Gündemi izlemek oldukça zorlaştı son günlerde… Hangi konuya yönelik yazı yazacağıma zor karar verir oldum. Yazılarımda; THY’de, iki yönetim kurulu üyesinin, genel kurulun hemen ardından istifa etmesi ve yerine yeni kişilerin anında atanmasına bile yer veremedim.
Gündemi izlemek oldukça zorlaştı son günlerde… Hangi konuya yönelik yazı yazacağıma zor karar verir oldum. Yazılarımda; THY’de, iki yönetim kurulu üyesinin, genel kurulun hemen ardından istifa etmesi ve yerine yeni kişilerin anında atanmasına bile yer veremedim. Bunun yanı sıra, Sun Express’in başarılı genel müdür yardımcısı, Hacı Say’ın, işten aniden el çektirildiği konusunda bir dolu dedikodular ortada dolaşıyor.
Sun Express’in 2013 yılı rekor karlılığı ve 2014 yaz aylarında Türkiye ve Almanya olarak 77 uçağa kadar çıkacak filo büyümesi gibi önemli kararlarında etkin olan Hacı Say’ın, kimsenin, hatta kendisinin bile beklemediği bir anda görevden el çektirilmesinin, mantıklı bir nedenini bulmak zor. Mutlaka, sizler de benim gibi bir takım dedikodular duymuşsunuzdur, ama duyulanların ortalıkta gezen başıboş bilgiler olması nedeniyle, sonuçta dedikodu olduğundan pek inandırıcı olmaz.
Aslına bakacak olursanız, ben; Hacı Bey’in Sun Express’ in en karlı ve popüler zamanında, Hamdi Topçu’nun neden gazabına uğradığına dair bilgisinin olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle, burada yorumlarda dedikodu yarıştırmanın pek anlamı da olmaz. Çok yakında nedenler ve gerekçeler ortaya çıktığında (ki çıkarsa), bu konuya yeniden dönüş yapabiliriz. Bakalım, Hacı Bey tazminatlı mı, yoksa tazminatsız mı işten çıkartılacak ve en önemlisi yerine kim gelecek?
Hacı Say’ın beklenmedik işten çıkartılması kadar, gündeme düşen bir değişiklik haberi de; THY’den 10 Nisan da geldi. Bu haberde; Türk Hava Yolları’nda Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Faruk Çizmecioğlu’nun, sürpriz bir şekilde izine ayrıldığı iddia ediliyordu.
Faruk Çizmecioğlu’nun 11 Nisan’da izni bittiği halde makamında gören biri var mı?
Aslına bakacak olursanız; Faruk Bey’in ilk günden itibaren işten çıkartılma konusuna neden inandığımı ve dedikodu olmama olasılığının yüksek olduğunu, aşağıda yayınladığım Twitleri görmesem, bu haberi yorumlamazdım.
Hamdi Topçu tarafından 2004 yılında göreve getirilen 1966 Doğumlu ve 1987 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi işletme mezunu olan Faruk Çizmecioğlu ile Hamdi Topçu aynı okuldan mezun. Hamdi Bey 1964 doğumlu iken Faruk Bey 1966 doğumlu. Aynı zamanda mezun oldukları iddiasını değerlendirdiğimizde, Hamdi Bey’imizin dönem kaybı yaşamış olması mümkün görülmekte. 2004 yılından bu yana THY’de çalışan Faruk Bey’in, en azından 2010 yılında Hamdi Topçu tarafından genel müdür yardımcısı yapıldığını biliyoruz.
Bu gerçek bilgilerden sonra, Hamdi Topçu’nun okul veya sınıf arkadaşı Faruk Çizmecioğlu’nu görevden almasının ilginçliği ortaya çıkıyor. Bu konuda biraz kafa yorup durum değerlendirmesi yaptığımda, bazı bilgilere eriştim. Tabii ki bu bilgiler bir belge niteliğinde olup yazı tarihim itibarı ile hala Faruk Bey’in Tweeter hesabındaki iletileri içerisinde yerini koruyor. Yani dedikodu değil.
Faruk Çizmecioğlu Gezi Parkı olaylarının en hareketli günlerinde aşağıdaki görüleceği gibi beş tane mesaj atıyor.
