Türkiye’de, iki kıta arası ve üç tarafı denizle çevrili bu coğrafya’nın özgün toprak yapısı ve iklimsel çeşitliği nedeniyle, yörelere özgü doğal habitatlarda farklı coğrafi renkler, endemik bitkiler ve hayvan türleri yaşam bulmuştur. Benzer nedenlerle, yüzyıllar öncesinden günümüze bu topraklarda yerleşmiş toplumlardan ulaşmış kültürel birikim zenginidir.
Tarihi, doğal, kültürel somut ve soyut varlıklarıyla, Türkiye turizm adına özel çekiciliğe sahip bir destinasyondur ve turist gelişindeki sayısal artış bu görüşü desteklemektedir.
İnsanları ve dolayısıyla toplumları birbirine çeken ya da iten özelliklerin başında sosyal yaşam tarzları gelir, yani, söz konusu toplumun kültürüdür cezbedici olan. Bir turist ziyaret ettiği ülkenin kültürel değerlerine ilgi duyarsa gelebilmektedir. Turistin bir ülkeyi ziyareti için, gönlünün kazanılması gerekir, kalbe giden yol, mideden geçer diye bir atasözümüz vardır. Mutfak kültürü ulusal kimliğinin temel niteliklerinden biri olarak önemli bir göstergedir.
Türk mutfağı kültürel zenginliğin yansıması olarak çeşitliliği ve tatlarıyla çekim gücüne sahiptir. Her yöreye has mutfağın turizm ürünü olarak sunulmasının ilgili yöreye olumlu kazanımları vardır. Yerel idareci ve turizmcilerin elbirliğiyle bu değerleri öne çıkarıcı çalışmalar yapmasından memnun olmaktayız. Mutfak ustalarımızın hünerleriyle hazırlanan birbirinden lezzetli yemekler, gurmelerce takdir edilmektedir ve Türk aşçılarımızın uluslararası yarışlarda elde ettikleri haklı şöhretleri gurur vericidir.
Bununla birlikte, Turizm mutfağındaki bazı olumsuz gelişmeler Türk turizmine zarar verici etkisi nedeniyle turist rehberlerini rahatsız etmektedir. (HB) Her şey dahil ve mas turizmin zorunlu kıldığı düşük maliyet arayışı sektörde nitelikli hizmet arayışını zorlarken, mutfağın etkilenmemesi olası değildir. Nitekim, bazı konaklama ve tur güzergahlarında yeme ve içme hizmeti veren işletmelerde sunulan ürünler nitelik ve içerik itibariyle Türk mutfağını temsil edebilme özelliğini yitirmek üzeredir. Yer yer yaşanan örneklerle güvenilir gıda denilemeyecek durumlarda yaşanabilmektedir. Bazı işletme yönetimlerinin mutfaklara tedarik ettikleri gıda malzemeleriyle bırakınız Türk mutfağının zenginliğini, sağlıklı yemek çıkarılması dahi mucize kabul edilmelidir. Bu bağlamda, bu işletmelerde çalışan aşçılarımızı tebrik etmek gerekir .(!)
Türk turizmi zorlu yollardan geçerek, dünya turizminde başarıdan başarıya koşmakta ve söz konusu edilebilecek politik, sosyal ve ekonomik kazanımlarla birlikte, ülkemiz ve dünya turizm tüketicisine hizmet üretmektedir. Bu başarıyı gölgeleyecek veya zarar verecek hiçbir riski hoşgörüyle karşılayamayız…
Bazı tesislerimizde artık olağan olan bir önceki günün aynısı yada son tüketim tarihine yakın veya taklit gıda ürünleriyle hazırlanan yemek çeşitliliğiyle ülkemizdeki turist ne kadar iyi ağırlanabilir ki! Değil tabi, turistlerin şikayetleri kaçınılmaz olmaktadır.
Turist rehberi ne yapsın! İlgili yerlere eleştirileri ulaştırınca, ne para o kadar köfte yakıştırması oldukça düşündürücüdür. Her şeye rağmen, bu kötü gidişe direnen aşçı ve tesislerimizin varlığını bilmek, bizlere umut vermektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, sektördeki herkes bu olumsuzluktan sorumludur. Konu turizm olduğu için, Tarım Bakanlığı’nın 174 Alo Gıda çağrı hattı yararlıdır, fakat yeterli değildir. Sahte içkinin sebep olduğu sorunlar henüz aşılamamıştır, geç kalmadan tedbirler güçlendirilmelidir. Güvenilir turizm destinasyonu imajı zarar görebilmektedir.
Türk turizminin bir değeri vardır ve korunmalıdır. Türk turizminin potansiyelinden ekonomik kazanç elde etmek isteyen işletmelerde standart olmalı ve savsaklanan değil, ciddi denetimler yapılmalıdır. Aksi durum, sabote etmektir.
Turizm mutfağında tehlike çanları uzunca bir süredir çalmaktadır.
Geç kalmadan, ‘Gazi’ olmadan bir şeyler yapılmalıdır.