YAŞAR SOBUTAY'IN ARDINDAN- Emin Demir
Yıl 1969
Antalya duru bir güzelliğe sahip.
Antalya'da Kaleiçi ile birlikte çok az sayıda mahalle bulunuyordu. Bir köşesinden diğer köşesine yürüyerek gidilebiliyordu.
Antalya o zamanlar turistle henüz yeni yeni tanışıyordu. Tek tük turist geliyordu. 27 Mart 1969 tarihinde Alman Touropa firması ilk kez uçakla Antalya'ya turist getirdi.
İşte bunu gören genç bir turizm aşığı Antalya'da bir turizm firması kurdu. Firmanın adı Pamfilya, kurucusu ise Yaşar Sobutay'dı.
Yaşar Sobutay, Antalya'nın 2012 yılında geleceği noktayı o zamandan sezmiş ve Antalya'nın turizmine nasıl katkı yaparım diye düşünmüştü.
1974 yılında Kıbrıs'a yapılan barış harekatında Avrupa'dan gelen turist kesilmişti. Ancak Sobutay hiç bir zaman umudunu kaybetmedi ve çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Bu düşüncesiyle de Antalya turizminin bu günlere gelmesinde de hiç şüphesiz en büyük katkıyı koyanlardan biri oldu.
Benim ise 1983 yılında Akdeniz Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Turizm ve Otelcilik bölümünde eğitime başladığım yıl tanıdığım ilk turizmci Yaşar Sobutay olmuştu. Turizmde okuduğumu öğrenen Sobutay, ''Geleceğin mesleğini okuyorsun. Bunun kıymetini bil'' demişti.
Ben turizmin bu kıymetini bilemedim ve daha önce de yaptığım meslek olan gazeteciliği okul sonrası da tercih edip sürdürdüm. Ama hiç bir zaman turizmden kopmadım. Antalya'ya okuldan sonra 1979'da döndüm. Anadolu Ajansı'nda ağırlıklı olarak hep turizm haberleri yazdım.
1984 yılında TUI, Almanya'dan Antalya'ya direkt seferler koydu. Antalya Bölgesi çoğunluğu Alanya'da olmak üzere O yıl 50 bin turist ağırladı.
Daha sonra verilen tahsislerle peşpeşe yeni ve güzel oteller yapıldı. Yapıldıkça da Antalya bölgesine gelen turist sayısı kat kat artarak büyüdü.
Yaşar Sobutay'da getirdiği turist sayıları ile hep ön planda kaldı. Nerede bir ödül töreni olsa orada Yaşar Sobutay'ı görürdüm ve kendisine genellikle ödül verilirdi.
Ödüller hep Sobutay'ın başarısına verildi. Çünkü o hep başarılı oldu ve turizm camiası tarafından da hep sevildi.
Kişiliği, çalışkanlığı ile hep gönüllerde taht kuran Sobutay, 12 yıl önce lösemi oldu.
Ancak Sobutay bu illet hastalıktan yılmadı ve ABD'de tedavi gördü. Hastalığını büyük ölçüde yendi ve sağlığına kavuştu.
Ancak Sobutay mide borusundaki rahatsızlığı nedeniyle bir kaç gün önce ameliyat oldu. Ameliyatıyla birlikte eski hastalığı da nüksedince Sobutay artık güçsüz düştü ve yaşam mücadelesini kaybetti.
Sobutay'ın ölümü sadece turizmcileri değil, Antalya'daki her kesi derin üzünteye boğdu.
Cumartesi günü sabahı Skal'ın da başkanı olan Umman Çetinbaş aradı. Sesi titriyordu. ''Duydun mu Yaşar ağabeyi kaybettik'' dediğinde ne diyeceğimi şaşırdım. Peşine Yusuf Hacısüleyman ile bunu paylaştık. Daha sonra Cornella Diamond'un Genel Müdürü Zafer Alkaya ve turizmcilerin Albay lakaplı Genel Müdürü Ruhi Çuhadaroğlu beni arayıp bu üzüntüyü benimle paylaştı.
Beni arayan çok sayıda turizmci vardı ve bu üzüntüyü benle paylaştı. Bugüne kadar hiç bir kimse için aranıp
üzüntü benimle paylaşılmamıştı. Demek ki Yaşar Sobutay ağabeyimizin ölümü herkesi derin üzüntüye boğmuştu. Herkes birbirini arayarak bu üzüntüyü paylaşıyordu. Bu üzüntü cenaze namazının kılındığı Muratpaşa camiinde de kendini gösterdi. Cenazeye validen büyükşehir belediye başkanına, acentecisinden otelciye kadar çok büyük bir kalabalık vardı. Herkes Yaşar Sobutay'a son görevini yerine getirmek için bir araya geldi.
Yaşar Sobutay'ın aramızdan ayrılışı hiç şüphesiz ki her kesi derin üzüntüye boğdu. Ancak Sobutay hiçbir zaman unutulmayacak. İnanıyorum ki Başta Antalya Büyükşehir Belediyesi olmak üzere alt belediyeler, Antalya'da turizmin bu günlere gelmesinde en büyük katkıyı koyanlardan biri olan, duayen turizmci Yaşar Sobutay'ın adını sokaklara, parklara verecektir, O'nun adını ölümsüzleştireceklerdir.
01-07-2012 12:00