Bu mesajlarda görüldüğü gibi, 2013 yılının Mayıs ayının sonlarında başlayan Gezi Parkı protestoları sırasında Twitter’da Faruk Çizmecioğlu’nun hesabından bu mesajlar atılmış ve daha sonra bu mesajlar nedeniyle tepki alınmasından sonra olsa gerek ki, Faruk Bey bu protestolarından vazgeçtiğini 1 Haziran itibarı ile hükümet lehine attığı mesajlarda görebiliyoruz.
THY Yönetiminin; çalışanlarının sosyal medya aracılığı ile attıkları mesajları sıkı sıkıya izlediğini bilmeyenimiz yoktur sanırım.
Tabii ki, Faruk Bey tarafından atılan bu twittler anında duyulmuş. Ancak, Hamdi Topçu’nun sınıf veya okul arkadaşı olan Faruk bey’e o zamanlar hiç bir işlem yapılmamış. Ne olmuş da, bu kadar zaman sonra eski defterler açılarak, yeniden gündeme gelmiş ve işten çıkartılma gerçekleşmiş olabilir? Faruk Bey’in işten çıkarılması için verilen emrin, bu mantıkla baktığımızda, Hamdi Topçu’dan olmadığı görülüyor.
Aldığım duyumlarda, Faruk Çizmecioğlu’nun attığı bu mesajların silinmesinin istendiği ve Faruk Beyin attığı mesajların arkasında dik durup; “silmeyeceğim” demesi ve hala sayfasında bu twitt’lere rastlanmasını takdir etmemek mümkün değil. Tükürdüğünü yalamayan ve kıvırmayıp dik duran insanlara, fikri ve düşüncesi ne olursa olsun her zaman için saygı duymuşumdur.
Dilerdim ki; Faruk Beyimiz o anki duygu ve düşüncelerini yazdı diye işten çıkartılmasın. Keşke, Hamdi Topçu’da aynı dik duruşu okul arkadaşı için gösterebilseydi. Her zaman söylerim. Vicdanla Cüzdan arasında kalındığında Cüzdan galip çıkıyor ve Emir Demiri kesiyor. (Herkes için değil tabii ki)
BORA JET NEREYE KOŞUYOR?
Geçtiğimiz günlerde, Borajet ile ilgili bir haberde; “Borajet’in ATR 500 tipi uçaklarından vazgeçip, bunların yerine Brezilya üretimi olan Embraer uçaklarını almak istediğini” okuduğumda şaşırdım. Çünkü BoraJet; bölgesel havacılığa soyunmuş bir şirket ve THY’nin partneriydi.
BoraJet’in elinde bulunan ve kendi malı olan beş adet ATR 500’ü satıp, bunun yerine Embraer gibi bölgesel havacılığa uygun olmayan bir tipi seçmesinin, akıllıca olmayacağı ve bu seçimde nelerin etken olduğunu birlikte inceleyelim.
Aşağıda verdiğim grafikte; 500NM mesafe için (yaklaşık 1000 km – ki, iç hatlar için karşılaştırma yapılabilecek bir mesafedir) uçakların koltuk ve mil başına maliyetleri karşılaştırılmaktadır. Görüleceği üzere, Airbus ve Boeing’in yeni nesil uçakları (NEXT GEN) ile iyi bir gelişme sağlamaktadır (Airbus -NEO serisi ile Boeing – Max serisi ) THY’nin tek koridorlu siparişleri de bu iki uçak üzerinde yoğunlaştığını görebilirsiniz.
Tabloda da görüleceği üzere; en ekonomik uçuşlar tamamen NEXT GEN olarak üretilen Bombardier CS uçaklarıdır. Bombardier için geliştirilen Pratt&Whitney motorlar, gerek Airbus, gerekse Boeing tarafından da NEXT GEN uçaklarında kullanılmaktadır. Embraer ve Superjet (Sukhoi) uçakları, bir çok yenilik içerseler de NEXT GEN uçak değillerdir ve tabloda belirtildiği gibi, maliyetleri de ilişkili olarak rakiplerinden fazladır.
Tabii, hemen uçak satın alma fiyatlarından konu açılacaktır.
