalıdır:

. Sürdürülebilirlik: Enerji kaynakları, çevreye zarar vermeden ve gelecek nesiller için korunarak kullanılmalıdır.

. Güvenlik: Enerji arzı güvenli ve istikrarlı olmalıdır.

. Erişilebilirlik: Herkes için temiz ve uygun fiyatlı enerjiye erişim sağlanmalıdır.

. Ekonomik verimlilik: Enerji kaynakları ve altyapısı yatırımları, en yüksek ekonomik faydayı sağlayacak şekilde yapılmalıdır.

Türkiye'nin enerjideki geleceği:

Türkiye, enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayabilecek potansiyele sahiptir. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları bakımından zengin olan Türkiye, bu alanda yatırımlarını artırarak enerji üretimini çeşitlendirilebilir ve dışa bağımlılığını azaltabilir. Nükleer enerji de Türkiye'nin enerji arz güvenliği için bir seçenek olabilir.

Ayrıca, Türkiye'nin coğrafi konumu, Avrupa ve Asya arasındaki enerji geçiş koridoru olma potansiyeli sunmaktadır. Türkiye, bu potansiyeli geliştirerek enerji ticaretinde önemli bir merkez haline gelebilir.

Enerji sektörü buluştu

Toplantıda ayrıca, moderatörlüğünü Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem’in üstlendiği panel iş dünyasını buluşturdu. Daha çok sürdürülebilir bir enerji ortamının oluşturulmasının konuşulduğu panelde; Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, Baker Hughes Türkiye Ülke Direktörü Filiz Gökler ve Enerjisa Enerji Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Mehtap Anık Zorbozan konuşmacı olarak yer aldı.

Dünya enerji piyasaları, hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecindedir. Geleceğin enerji politikaları, sürdürülebilirlik, güvenlik, erişilebilirlik ve ekonomik verimlilik gibi temel prensiplere dayanmalıdır. Türkiye, bu değişimden en iyi şekilde yararlanmak için yenilenebilir enerjiye yatırımlarını artırmalı, enerji arzını çeşitlendirmeli ve enerji ticaretinde önemli bir merkez haline gelmek için adımlar atılmalıdır.

 

 

 

Bu yazı toplam 2730 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.