Turizm, sebep olduğu imkan ve ekonomik olanaklar nedeniyle, son yıllarda çekim merkezi olunca Siyasiler başta olmak üzere toplumun her seviyesinde esnaf ve sektör çalışanı olarak pek çok kişi için, önem arz etmiştir.
Ancak, Türk turizmi dünya turizminde 7. sıraya ulaşmış olmasına rağmen, alt yapıda ihtiyaç duyulan özel bir yasal düzenleme henüz elde edilememiş, eğitimi güçlendirici bir çalışma yapılamamıştır.
Toplumların gelişmesine en olumlu katkıyı iyi bir eğitimin sağlayacağı konusunda hiç şüphesiz herkes hem fikirdir ve eğitimin gerekliliğiyle ilgili süslü kelimeler dile getirilir, tartışmalar yapılır. Ancak, gereği için her nedense ayak sürülür.
Türkiyede 1995 yılına kadar rehberlerin eğitimini, sadece Turizm Bakanlığı üstlenmiştir. Turizm Bakanlığının düzenlediği bu kurslar oldukca sık düzenlenmekte ve halen devam etmektedir. 1995 yılında, Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliğinde yapılan bir değişiklik ile, Fakülte ve Yüksek Okullar bünyesinde açılacak rehberlik bölümlerinden mezun olan kişilerin rehber olmasına olanak sağlanmıştır ve Turizm Bakanlığınca belge ve kimlik kartı verilmektedir.
Türkiyede turist rehberliği eğitimi irdelenince, Türk turizminin ihtiyacına uygun nitelikli turist rehberi yetiştirilmesinin önünde bazı engellerin varlığı öne çıkmaktadır. Turist rehberliği eğitiminin farklı nitelikte ve farklı sürelerde verilmesi nedeniyle, standart olmayan ve parçalanmış yapısı, rehberlik eğitimini verebilecek yetkinlikte yeterince öğretim üyesi olmaması ve türk turizmcileri farklı kültürdeki yeni pazarlara yönlenmiş olduğu halde, ilgili turizm okullarınca çoğunlukla İngilizce dilinden rehber yetiştirilmesi başlıca sorunlardır. Kaldı ki, söz konusu okullardan mezunların yabancı dil yetenekleri sektörün ihtiyacını karşılamaktan uzaktır.
Ayrıca, üniversitelerin rehberlik bölümlerinde yabancı dil ana bilim dalları kurulmalı ve aday öğrenciler iyi bir İngilizce eğitiminin yanı sıra seçmeli en az iki ders daha alabilmelidir. Bu yapılamadığı için sadece İngilizce dilinde rehber yetişmekte, ancak İngilizce hocalarının mesleği ve içeriğini bilmemelerinden ötürü rehberlik bölümlerinin bir kısmında bile konaklama İngilizcesi, hatta işletme İngilizcesi öğretilmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda rehberlik eğitimi bir kaosa dönüşmüştür.
Turizm denilince, ilk akla gelen yabancı dil bilme yetkinliğidir ve sektörde yer alacak kişiden mesleğini rahatlıkla icra edebileceği şekilde konuşması beklenir. Turist rehberliği mesleği geniş bir bilgi donanımı ve etkin dil yeteneği gerektirmektedir. Turist rehberliği mesleği otuzaltı alt disiplinle iç içedir. Bu nedenle, meslek için ihtiyaç olan bu bilgi ve beceriler ancak kapsamlı ve düzenli bir eğitimle oluşturulabilir.
Turist rehberliği eğitimi, halen, Turizm Bakanlığınca düzenlenen beşyüz altmış ders saatlik kurslar, 2 yıllık önlisans eğitimi veren Meslek Yüksekokulları ve 4 yıllık yeni kurulan Turizm Fakültelerinin Turizm Rehberliği Bölümlerinde gerçekleştirilmektedir ve Bir bölümün ders programı diğerine uymamaktadır. farklı programların eğitimini almış kişilerin aynı hakka sahip olması fırsat eşitliğine engel teşkil ettiği bir başka mağduriyet sebebidir, Üstelik, bu durum anayasaya aykırıdır !
