Bodrum uzun süredir huzursuz… Genel asayiş açısından söylemiyorum bunu,çünkü tüm imkansızlıklara ve kadro darlığına rağmen,asayişten pek bir şikayet yok.Polisimiz ve Jandarmamız,pahalılık ve kiraların yüksekliği altında çok ezilmesine rağmen,yine de görevini mükemmel şekilde yapmaya çalışıyor.Tek tük olaylara bakmayın,asayiş ülkenin çok yerinden çok daha iyi Bodrum’da.İyi olmayan ve kentte tüm yaşayanların sıkıntısı,Belediye hizmet ve yatırımlarının ağır aksak yürümesinden…
Aslında çok iyi çalışan,iyi yürekli ve halkın tamamını kucaklayan bir anlayışa sahip belediye Başkanımız var.Ben kendisine oy vermedim ama,gayretini ve geceli-gündüzlü çalışmasını görüyor ve takdir ediyorum.26 yıldan beri Bodrum’da gördüğüm en iyi belediye başkanı diyebilirim. Geçmiş tüm Başkanların emek ve gayretlerini inkar etmek mümkün değil.Hepsi de ellerinden geleni yapmaya çalışmış,imkan ve kapasitelerine göre gayret sarfetmişlerdir.Fakat mevcut başkan, devlet deneyiminin de avantajıyla imkanları en iyi şekilde değerlendirmenin savaşını veriyor.Kusurları yok mu?Kusursuzluk Allah’a mahsus,elbette onun da eksikleri,kusur ve yanlışları vardır ama,iyiniyeti ve çabalarını görmezden gelemeyiz.
Bodrum kolay yer değil,hele mevcut imkanlar ve sistemden kaynaklanan arızalarla,burayı kimse beklenen başarıyla yönetemez.Bodrum’a sihirbazı koysak,Ankara’nın çarpık ve sağlıksız siyaseti,her türlü siyasi engellemeleri, büyük şehir-küçük şehir garabetinin yönetim ilişki ve modeli,en yetenekli ve en kabiliyetli idareciyi bile duvara toslatır.Belediye Başkanına ve hizmet anlayışına yönelen eleştirilere saygı duymak ve bazılarına katılmakla beraber, fark edilmeyen yada bilinmeyen çarpıcı gerçeklerin varlığını da unutmamalıyız.Mevcut yasalar, belediye başkanlarının hedef ve ideallerini gerçekleştirmelerini, halkın ihtiyaçlarını zamanın da karşılamalarını ciddi şekilde önlüyor.Yedi kocalı Hürmüz gibi,her bakanlıkla ayrı ayrı uğraşıyor,her bakanlığın akılalmaz taleplerini karşılamaya ve gönlünü yapmaya çalışıyor,arapsaçına dönen talimat ve genelgelerle boğuşuyor Belediye Başkanları.Hele iktidarın belediyesi değilseler,mesainin büyük bir kısmını müfettişlere hesap vermekle geçiriyorlar.
Bütün bunlar,halkın ayyuka çıkan şikayetlerini haksız çıkarmaz.Belediye Başkanları altyapı eksiklerini mutlaka tamamlamak zorundadırlar ama,bunu yaparken halkı da sıkıntıya düşürmemeleri lazım.Tüm altyapı noksanlarını birden tamamlamaya kalkışırsanız eğer,bunları parça parça bitirip devreye sokmazsanız,işte tıpkı şimdi Bodrum’da olduğu gibi halkın ayağa kalkmasına ve büyük tepki göstermesine sebep olursunuz.İki yıldır Torba’da yaşayanların,bir yıldan fazladır Turgutreis-Akyarlar, Yalıçiftlik-Yalıkavak-Gündoğan ve şimdi de şehir merkezinde oturanların feryat ve çığlıklarını duymazdan gelemez,(ne yapalım altyapıyı bitirmeye çalışıyoruz) diyemezsiniz.Kazılmadık yeri,bozulmadık cadde ve sokağı neredeyse kalmadı Bodrum’un.Büyükşehir’in MUSKİ’si su- kanalizasyon ve arıtma için,Aydem elektrik direklerini yerin altına geçirmek için,Telekom internet hatları için ayrı ayrı kazıp duruyorlar,kevgire çeviriyorlar Bodrum’u.
