Geçen hafta sizlere, THY’nin günü kurtarmaya yönelik verdiği ve Hava-İş in anında imzaladığı %10 ve %20’lik ekstra zamların yanı sıra Teknik A.Ş’nin sözleşme taslağında yer alan rakamlara değineceğime söz vermiştim. Ancak, köşe yazarımız Rauf Eren bana yazısını yolladığında birde baktım ki benim bu hafta yazmayı düşündüğüm konuyu detaylı olarak o yazmış.
Bu nedenle, ben yine aynı konuya yönelik olmakla birlikte, aynı konuyu rakamlar eşliğinde değil, farklı değerlendirmeye çalışacağım. Öncelikle bu haftaki yazıma neden bu başlıkla başladığımı belirtmek lazım.
Hani güzel bir sözümüz vardır. “Kervan Yolda Düzülür” derler. Aslında bence bu sözcük tartışılır. Çünkü bu sözcüğün tersini uzak doğulu bir düşünür, “hazırlanmada başarısız olursanız, başarısız olmaya hazırlanın” diyerek farklı bir görüş belirtmiştir.
Bana kalırsa uzak doğulu düşünürün bakış açısı daha mantıklı gibi… Çünkü plansız girişimler sonrasında içinden çıkılmaz durumlar oluşuyor.
Nasıl mı?
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, Hava-İş’in Zihni Barın isimli bir sendika başkanı varmış. Bu başkan aynı zamanda THY’nin değerli ve en sevilen kaptanlarından biriymiş. Meslektaşlarının, “Abi sen bu işi yaparsın” söylemleri eşliğinde amatör olarak (maaş almadan) sendika başkanlığına soyunmuş.
Zihni Barın kaptan döneminde imzalanan 7.Toplu iş sözleşmesi THY ve Hava-İş tarihine “En mükemmel Toplu İş Sözleşmesi” olarak geçmiş. Çünkü Zihni Barın kaptan ve ekibi kervan yolda düzülür sözcüğümüzün tersini yaparak, plansız girişimlere sıcak bakmamış ve “böyle gelmiş böyle gider” mantığı ile hareket etmemeye karar vermiş.
Şimdiki sendika yönetimleri gibi, bir dönem önceki toplu iş sözleşmesini önüne alıp, üzerinde ufak tefek rakamsal oynamalar yaparak işverenin önüne çıkacağına bilimsel bir çalışma yapmaya karar vermiş.
Rahmetli Zihni Barın kaptanın yaptığı ilk çalışma, Avrupa çapında yabancı havayolu şirketlerdeki ücretlendirmeleri analiz etmek olmuş.
Her Havayolu işletmeciliğindeki mesleki branşlar tamamıyla aynıdır. Onlarda olan pilot, teknisyen, mühendis, memur, kabin memuru vb… gibi mesleki branşların aynılarının bizim şirketlerimizde de olması hesabıyla, o şirketlerin tavan ve taban ücret skalalarını değerlendirerek, en yüksek maaş ile en düşük maaş arasında 1/ 7 oranının olduğunu tespit etmiş.
7.Dönem THY toplu iş sözleşmesine taslak hazırlarken, işte bu 1/7’yi oranına sadık kalarak tüm mesleki branşların ücretlerini bu mantıkta düzenleyip, THY yönetimine ( Babüroğlu dönemi) pazarlıklar neticesinde kabul ettirtmiş.
THY ve Hava-İş arasındaki imzalanan 7.Toplu İş Sözleşmesine bakıldığında, kaptan pilot ile düz işçi arasında 1/7 oranını görebilirsiniz. Bu orana sadık kaldığınızda, hiçbir çalışan kendinin daha yüksek veya düşük maaş aldığını savunamaz. Kimse kimsenin maaşına göz dikemez. Tam aksine herkes tavan ücret alan kaptanın maaşının yükselmesini ister ki, kendi maaşı da o orantı çerçevesinde yükselebilsin. Kısaca; İdeal bir ücretlendirme sistemi idi.