Bakanlığın açtığı kurslarda verilen eğitimin meslek için yeterli olmadığı öngörüsüyle, Üniversitelerde açılan bölümlerde, turist rehberlik eğitiminde yaşanan sorunlar çözüme kavuştu derken, yeni sorunlar çıkmıştır. Üniversitelerdeki turist rehberliği bölümü öğretim elemanlarının tamamına yakını işletme ve alt dalları olan pazarlama, yönetim, ekonomi, muhasebe gibi alanların uzmanıdır. Sektörü hiç tanımamanın yanı sıra rehberlik mesleği ile ilgili görüşleri bile yoktur.
Bakanlıklar, YÖK ve ilgili okul yönetimlerinin keyfi uygulamaları sorunları günümüze taşımış ve üniversiteler bünyesinde yukarıda belirtilen durumlardan ötürü, eş ve dost çocuklarına kadro yaratmaktan öteye gidilememektedir.Turizm sektörün ihtiyacına olumlu cevap olunamadığı bir yana, bu okullardan mezun olanların mağduriyetleri önlenememiş, önlenememektedirler. Turist rehberliği mesleği bilen ve bir elin beş parmağını geçmeyen sayıdaki akademisyenin ise, işletmeciler tarafından önü kesilmektedir, bu kaotik çelişki rehberlik mesleği eğitimine fayda sağlamamaktadır.
Bir diğer konu ise, 2002 yılından beri YÖK Turizmde doçentliği kaldırmış, diğer yandan Bakanlık , 2005 yılından itibaren devlet memurlarının rehberlik yapmasını yasaklamıştır. Bu durum ilgili alanda akademik personelin yetişmesini önlediği gibi, mevcutların da önünü kesmiştir.
Siyasi yada keyfi kararlarla okul açmakla, sorumluluk bitmemektedir, mezuniyet sonrası için gereken alt yapıyı hazırlamak, devlet, YÖK, okul yönetimleri, sektör ve ebeveyn herkesin sorumluluğu olsa gerekir. Aksi takdirde, bu taze mezun olmuş ve yıllardır sektöre hizmet eden turist rehberleri mağdur olmaktadırlar
Rehber meslek kuruluşu yöneticilerinden biri olarak, mesleğin gelişimini sağlayıcı tedbirlerin hazırlanması amaçlı yaptığım görüşmelerimde; pek çok öğretim görevlisinin okul mezuniyeti sonrası olabilecek sorunların kişilerin kendi meselesi olduğu yönündeki görüşleriyle şaşırmıştım.
Asıl şaşırtıcı olan ise, rehber olabilmek için alınan 2 veya 4yıllık bir zorlu eğitim sonrası, profesyonel rehberlik yönetmeliği gereği 2 yıl üst üste vize alınmadığı durumunda rehberlik yapabilme hakkının kayıp edilmesine karşın öğrencilerin haklarını koruma adına, üniversitelerin henüz hiç bir çalışma yapmamış olmasıdır !
Anladığım kadarıyla, bazı öğretim görevlileri bu işe memleket meselesi olarak bakmamaktalar, umarım yanılmaktayım !
24-25 Aralık 2009 tarihinde Nevşehirde gerçekleştirilen Turizm Eğitimi Çalıştayı`nda yıllardır çeşitli çevrelerce dile getirilmekte olmasına rağmen çözüm olunamamış pek çok konu ele alınıp, Turizm eğitim kurumları ile turizm sektörü arasındaki ilişkiler ve mevcut turizm yüksek öğretiminin sorunlarına yönelik önemli kararlar alınmış idi. Ancak, henüz önemli bir olumlu gelişme söz konusu değildir.
Gönül ister ki, sektörün ihtiyacı olan turizm eğitimi için gereken tedbirler sözde yada tozlu raflarda kalmaz !
Yeni sezon öncesi, Turizm rehberlik eğitim sorunlarının çözüm bulması dileğiyle