Türkiye’de takvimler 24 Ağustos 2020’yi gösterdiğinde, koltuğuna oturalı henüz 6 ay olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun bir demeci, TC tescili taşıyan uçaklarda görev yapan yabancı pilotların tedirgin olmasına neden olmuş, kokpitler alarma geçmişti.
Bakan Adil Karaismailoğlu, Türk sivil havacılık sektörünün son 17 yılda hızla büyümesi nedeniyle, sektörün yetişmiş eleman ihtiyacının bir bölümünü yurt dışından karşılamak zorunda kaldığını belirterek, “Şu anda 295 binin üzerinde kişinin istihdam edildiği sivil havacılık sektörümüzde yabancı uyruklu pilot, uçuş ve kabin ekibi gibi görevlilerin oranı yüzde 11’i bulmakta. Sektörde yerli yetişmiş eleman istihdamı için çalışma başlattık. Tüm paydaşlarla birlikte bu çalışmayı yaparak havacılık sektöründe vatandaşlarımızın öncelikli olarak istihdam edilmesini hedefliyoruz” diyor ve gereğinin yapılmasını işaret ediyordu.
Durum gerçekten böyle miydi? Yüzde 11 gibi bir yabancı oranı, kabin memurları için az değildi, ama pilotlar için acaba çok muydu? Bu yüzde 11’lık orana neden veya niçin gelinmişti? Geçmişe bakınca havacılık sektörünün hızlı büyümesiyle ihtiyaç duyulan kaptan temini zorlaşmış bu nedenle de daha az maaşla dışardan kaptan istihdam edilmişti. Bir aralar bu sayı bin 200’lere kadar çıkmış, öyle ki bazı yolcular uçaklarda kendi aksanıyla anons yapan (Özellikle de Yunan) pilotları istemediklerini her zeminde dile getirmeye başlamışlardı. Yükselen bu milliyetçi rüzgar, birçoğu iş arayan işsiz pilot adaylarınca yaratılan kamuoyuyla birleşince yabancı pilotlara “Go home” denilmesi görüşü taraftar da bulmuştu.
Bakan’ın bu demecinin üstünden iki ay geçtikten sonra THY’nin çalıştırdığı bütün yabancı pilotları ücretsiz izne göndereceğini duyduk ve şaşırmadık. Çünkü, THY yasal hakkını kullanıyordu.
Karara göre, tüm yabancı kaptan ve ikinci pilotlar 1 Kasım 2020 itibariyle altı ay süreyle izne gönderilecek.
Uygulamanın nasıl bir sonuç doğuracağı ve gidenlerin geri gelip gelmeyeceğini zaman gösterecek. Eğitim alamayacak ve simülatöre giremeyecek bu pilotlar, lisans kaybına uğramamak için THY ile yaptıkları sözleşmelerini anlaşarak fesih yoluna gidebilirler. Böyle bir anlaşmayla gidenler geri gelmeyebilir ve şirketteki yabancı pilot sayısı da azalmış olur.
Böylece de yerelleşme hareketi başlar.
İşin gerçeğine bakarsak kamuoyunda sadece (bayrak taşıyıcı da olan) THY’nin yabancı pilot çalıştırdığı gibi çok yanlış bir algı yaratılmaktadır. Oysa gerçek bu değil. Neyin, ne olduğuna bir bakalım.
Türkiye’de havayolu şirketlerinde halen 3 bin 755’i kaptan, 3 bin 982’si ikinci kaptan olmak üzere toplam 7 bin 737 pilot görev yapıyor.
TC tescilli uçaklarda görev yapan 3 bin 755 kaptanın 587’si, 3 bin 982 ikinci pilotun 227’si başka ülke vatandaşıdır.
587’si kaptan, 227’si de ikinci pilot olan toplam 814 yabancı pilotun ne kadarı, hangi şirkette çalışıyor bunu rakamlarla ve oransal olarak görmekte fayda var.
Türkiye’de halen 3’ü kargo (ACT Air Kargo, MNG Air Kargo ve ULS Air Kargo) ve 7’si de yolcu taşıyan (THY, Pegasus, Sun Ekspres, Onur Air, Corenden, Free Bird ve Tailwind) şirket olmak üzere, ne yazık ki, sadece 10 şirket faaliyettedir.
Hangi şirkette, ne kadar yabancı kaptan ve ikinci pilot olduğunu da kayda alalım. MNG’nin 39 kaptanı ve 24 ikinci kaptanı hepsi TC vatandaşlarından oluşmuştur.
(Yabancı pilot oranı yüzde 0’dır.)
ULS’de 13 kaptanın tamamı Türk, 13 ikinci pilotunun biri yabancıdır.
(Yabancı pilot oranı yüzde 7.69’dur.)
ACT’nin 33 kaptanından 3’ü, 32 ikinci pilotun ise 11’i yabancıdır.
(Yabancı pilot oranı F/O’da 34.38, ortalamada ise yüzde 9.09’dur.)
Yolcu şirketlerinde ise Pegasus’un 530 kaptanından 103’ü, 608 ikinci kaptanın 37’si yabancı uyrukludur.
(Yabancı kaptan pilot oranı yüzde 19.49, ikinci pilotlarda ise yüzde 6.09 ve de ortalama yabancı pilot oranı 12.30’dur.)
Onur Air’de 97 kaptanın 12’si, 114 ikinci pilotun sadece 3’ü de yabancıdır. (Ortalama yüzde 7.11)
Free Bird’de 55 kaptandan 3’ü, 50 ikinci kaptanın tamamı ise Türk vatandaşıdır. (Yabancı oranı 2.86’dır.)
