ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Türkiye’de aşçılık sektörünün önemli isimlerinden Alaattin Yalçınkaya, aşçı meslektaşlarını birlik, beraberliğe ve değişime çağırarak “Türkiye’de önüne gelen bir aşçı derneği kurarak kartvizitine ‘başkan’ yazmanın peşinde koşuyor. Türkiye’de federasyonlara bağlı 40, bağlı olmayan 30 dernek olmak üzere 70’e yakın dernek bulunuyor. Bana kalırsa başkan olmakla iş bitmiyor. Türk aşçılarının menfaatini düşünüp, Türk mutfağını dünya mutfakları arasında özlediğimiz yere getirmek için federasyonlarda, derneklerde değişim gerekiyor” dedi.
GENÇLERİN ÖNÜNÜ AÇMAK GEREKİYOR
Dernekçilikte gençlerin önünü açmak gerektiğini ve derneklerde değişime ihtiyaç olduğunu belirten Alaattin Yalçınkaya, dernek yönetimlerine gençlerin alınması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
“Dernek bünyesine alınacak gençlere öncelikle birbirlerine karşı ve ustalara karşı saygılı olmak öğretilmelidir. Kin ve nefretten uzak yönetimin esas olduğu aşılanmalıdır. Dernek yönetimine gelince kendi başına değil de yönetimin ortaklaşa karar vermesi gerektiği öğretilmelidir. Dernek yönetiminde gençlere imkân verilerek yönetimde sorumluluklar yüklenerek pişmesi sağlanmalıdır. Bu dönemlerde kimin ne işe yaradığı belirlenince başarılı olanlara destek olunmalıdır. Gençlerin önünü açmak için dernek çalışmalarımda daima böyle hareket etmek istedim. Ancak yeterli desteği görmedim. Gençlerin başarılı olmaları için kenara çekildim. Derneklerde görev alacağım diye bir telaşım hiç olmadı. Bundan sonra da sadece faydalı olabileceğim konumlarda yer alacağım.”
AŞÇILIĞIN DEĞİŞİME İHTİYACI VAR
Türk aşçılığının değişime ihtiyacı olduğunu belirten Alaattin Yalçınkaya, mesleği elinden alınacak gibi gençlere karşı kıskanç davranan aşçıların hata yaptığını söyledi. Yalçınkaya, Türk aşçılığında anlayışın değişimeihtiyacı olduğunu, gençlerin önünü açmak gerektiğini ve usta aşçıların kıskançlık yapmayarak birikimlerini genç aşçı adaylarına öğretmeleri gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Usta aşçılar gençlere bildiklerini öğretmezlerse Türk mutfağı kaybolup gider. Gençler ustalarından birşeyler öğrenemezlerse arayış içine giriyorlar ve Türk mutfağının lezzetli yemeklerini kendi anlayışlarına göre bozuyorlar. Türk mutfağını gerçek değerleriyle korumak nesilden nesile bilgilerin aktarımıyla başarılı olur. Hünkar beğendi, imam bayıldı gibi yemeklerimizi doğru öğretmezsek bilinçsiz ellerde farklı şekillere ve isimlere bürünür. İşte o zaman Türk mutfağına en büyük ihanet yapılmış olur.”
AŞÇILIK MEDYASI AŞÇILIĞA HİZMET EDİYOR
Türkiye’de aaşçılık sektörüne yönelik internette ve yazılı basında yayın yapan kişilerin sektöre hizmet ettiklerini belirten Alaattin Yalçınkaya, TurkiyeTurizm, Aşçılar Dünyası, Food in Life, Aşçı Haber, Turizm Gazetesi, Turizmde Bu Sabah, Aşçı Haberleri, Chef Haber gibi sitelerin hizmetlerini hafife almamak gerektiğini söyledi. Alaattin Yalçınkaya, bu gibi yayınların Türk aşçılığını gündemde tutarak büyük görev yaptıklarını sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “İster aleyhte, İster ise lehte yazabilirler. Hakaret sınırlarını aşmadıkça eleştiri hakları vardır. Onların eleştirilerinden herkes bir pay çıkararak doğru yolu bulmalıdır. Mesleğimizin eksik yanlarını ortaya koydukları zaman biz bunları düzeltmeye çalışmalıyız. Unutmayalım, birileri bizleri eleştirdikçe ve biz onlardan ders aldıkça aşçılık mesleğini kalitesi yükselir. Eleştirilere karşı tepkili değil, hazımlı ve demokratik tavır sergilemeliyiz. Baştan beri değişim diyorum. Bundan böyle benimde birilerini eleştirme hakkım olduğu gibi, bu gibi yayınların da hakaret olmadıkça herkes beni eleştirme hakkı olduğunu düşünüyorum. Değişimin temelinde demokratik düşünce anlayışım yatmaktadır. Herkesten de adeletli olmalarını bekliyorum”
YARIŞMALARDA NEDEN YAŞLILAR YOK?
Alaattin Yalçınkaya, Türkiye’de yapılan aşçılık yarışmalarına neden gençler katılıyor, ustalar ise neden ortalıkta görünmüyor diye sorarak “Gençlerin katıldığı yarışmalarda onlara hocalık yapacak ustalara ihtiyaç var. Yarışmalarda yaşlı ustalar yarışsın demiyorum. Ama gençlerin yarıştığı takımlarda yer alarak onlara güç verebilir, bilgileriyle yol gösterebilirler. Yarışmalarda gençlerle yaşlı ustalar birlikte hareket etmelidirler” dedi.
BENİM KİMSEYLE KAVGAM YOK
Alaattin Yalçınkaya şöyle konuştu: “Benim kimseyle kavgam yok. Ben kavgayı sevmiyorum. Ama kavgadan beslenen birileri beni kavganın içine çekmek istiyorlar. Bu gibi kişiler birilerini kullanıp bir yerlere varacaklarını sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. Bu gibi kavgalar çıkarana zarar verir. Dediğim gibi kavgadan beslenen bu kişilere itibar etmemek gerekiyor. Kavga edeceklerine enerjilerini aşçılık gibi kutsal göreve harcasalar daha başarılı olurlar. Böylece Türk aşçısı ve Türk mutfağına faydalı olurlar. En üzüldüğüm konulardan biri, aşçıların birbirlerinin ekmekle oynamalarıdır. Birilerinin ayağını kaydırmakla ellerine ne geçiyor bilmiyorum. Ama ekmekle oynayanın Allah’ın huzurunda ne duruma düşeceğini düşünmüyorlar, hainliklerini sürdürüyorlar. Aşçılık mesleği adına bu gibi olaylar utanç vericidir.”
YALÇINKAYA’LARDAN GURUR DUYUYORUM
Alaattin Yalçınkaya, aşçılık mesleğinde aile soyadı olan ‘Yalçınkaya’yı taşıyan Mehmet, Mithat ve Mustafa Yalçınkaya’nın ailelerinin gururu olduğunu belirterek “Onlar başarılı olunca ben mutlu oluyorum. Ailemizin adına başarılarıyla başarı katıyorlar. Bu nedenle onlara teşekkür ediyorum” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.