İSTANBUL - Türkiye’de çiftçi sayısı son 12 yılda yüzde 48, tarımsal ekim alanları da 18 yılda yüzde 12 azaldı. Gıdada güvenliği sağlamak için acil strateji değişikliği çağrısı yapılıyor.
“Avrupa’nın bahçıvanı mı olacağız?” “Üretmeye gerek yok, nerede ucuzsa oradan alırız...”
Türkiye 1980’li yıllarla birlikte tarım politikalarını işte bu anlayışa göre belirledi. Gelinen noktada ise Türkiye artık kendi kendine yeten ülke olmaktan çıkıp yılda 16 milyar dolar gıda ithalatı yapan bir ülke. TÜİK verilerine göre Türkiye’de çiftçi sayısı son 12 yılda yüzde 48 azaldı. Tarım alanları da 18 yılda yüzde 12.3 azaldı.
YENİ BİR STRATEJİ ÇAĞRISI
Pandemi ise dünyada gıda güvenliğinin önemini ortaya koydu. Dün, 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü idi. Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) “Sağlıklı Bir Yarın İçin Şimdi Güvenli Gıda” sloganı ile kutlanan günde, Türkiye’de çeşitli kurumlar tarımda giderek artan dışa bağımlılığa dikkat çekerek yeni bir strateji çağrısı yaptı.
TMMOB’ye bağlı Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ve Veteriner Hekimleri Odası İzmir şubelerinin ortak açıklamasında gıda güvenliğinin ilk olarak tarımsal üretimin güvenliğinden geçtiği vurgulanarak şu görüşlere yer verildi:
- Tohum dahil dışa bağımlı olmamız girdi fiyatlarında yükselmeye, çıktı fiyatlarında da istikrarsızlığa neden olmaktadır. “Paramız var ki ithal ediyoruz” mantığıyla fiyatı yükselen her gıda maddesi için çözüm olarak görülen ithalat vatandaşın ucuz, yeterli ve güvenli gıdaya ulaşmasını sağlayamadığı gibi yerli üreticiyi de mağdur etmektedir.
- Bu durum ülkemizde gıda egemenliğini tehlikeye atmaktadır. Bilimin yol göstericiliğinde ve doğru uygulamalarla tarımsal üretimi yayacak toplumsal bir hareketi inşa etmek için çalışmalıyız.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise yaptığı açıklamada, “Bakanlık olarak üreticilerimize sağladığımız desteklerle 2020’de yüzde 4.8 büyüyen tarım sektörümüz, 2021 yılının ilk çeyreğinde de yüzde 7.5 büyüme kaydetti. Tarım sektörümüz son 10 çeyrektir kesintisiz büyüyor. Tarımsal hasılamız ise 2020 yılında 333.3 milyar liraya yükseldi. Tarımsal hasıla bakımından Avrupa’daki liderliğimiz devam ediyor” dedi.
BEYAZ ET DIŞA BAĞIMLI
Son günlerde fiyat artışlarıyla gündeme gelen beyaz ette de dışa bağımlılık sorun. Beyaz Et Sanayicileri Derneği Başkanı Naci Kara, bakanlığın açıkladığı yerli etçi tavuk üretiminin pazar payının çok düşük olduğunu vurguladı. Türkiye’de kullanılan tavuğun yüzde 85’inin İrlanda, yüzde 15’inin ise Amerika menşeili olduğunu söyleyen Kara, “Her ülke kendi ırkını çalışıyor. Bizim kendi ırkımızın da önümüzdeki 5-10 yılda çok yaygın kullanımı olmaz. Ama hem fiyatları dengeleyebilmek hem de güvenli üretim için her alanda dışa bağımlılığı bitirmeliyiz. Yalnızca tavukta değil, yemde de yüzde 85 oranında dışa bağımlı bir sektörüz maalesef ki” diye konuştu.
YERLİ ÜRETİM TEŞVİK EDİLMELİ
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımda plansızlık ve öngörüsüzlüğün dışa bağımlılığı artırdığını belirterek “İthalat yerine çiftçiye destek verip, üretimi teşvik edelim. Yoksa gelecekte gıdaya erişimde de ciddi sorunlar yaşarız” uyarısında bulundu. Gürer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Her karış toprağı ekin” şeklindeki sözlerine de atıfta bulunarak “Çiftçinin üretim için girdi maliyeti şu anda çok yüksek. İlaç, tohum, mazot, suyun yeraltından çıkarılması için kullanılan elektrik parası üreticinin belini büküyor. Önce girdi maliyetlerini düşürelim. Çiftçiye doğru dürüst destek verelim. AKP iktidarı tarımda gerçeği görmek istemiyor. Tarım Orman Bakanı, algı ile gerçeğin göz ardı edileceğini sanıyor. 2 milyon çiftçinin kredi borcu var” şeklinde konuştu.
BALIKÇI ÜLKESİ OLAMIYORUZ
Yılda 200 bin tona yakın ihracata karşılık 90 bin ton su ürünleri ithalatı olduğunu söyleyen Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkanı Ramazan Özkaya, “3 tarafı denizle çevrili bir ülke olmamıza rağmen bir balıkçı ülkesi olamıyoruz. Hâlâ halkımızın yıllık balık tüketimi 6.5-7 kilo arasında kalıyor ve yılda 189 milyon doları ithalata harcıyoruz, yabancı balıkçıya veriyoruz. Her yıl gittikçe azalan tonajımız var, bu azalmayı durdurmak için acilen kota getirilmesini istiyoruz. Ava çıkan teknenin boyutlarına göre ne kadar balık yakalanacağını belirlemeliyiz. Böylece balıkçı ufak balık yakalamakla uğraşmaz ve balık çeşitliliği korunmuş olur” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.