Sun Ekspres’in 333 kaptanının 40’ı, 340 ikinci pilotun 42’si yabancıdır. (Yabancı pilot ortalaması ise 12.18’dır.)
Corendon’un 82 kaptanından 33’ü, 92 ikinci pilotun ise 12’si yabancı. (Yabancı pilot ortalaması yüzde 25.86’dır.)
Tailwind’in 26 kaptanın 3’ü, 24 ikinci pilotun hepsi Türk.
(Yabancı pilot oranı yüzde 6.00’dır.)
THY’ye gelince, 2 bin 547 kaptanın 390’i (Kaptan yabancı oranı yüzde 15.31.), 2 bin 356 ikinci pilotun 121’i ise yabancıdır. (Yabancı oranı 5.24)
THY’nin yabancı ortalaması 10.42’dır.
Bu listeye bakınca ortalamada en çok yabancı kaptan ve yabancı ikinci kaptan çalıştıran şirket sıralamasında Hollanda pazarında lider olan Corendon Airlines yüzde 25.86 ile en başta geliyor. İkinci sırayı yüzde 21.54 oranıyla Çin ortaklı ACT alıyor. Pegasus 12.30’luk bir oranla üçüncü sırada geliyor. Alman Lufthansa ve THY ortaklığındaki Sun Ekspres ise 12.18’lık bir oranla dördüncü durumda.
Herkesin en çok yabancı pilot istihdam ettiğini sandığı THY ise 10.42 gibi bir ortalamayla beşinci sırada gelmektedir.
Daha sonra sırayla, Onur Air yüzde 7.11, Tailwind yüzde 6.00, ULS yüzde 3.85 ve MNG ise yüzde 0.00 ile en sonda geliyor.
Demek ki, bu konu bildiğimiz gibi değil.
THY de diğer şirketler gibi ve hatta bazı şirketlerden oransal olarak çok daha az yabancı pilot çalıştırmaktadır. Hükümet ve Sayın Bakan’ın kamuoyunu oluşturan bazı çevrelerin de etkisiyle yabancı pilot olgusuna karşı çıkışı zamanlama olarak
Kovid 19’un getirdiği sıkıntılara bakınca doğru olmuş olabilir. THY, yasal olarak haklarını kullanıyor ve yabancı pilotları izne ayırıyor. Temennim, THY ve diğer şirketlerimizin ihtiyaç duydukları anda yabancı pilotlara tekrar muhtaç olmamasıdır.
İyi uçuşlar Türkiye’m...
Duayen havacı Çizmeci: “Geldiğimiz bu nokta hayali güç bir mucize”
Türkiye’nin önemli havayolu taşımacılarından Air ACT Cargo şirketi 15. Kuruluş yıldönümü nedeniyle Marco Iansiti ve Karim R. Lakhani’nın yazdığı “YAPAY ZEKA ÇAĞINDA REKABET” adlı kitabı yayınlayarak bana da gönderdi.
Teşekkür ediyorum. ACT’nın kurucularından duayen havacı Yavuz Çizmeci, bu kitaba yazdığı önsözde şöyle diyor:
“Değişim bütün hızıyla sürüyor. Bu hıza ayak uydurabilmek kişilerin, şirketlerin ve ülkelerin geleceklerini belirleyecek. Bu dönemin en can alıcı konusu, dijital dünyanın önümüze koyduğu yeni kavrayış imkanlarını sezebilmek, öğrenebilmek ve hayata geçirebilmek olacak. Türkiye 2020’de bir karar verdi.
Bir milyon yazılım mühendisi yetiştirilecek. Dijital dünyaya gönül vermiş, bu dünyanın dinamiklerine kafayı takmış milyonlarca insan var. Bu insanların yaratacakları yeni dünya, ülkemizin dünya üzerindeki yerini belirleyecek. Dünyanın ağırlık ve çekim merkezleri yer değiştiriyor. Türkiye’nin dünyadaki en önemli merkezlerden biri olabilme şansı çok yüksek. Yeter ki, hedeflerimizi doğru saptayalım. Yeter ki bu yolda gereken disiplin, çalışkanlık ve yaratıcılığı gösterelim. Bu olasılığın gerçekten farkına varmak başlangıç olacak.
Umutlu olmak lazım, Olumlu olmak lazım.
Anadolu insanının binlerce yıldır medeniyetlerle damıtılmış gen kodları umutlu olmayı mümkün kılıyor. Havacılık hava kargo taşımacılığı, turizm alanlarında son otuz yılda Türkiye’nin geldiği nokta insanlarımızın değişime ayak uydurma, değişimi yakalama yeteneklerinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Otuz yıl önce Türkiye’de 50 uçak vardı, 2000’de iki katına çıktı. Bugün ise TC tescilli 500 uçağımız var. THY en çok noktaya uçan havayolu oldu. Türkiye 40 milyon turisti misafir edebiliyor.
1990’da Türkiye’de sadece bir kargo uçağı vardı. 2000’de bu sayı 5’e çıktı. Bugün 34 uçak ve 2500 ton kapasitemiz var. Dünya sıralamasında ilk beşi zorluyor.
Otuz yıl önce nereden başladığımıza bakılırsa geldiğimiz nokta hayali güç bir mucize.
Bu mucizenin esas mimarı Anadolu insanları. Bu insanların enerjisi, yaratıcılığı olağanüstü.
O insanların zekası, çalışkanlığı ve alın terleriyle bu günlere geldik.
Umudumuz odur ki, ülkemiz insanları aynı mucizeyi YAPAY ZEKA ÇAPINDA REKABET gücüne erişerek YARATACAKTIR.” Katılmamak mümkün mü?