Ancak, bu konuda liste fiyatları üzerinden konuşmak ve hüküm vermek pek doğru olmayacaktır. Çünkü; THY gibi çok miktarda alım yapan şirketler, Boeing ve Airbus liste fiyatı üzerinden %50 civarında indirim alabilmektedirler. Diğer şirketlerin liste fiyatları üzerinden bu denli indirim alabilmeleri olanaklı değildir. Dolayısıyla, uçak sahipliği maliyeti şirket bazında değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
NEXT GEN uçakların özellikle BAKIM konusundaki maliyetlerinin diğer uçaklara göre oldukça az olduğu bir gerçektir. Örneğin, NEXT GEN uçaklarda C bakım saatleri 7500 saat civarı kadar olabilmektedir ki, bu da diğer uçaklara göre neredeyse %50 daha az maliyet demektir. Sabit maliyetlerden olan Ekip maliyeti, uçak tipine bağlı olmaksızın ise gerek yasal gereksinimler gerekse pilot kısıtı nedeniyle çok etkili olmasa da, THY’nin hizmet anlayışı ve servis seviyesi nedeniyle diğer şirketlerden biraz daha fazla olacaktır.
Bu bilgiler doğrultusunda; Embrear’in ülkemizdeki muhtemel rakipleri NEXT GEN uçaklar olan Airbus NEO ve Boeing MAX olacaktır.
1.Embrear’in operasyon yapabileceği, ancak diğerlerinin yapamayacağı hiçbir havalimanı yoktur.
2.Koltuk maliyetinde Embraer; tüm rakiplerinden daha pahalı olacaktır.
3.Embraer utilizasyonu en düşük uçak olacaktır.
4.Embraer kabin ve cargo hacimleri rakiplerine göre dezavantajlıdır.
5.Hat maliyeti/koltuk maliyeti /mil+koltuk maliyeti en yüksek uçak Embraer olacaktır.
Gelelim Türk Sivil havacılık mevzuatına
Ticari hava taşıma işletmeciliği SHGM SHY-6A yönetmeliği madde 18 C de Bölgesel havacılık tanımı koltuk sayısı ile ifade edilmektedir. Bölgesel havacılık için izin alan bir şirketin uçağındaki koltuk sayısı 20 ile 99 arasında olma zorunluluğu vardır.
Hal böyleyken, BoraJet tarafından alınacağı iddia edilen Embraer uçakların koltuk kapasiteleri 100’ün üstündedir. Bu mevzuata göre bu uçakla bölgesel havacılık yapamazsınız. Yapmak isterseniz koltuk sayınızı 99 koltuğa düşürmeniz gerekir ki buda tabi ki koltuk başı maliyetinizi daha da kötüye götürür.
Dolayısı ile, bölgesel havacılık projesi kapsamında turbofan uçakların kullanılması maliyetler açısından oldukça olumsuz etkiye sahiptir, çünkü; turbofan uçakların rakibi olan uçaklar, bölgesel havacılık ile sınırlı olmayan Airbus ve Boeing uçakları olacağından, bölgesel uçuş projesini avantajlı kılacak bir çözüm bulunmamaktadır.
Bunun yanı sıra, tabii ki bölgesel havacılık kategorisinden çıkıp, ben yurt içi ve yurt dışı uçacağım der ve kendinizi SHY6A madde 18 in A şıkkına upgrade yapmak istiyorsanız, yurt içi ve yurt dışı seferler için en az 5 uçağı bünyenizde bulundurmanız gerekmektedir. İşte tam burada size hemen bir soru sormak gerekirse, bölgeselden çıktığınızda kimle rekabet edeceksiniz?
Hâlbuki bölgesel havacılık için 2 uçak bile yetmektedir.
Bunun yanı sıra; BoraJet’in THY ile flörte devam etmesi Embraer uçaklarının maliyetlerinin yüksek olması açısından istediği rakamı THY’den alamayacağını düşünüyorum.
Kısaca; BoraJet yönetim kurulu başkanı Fatih Akol’un bu gerçekler çerçevesinde bir kez daha düşünmesinde fayda var. BoraJet’den şimdiye kadar istediği randımanı alamayan BoraJet’in sahibi Yalçın Ayaslı bu konuda ne düşünüyor acaba?
Şimdiye kadar yakalayamadığı karlılığı bu uçaklar ile yakalayacağını sanıyorsa aşağıdaki grafiğe bakmasında fayda var. Üstelik bu grafik Embraer in normal koltuk sayıları hesaplanarak yapılmışken…
Şeytanın avukatı olmak gerekirse; Embraer’in Türkiye temsilcisi DELTA havacılık ile benim anlayamadığım(!) farklı bir anlaşmamı söz konusu?
Hadi hayırlısı diyelim. Birlikte ne yapacaklar göreceğiz.