Bu skala tüm THY çalışanları açısından memnuniyetle karşılanırken Zihni Barın, meslektaşları olan bazı pilotların tepkisini çekti. Bu haksız tepkiye çok üzülerek bir kez daha sendika başkanlığına aday olmadı. Kısaca tek dönem sendika başkanlığı yaptı. Kendisini rahmetle ve şükranla anıyorum.
Şimdilerde bakıyorum da bir dolu acemi sendikacı, Amerika’yı yeniden keşfedeceklermiş gibi, şuna bunu verelim, buna şunu verelim diye taslak hazırlayıp işverene sunar oldular. Her hangi bir uluslararası bilimsel veriye dayanmayan taslaklar nedeniyle kimse mutlu olamıyor.
Her sözleşme döneminde kafalarına göre yapılan değişiklikler toplu iş sözleşmelerini yamalı bohçaya çevirdi.
Günümüz THY’sinde, 7.Toplu iş sözleşmesindeki 1/7 orantısı, taban-tavan ücretler arasında 1/20 ye çıkmış görünmekte. THY’de düz işçi var mı yok mu bilemem ama taşeron olarak çalışanların minimum ücretlerini baz alırsak 1/20 oranını bulursunuz.
Geçen senelerde ne oldu da orantı değişti? Dünün pilotu, teknisyeni, mühendisi, kabin memuru vb… Aynı görevleri yapmıyor mu?
Günümüzde pilot sıkıntısı varsa, bu THY’nin dünden bugünleri göremediğini gösteriyor. 20 tane A350 20 tane B787 siparişi verirken, bu uçaklar için kaç uçucu ekibin olmasını da planlayacaktı.
Yerli olmazsa yabancı alırım diye düşünüp uçak siparişi verdiyse, bu yönetim değil havayolu, bakkal dükkânı bile işletemez.
Aydın Çıldır’daki pilot okulunun kapasitesinin yeterli olmayacağını dün görememiş olmalılar ki, şimdilerde hem pilot adayı kriterlerini değiştiriyor, hem de nasıl ve hangi şartlarda eğitim verdiği tartışılacak birçok pilot okulu ile birlikte çalışıyorlar.
Yabancı pilotların kaçış nedeni, aldıkları dolar bazlı maaşın yetersizliği değil, TL’nin dolara karşı devamlı olarak değer kaybından kaynaklanmakta. Gerçek enflasyon ile hükümetin açıkladığı enflasyon rakamlarının aynı olmadığını sokaktaki her hangi bir vatandaşa sorsanız söyler. Yabancı pilotlar düne kadar 1 dolar karşılığı aldığı bir hizmeti veya malı şimdi 3 dolara alıyorsa, sizden 3 kat maaş istemesi şaşırtıcı olmaz.
Reel enflasyon ile açıklanan enflasyon verileri arasındaki fark büyüdükçe iyileştirmeler kaçınılmaz oluyor. Tabii ki bunu THY veya THY ortaklıklarındaki çalışan personel için de söyleyebilmek mümkün. THY ve Hava-İş bu sorunu çözmek için, uluslararası bir çalışma yapma yerine, yine yamalı bohçasına bir yama daha yapmaya karar vererek, birine %20 zam yaparken diğerine %10 verdi.
Şimdi bakalım, THY ve Hava-İş arasında en son yapılan 25.Dönem toplu iş sözleşmesi ne diyor?
Madde 6: ÜYELERE EŞİT İŞLEM YAPILMASI
Bu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi içerisinde personele bu Toplu İş Sözleşmesi ile tespit edilen hak ve menfaatleri dışında işverence tek taraflı’ hak ve menfaat sağlamamak esastır.
Ancak, iş icap ve zaruretler nedeniyle yeni hak ve menfaat sağlanması gerekirse, konu ile ilgili HAVA-İŞ sendikasının yazılı görüşü alınır.
