ANKARA- Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: “Turizm gelirinin en yüksek olduğu 10 ülkeden 7’sinde turizm ajansı var. Bu ajanslar öncelikle tanıtımı doğru bir şekilde yapıyorlar ve turizm ile ilgili geliştirme politikalarını sektörle birlikte oluşturuyorlar.”
Bakan Ersoy: “Devlet kaynaklarıyla 20 yılda alacağımız yolu Turizm Geliştirme Ajansı ile birkaç yılda katedeceğiz.”
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde bulunan Turizm Geliştirme Ajansı ile Türkiye turizminin büyük bir ivme kazanacağını vurgulayan Bakan Ersoy, dünyada turizm gelirlerinin en yüksek olduğu 10 ülkeden 7’sinde turizm ajansı bulunduğunu söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Habertürk TV’de yayınlanan ‘Özel Röportaj’ programında Veysi Ateş’in sorularını yanıtladı.
Dünyada Turizm Geliştirme Ajanslarının, öncelikle tanıtımı doğru bir şekilde yaptıklarını ifade eden Bakan Ersoy, turizm ile ilgili geliştirme politikalarını sektörle birlikte oluşturan bu ajansların, Türkiye’de şu an için uygulanamayacak olsa da, denetim desteği de verdiklerini kaydetti.
Türkiye’de her şeyi devletten bekleyen bir anlayışın hâkim olduğunun altını çizen Ersoy, devletin bütün sektörlere karşı sorumlu olduğunu ancak sektörün de yapılan tanıtıma ortak olması gerektiğini belirtti ve “Devlet kaynaklarıyla 20 yılda alacağımız yolu Turizm Geliştirme Ajansı ile birkaç yılda katedeceğiz.” dedi.
Ajans Yönetiminin Çoğunluğunu Sektör Oluşturacak
Turizm Geliştirme Ajansı yönetim kurulunun çoğunluğunu özel sektörün oluşturacağını ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, devletin yanı sıra sektörden toplanacak kaynağın nereye harcanacağına yine onların karar vereceğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“3 üye kamu görevlisi olarak Bakan, Bakan Yardımcısı ve Tanıtma Genel Müdüründen, 1 üye ulaşım koltuklarının yüzde 80’ini oluşturması nedeniyle Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanından oluşuyor. Bununla birlikte 4 üyeyi kamu olarak sayabiliriz. 5'inci olarak İGA ve TAV’ın da dönüşümlü gelmesini istiyoruz. Acentaları temsilen de bir temsilci atamak istiyoruz. Bunun da, acentaların yapacakları seçimle atanmasını düşünüyoruz. Bu noktada, mesela TÜRSAB seçimleri yapılırken iki sandık konularak bu belirleme yapılabilir. Bunun dışında Türkiye’de 7 coğrafi bölge var. Buradan da 7 temsilci atanıyor. Bunlar da seçimle geliyorlar. Turizm işletme belgeli tesisler arasından adaylar belirleniyor. Onların yapacağı oylamayla seçilecek üyeler bunlar. Marmara ve Akdeniz bölgesinden ikişer, Ege, Karadeniz ve İç Anadolu ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden birer üye olacak. Bölgelerdeki sayıları yatak kapasitesi ve aldıkları turist sayılarını dikkate alarak yaptık.”
Yönetim Kurulunun Görevi Operasyon Olmayacak
Turizm Geliştirme Ajansı yönetim kurulunun görevinin operasyon yapmak olmayacağını da belirten Bakan Ersoy, yıl içerisinde yapılacak toplantılarda operasyon ekiplerince hazırlanan bütçeleri onaylayacaklarını, icra kurulu tarafından da bu bütçelerin denetleneceğini ama operasyon işinin tamamen profesyonellerden oluşmuş kadrolarca yapılacağını söyledi.
Bu ajansın ağırlıklı olarak pazarlama ve tanıtım odaklı olacağının altını çizen Ersoy şunları kaydetti:
“Dijital pazarlamadan tutun da yapılması gereken PR’a kadar bütün bölümler masa masa var. Yolcular üzerinden bize turist tedarik eden ülkelerde kıta bazında sınıflandırılmış durumda. Mesela Amerika, Avrupa, Afrika gibi bölümler de var baktığınız zaman. Ayrıca iç turizm de bir masa şeklinde. Çünkü Türk turist de bizim için önemli. Hem doluluk dengesini hem fiyat dengesini sağlamak adına yerli turist de var. Ayrıca, konsantre olunması gereken yeni ürünler var. Mice operasyonları, deniz ve demir yolu turizmi gibi geliştirilmesi gereken organizasyonlar var. Sağlık turizmi çok ciddi geliştirmemiz gereken bir alan. Çok yüksek beklentimiz var. Eğitim turizmi çok önemlidir. Bununla ilgili çok ciddi tanıtım yapılması gerekiyor. Türkiye’de üniversite eğitimi almaya gelen öğrenciler var. Öğrenci deyip geçmeyin, uzun süre kalıyorlar. Devamlı bir harcamaları var. Ortalama en az iki kere aileleri geliyor. Dolayısıyla çarpanı çok yüksek olan bir turist kitlesi.”
Ajans Müşteri Memnuniyetini de Ölçecek
Turizm Geliştirme Ajansının odaklandığı markalaşma için tanıtımda süreklilik olması gerektiğine vurgu yapan Bakan Ersoy, “Dünyanın en büyük markalarına bakın, ezbere biliyoruz. ‘Niye tanıtım yapıyoruz olmaz.’ yapmak zorundasınız.” dedi.