Akordsuz çalgı aletleri gibi,her kafadan bir ses çıkarıyor kurumlar.Ayrıca diyelim ki, MUSKİ bir yeri tamamlayıp düzelterek başka bir bölgeye geçiyor,aynı yeri birkaç gün sonra AYDEM yada Telecom kazıyor yeniden.Olacak, akıl alacak,inanılacak gibi değil ama,hepimizin gözleri önünde oluyor işte.Plansız-programsız-ileriyi görerek ve hesaplayarak değil de,dostlar alışverişte görsün mantığıyla yapılınca işler,halk da çileden çıkıyor iyice.Yasalar, mevzuat ve uygulamalar,koordineli çalışma alışkanlığı da olmayınca,karambole dönüyor kenti iyileştirme ve altyapı çalışmaları..
Her zaman söylerim,bütün dünyada parça parça yapılır kazılı yatırımlar.100 metre kazarsınız,boruları döşer üstünü kapatırsınız hemen,ondan sonra diğer 100 metreye geçersiniz.Ayrıca geceli-gündüzlü sürer bu çalışmalar ve halk rahatsız ve huzursuz edilmez.Bizde gece çalışılmaz, tüm sorumluluk müteahhite bırakılır,trafiği bile belediyenin zabıtasına polisine değil,şirketin çalışan işçinin insafına ve elinde bilinçsizce salladığı kırmızı-yeşil bayrağına bırakılır. İşte burada kusur Belediye Başkanlarındadır.İhaleyi siz yapıyorsunuz,şartnameyi siz hazırlıyorsunuz,bunlara uymayanların canına okuyamıyorsanız eğer ve işin sürüncemede kalmasına göz yumuyorsanız,kabahatin ve kusurun tamamı sizindir.Bodrum Belediyesi ayıp olmasın diye Büyükşehir Belediyesine bir şey söyleyemezse, Büyükşehir Belediyesi para akışı kesilmesin diye Şehircilik Bakanlığına bir şey diyemezse,herkes topu birbirinin üstüne çaktırmadan atarsa,halkın ezilmesine,mağdur edilmesine ve kafasının tepesinin atırılmasına sebep olunur işte.Bodrum bunu yaşıyor şimdi.
Millet evine,işine gücüne doğru dürüst gidemiyor.Cadde ve sokaklarda yürüyemiyor,araçlar çukurlara düşüyor, lastikler patlıyor,alttakımlar bozuluyor.Oto tamircileri ve lastikçiler bayram yapıyor ama,halk da saldıracak ve boğazına sarılacak bir sorumlu arayıp duruyor aylardır.Buna mutlaka ve hemen bir çare bulunmalıdır. Milyonlarca dolara evlerin satıldığı,kiraların Londra-Paris ve Newyork kiralarını bile geçtiği,ülke turizminin gözbebeği sayılan bir kenti bu duruma düşürmeye hakkımız yoktur.Ayrıca bu vahşi göçü,rantı ve yine vahşi yapılaşmayı durdurmadığımız sürece,Bodrum’un altyapısı için ne yaparsanız yapın,ne kadar para yatırırsanız yatırın ve ne kadar proje üretirseniz üretin,sıfıra sıfır elde var sıfır sonucuna ulaşırsınız.
Bodrum için yazacak daha çok şeylerimiz var.Ama bu yazıyı,AKTUR’un içinde kesilen yüzlerce ağaca ve şehir içinde halen devam eden inşaatlara işaret ederek bitirmek istiyorum.Ankara bir yazıyla AKTUR’un içindeki ormana inşaat iznini verdi.Belediye’nin direnmesine rağmen, Orman İşletmesi de güzelim yüzlerce fıstık çamı ağacının katledilmesine (tamam)dedi.Peki her vesileyle ayağa kalkanlar,Bodrum’un bekçisi kesilenler,o çevre platformları,medyatik çevreciler filan neredeler,niye yalnız bıraktılar Belediye Başkanını?Bir sözüm de,geceli-gündüzlü hala süren inşaatlara sessiz,seyirci ve adeta kayıtsız kalan Belediyecilere..Neden hala ruhsat verip duruyorsunuz, neden hala temeli yeni atılanları durdurmuyorsunuz ve neden hala (altyapı noksanı halk sağlığını tehlikeye düşürüyor)gerekçesiyle(artık yeter) demiyorsunuz kent içindeki ve varoşlardaki yapılara?Bunu belediye hoparlörlerinden de anlatsanız ya halka…