Sendika görüşünü en geç 15 gün içinde işverene iletir. Sendikanın olumlu görüş vermemesi durumunda uygulama yapılamaz. Sendikanın yazılı muvafakat vermemesine rağmen uygulamaya geçilmesi halinde sağlanan menfaat tüm sendika üyelerine de uygulanır.
Kapsam dışı personele veya aynı işi yapan personelin tamamına sağlanabilecek ve menfaatler bu hükmün dışındadır. ( bu paragraf yeterince açık yazılmadığından kavram kargaşası yaşanmaktadır. Bu madde de kapsam dışı personel veya kapsam dışı personelle aynı işi yapanlar kastediliyor. Bilginize…)
Bu madde, işverenin her hangi bir iş grubuna sözleşme dışı zam yapmasını önlemek veya yapılacaksa tüm çalışanlara yönelik olması amacı ile Atilay Ayçin döneminde konmuştu ve hala geçerliliğini koruyor. Bu maddenin ismi “ÜYELERE EŞİT İŞLEM YAPILMASI” Yukarıda ki geçerli maddeyi okuduğunuzda ne anlıyorsunuz?
Benim anladığım, sendika olumlu cevap verdiğine göre, toplu iş sözleşmesi dışında yapılacak iyileştirme tüm sendika üyelerini de kapsıyor. Şimdi birisi kalkıp da derse ki, tamam işte tüm sendika üyelerini kapsamış ve kokpite %20 diğerlerine %10 verilmiş.
İşte bu defa, Madde 6’nın “ÜYELERE EŞİT İŞLEM YAPILMASI” başlığı ile ters düşülür. Bu nedenle ilgili madde yanlış uygulanmıştır.
Köşe yazarımız, Rauf Bey geçen haftaki yazısında bu kandırıcı rakamları gayet güzel ifade etmiş ve alınan zammın %2 veya %3 oranında yapıldığını yazmıştı. Bakınız
Ayrıca, toplu iş sözleşmesi geçerli olan bir şirkette, toplu iş sözleşmesi dönemi gelmeden de ekstra zam yapmak mümkün ama bu uygulama, yamalı bohçaya dönen ücret skalaları paralelinde yapılmaya çalışılırsa, taban-tavan arası daha da açılacak ve altta kalanın canı çıksın denmiş olacaktır ki, öyle de olmuştur.
THY eskiden bir bütündü. Şimdiki gibi %100 ortaklıklar yoktu. Teknik A.Ş, Aydın Çıldır Pilot Okulu ve Gayrimenkul Yatırım ve işletme A.Ş isimli şirketler %100 THY sermayelidir. Bu şirketleri ortaklıkmış gibi görmenin altında başka hesaplar yatmaktadır. Ulufe dağıtılır gibi, bazı insanlara yönetim kurulu üyelikleri vermenin, “bazıları da ekstra maaş alıp nemalansın” mantığı dışında ne anlamı olabilir ki? Acaba, THY ana şirketinin ortaklığı olan 11 şirketin içinde, THY ana şirketinde çalışmasının yanı sıra, ekstra ekmek yesin mantığı ile o mevkilere de atanan kaç yönetici vardır?
THY’nin yönetim kurulu üyeleri senede kaç defa toplantılara fiziki katılım sağlamışlardır? İcra kurullarının aldığı kararlara, en azından ıslak imza atabilmek için senede bir iki gün gelmenin dışında ne görev yapmaktadırlar? İşe göre adam değil, adama göre unvan dağıtmak, ihtiyaç nedenli mi yoksa siyasi baskı nedenli mi dağıtılmıştır dersiniz?
Orijini Havacılık olan bir tek yönetim kurulu başkanı veya üyesi var mıdır?
İş değerlendirmesi yapılmamış bir şirkette, herkesin mutlu olacağı bir toplu iş sözleşmesi yapılabilir mi? Yanlış veya doğru hadi başlayalım bakalım, nasıl olsa kervan yolda düzülür mantığında koskoca THY yönetilir mi?
BU NASIL İŞVEREN BU NASIL SENDİKACILIKTIR?