Turizmi turizmcilerden kurtarmak gerekiyor

Minibuse bakıyorsun üzerinde “turizm” yazıyor
İçine bakıyorsun turist yok. Taşlıtarla’ya yolcu taşıyor
Otobüse bakıyorsun üzerinde “turizm” yazıyor
İçine bakıyorsun turist yok. Bir sürü insanı işine taşıyor.
Kamyona bakıyorsun üzerinde “turizm” yazıyor
İçine bakıyorsun turist yok. Pislikleri çöpe atmak için yola çıkmış.
İnşaata bakıyorsun tabelasında “turizm” yazıyor...
Birilerine daire yapan bir müteahhit. Yap-sat’çı...Turist nerede?
Bir bina var kapısında birileri bekliyor. Kapısında "turizm" yazıyor.
Adam saat başı koluna bir kadın takıp gelene oda kiralıyor.Turist nerede?
Emlakçı dükkanına bakıyorsun, tabelasında “turizm” yazıyor.
Adam birilerine daire satmak ve kiralama işiyle uğraşıyor. Turist nerede?
Bakkala bakıyorsun.Pencerede "Turizm" yazıyor.
Malum ekmek gazete satıyor. Ama arada korsan uçak bileti satıyor.
İnternete bakıyorsun açmışlar birer site ve herkes turizmci olmuş...
Yazan yazana... Köşe yazarı, editor... Gırla gidiyor...
Rezervasyon adı altında bir sürü dolandırıcının hepsi turizmci..
Bütün bunlardan ortaya ne çıkıyor?
Turizmin ve turizmcinin kimliği yok..
En kolay korsanlık yapılan sektör turizm...
Adam “Turizmciyim” diyor... Diğeri soruyor “Ne yaparsın?”
Ne yaptığını anlatana kadar akla karayı seçiyor.
Bu durumda “zavallı turizm” demek kalıyor.
Onun bunun eline düşmüş fahişeden farkı kalmadığı görülüyor.
Bakanlığa bakarsan adı güzel: Kültür ve Turizm Bakanlığı
Türsab’a bakarsan: Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği
Turob'a bakarsan: Turistik Otelciler ve Yatırımcılar Birliği
Türofed’e bakarsan: Türkiye Otelciler Federasyonu
TYD’ye bakarsan: TürkiyeTurizm Yatırımcıları Derneği
Yanı “turizm” lâfının orta malı olmasının tüm sorumluları bunlar ve buna benzer tüm turizm kuruluşları.
Türkiye’nin en büyük gelir kaynaklarından biri olan turizmin adı bile böyle içler acısı halde iken kendisi nasıl olsun?
Adam kamyonun arkasına “Dertliyim ezelden...” yazmış. Yanına ise “turizm” adını koymuş...
Hani “tam yerine bastık” dercesine... Elin zerzevatını, çöpünü, kumunu, çakıltaşını taşıyor...
Bunun adına turizm diyor.
Tüm turizm kuruluşları ise uyuyor.
Birilerinin gelipte turizmi bu faciadan kurtarması lazım.
Gerçek turizmci ise havalimanlarında binbir emekle yurtdışından getirdiği turisti kuruluşunun aracıyla alamıyor. Turizmciyi birileri korsanların eline terketmiş, kılları kıpırdamıyor.
Bir arkadaşım anlattı.
Hani Coca Cola’da dünya başkanı oldu diye övündüğümüz Muhtar Kent var ya...
Seyahat acentesi ona hizmet vermek üzere anlaşmış. Adam Amerika’dan Türkiye’ye geliyor. Havalimanında acentenin Türsab plakalı aracıyla onu karşılayıp alıyorlar. Yolda polis aracı durduruyor. “Yasak” diyor ve Muhtar Kent’i araçtan indirip bir taksiye bindiriyorlar.
Bu maskaralık değil de nedir?
Allah’tan Muhtar Kent bizden biri... Halimizden anlar...
Microsoft’un başkanı Bill Gates gelse bütün dünyaya rezil olacağız.
Gerçek turizmci havalimanlarına giremiyor.
Havalimanları dünyanın hiçbir ülkesinde olmayacak şekilde tam anlamıyla “korsan turizm”e emanet... Birileri bundan nemalanıyor.
Ama yukarıda adlarını saydığım turizm kuruluşları,“turizm”in adına bile sahip çıkamazken bu rezaletlere “dur” demek akıllarına bile gelmiyor.
Öncelikle “turizm”in “turizmcilerden kurtarılması lazım.
Yoksa Türk turizmi dibe doğru gidiyor, kimse farkında bile değil.