Türkiye’de turizmi 81 ile yaymak gerektiğini söyleyen Ersoy, kurulacak olan ajansın Türkiye’ye gelen turistin memnuniyetini de bölge bölge ölçeceğini dile getirdi ve şöyle devam etti:
“Türklere Türkiye’yi tanıtmamız lazım. Doğu, Güneydoğu, Karadeniz, İç Anadolu dediğiniz zaman bunların yatak kapasitesi düşük. Biz özellikle oralardan temsilci istedik. Yeni destinasyonlar yaratmamız lazım. Bunu yarattığınız zaman öncelikli olarak iç turizme tanıtmanız daha kolay. İki aynı lisanı konuşan kitlelerle turizm yapmanız daha kolay başlangıç açısından. Yani turizme aşina olduktan sonra o bölgeler, bizim onu yurt dışında tanıtıp, potansiyelini artırmamız çok daha kolay. Sadece tanıtmak yetmiyor. Tanıtarak getirdiğiniz misafiri mutlu döndürmeniz de şart, yoksa dijital medyanın bu kadar geliştiği bir ortamda küstürürsünüz misafiri. Ajansın içinde özellikle denetimle ve misafir memnuniyeti ile ilgili bir birim de kuruyoruz. Yani bu misafir memnuniyetlerini bölge bazında ilçe ilçe ölçeceğiz.”
Sanatçılarımızın 20 Yıllık Sorununa Çözüm Getirdik
Kültür ve turizmin kesinlikle ayrılmaması gerektiğini ifade eden Bakan Ersoy, “Kültürünüzle, sanatınızla, arkeolojik değerlerinizle rakiplerinizden ayrışıyorsunuz. Bunları ne kadar geliştirmeyi başarırsanız turizmde o kadar şanslı olursunuz. İnsanlar sizin yaşam tarzınıza da geliyorlar, sadece denize ve güneşe değil. Biz geçmişimize ne kadar sahip çıkar, kültür sanat kimliğimizi ne kadar geliştirirsek şansımız da o kadar artıyor. Turizmden aldığımız kaynakları şu an çok rahat bir şekilde kültüre de harcamalıyız.” dedi.
Bakanlık bünyesinde, kültür alanında çok ciddi bir ekip olduğunu belirten Ersoy, 20 yıllık yevmiyeli çalışan tiyatro, güzel sanatlar ve opera çalışanların sorunlarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a anlattıklarını ve o sorunu çözdüklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kültür sanat konusunda çok hassas olduğunun altını çizen Ersoy, birimlerin performanslarının ve seyirci sayılarının yüzde 30 artırılmasını istediklerini kaydetti.
4 Bine Yakın İşçi Alıyoruz
Kültür ve Turizm Bakanlığından kadro taleplerine de konuşmasında yer veren Ersoy, kütüphanelere 500 kadro tanımlandığını ve alımların da yapılacağını söyledi.
Türkiye’de 153 kazı ve ören yerinde Türk kazı başkanlıkları tarafından 122 kazı çalışmasının sürdürüldüğünü hatırlatan Ersoy, “En büyük sıkıntımız 45-60 gün kazılması sonra bırakılmasıydı. Buna el attık. Dedik ki: Kademeli bir şekilde 12 aya çıkaralım. İlk etapta 20 tane ile başlıyoruz. Bu sene de 41 ilave getireceğiz. Önümüzdeki sene 122 ile tamamlayacağız. Hepsi tabii 12 ay olmuyor, iklim şartları müsaade etmiyor. Kazı başkanlarını davet ediyoruz. Kazı başkanlarımız biraz daha gayretli olmalılar. Bütçe sıkıntısı yok. Devlet olarak biz diyoruz ki, ‘Finanse ediyoruz, siz gelin”. Yapamayacak kazı başkanı arkadaşlarımızın yapabileceklere devretmesi lazım. 4 bine yakın işçi alacağız, ortalama 600'e yakın arkeolog alacağız, bu sayı 800’e kadar çıkabilir, 250 civarında da sanat tarihçisinin istihdamını bu süreç içinde gerçekleştireceğiz. Bu alımları 3 yıl içerisinde yapacağız. Kazı sürelerini de hızlandırmış olacağız.”
Müzekart Fiyatları Sabit Kalacak
Müzelerle ilgili nitelikli turisti hedeflediklerini dile getiren Bakan Ersoy, Müzekart’ın fiyatını artırmayacaklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Müzelerimizden elde ettiğimiz gelirin yüzde 85’i yabancı kaynaklı. Bir bakıma Avrupa ortalamasının çok altında olan gelirleri artırmamız, birde yerli halkı korumamız gerekiyor. Geçen sene son bir fiyat düzenlemesi yapılmıştı, Müzekart'ın bundan sonra fiyatını artırmayacağız. Müzekart fiyatları sabit kalacak, sadece Türkler’in satın alabileceği bir ürün. Kalan yüzde 85’ten gelir elde edip, bunu müzelerimize, kazı yerlerimize, ören yerlerimize yatırmamız gerekiyor. Müzekart ile şöyle bir avantajınız var: Müzekart bir yıl boyunca size sınırsız giriş hakkı veriyor. Her ay bir kere gitmeniz için bile bir gerekçeniz var. AVM’ye gideceğine her hafta, ayda bir kere de olsa müzeye gitmesi açısından bir teşvik. Ağaç yaşken eğilir biliyorsunuz. MEB ile bir protokolümüz var, okullara seçmeli müze dersleri koyuyoruz. Zaten müzelerimizin içinde eğitim veriyoruz. Müzelerde teknoloji gelişmeye başladı. Hatta dijital teknolojiyle çocukların ilgisini çekecek atraksiyonlar da müzelere konmaya başlandı. Yeni nesil müzelerimizde bunları koymaya başladık. Ayrıca müzelerde güzel sanatlar ve tiyatro bölümlerimiz de etkinlik yapıyor.”
(10.07.2019)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.