İSTANBUL- Airporthaber yazarı Murat Erdem THY’deki krizle ile ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Türk Hava Yolları’nda (THY) Hava İş Sendikası ile toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinde uzlaşma olmaması sonucu kriz çıktı.
Tüm bunlar yaşanırken Türk Hava Yolları, sendika üyesi olmayan çalışanlarla ilgili yeni ücret düzenlemesini duyurmuş ve personele gönderilen açıklamada değişikliğin kabul edilmemesi haklı fesih sebebi olarak gösterilmişti.
THY’deki krizi köşesinde değerlendiren, Airporthaber yazarı Murat Erdem, THY ile Hava İş Sendikası arasındaki ücret kesintisinin şimdilik rafa kalktığını belirtti. Erdem yazısında, sorunun Ankara’nın müdahalesi ile çözüleceğini söyledi ve yanıldığı noktayı anlattı.
Murat Erdem’in yazısı şöyle:
“Türk Hava Yolları ile Hava İş Sendikası arasında 'ücret kesintisi'ne ilişkin görüşmeler şimdilik rafa kalktı. Bundan sonra nasıl bir yol haritası izlenecek, bunu ne THY tarafı ne Hava İş tarafı ne de çalışanlar biliyor.
Bilinen tek bir şey var ki, belirsizlik; bir süre daha çalışanların canını sıkmaya devam edecek.
Başından beri bu sürecin, geçmişte tıkanan bütün toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde olduğu gibi, Ankara'nın müdahalesi ile çözüleceğine inananlardanım. Her ne kadar THY kağıt üzerinde özel şirket statüsünde olsa da; Varlık Fonu'na ait ve yönetim atamalarından, işletme şekline kadar, kamunun tam kontrolünde olan bir şirket konumunda...
Bu cihette düşünence, açıkçası 29 Temmuz günü gerçekleşen THY ile Hava İş Sendikası görüşmesinde, THY tarafının masaya kendi iradesi ile değil Ankara'nın talimatı ile oturduğunu ve anlaşmanın kolayca imzalanacağını sanıyordum.
Ancak yanıldım...
Talimat konusunda zihnimde en ufak bir soru işareti yok ama açıkçası protokol aşamasından dönülmesine şaşırdım. Ve şunu düşündüm... Acaba başka bir plan mı var?
Kabul etmek gerekir ki, THY yönetimi pandemi sürecinde sınıfta kaldı. Aslında, pandemi öncesindeki yönetim anlayışı, böylesine büyük bir krizin, bu yönetim anlayışı ile idare edilemeyeceği konusunda net fikirler veriyordu. Şirketin tepe yönetiminin kendi bekaları(!) için çabaladığı resmen olmasa da fiilen en küçük bir flu alan bırakmayacak kadar netti. THY yönetimi vitrinde maalesef ama maalesef şovdan öte geçemedi... Perde arkasında ise deneyimsiz birkaç kişinin inisiyatifine bırakılmış, koskoca şirket o küçük grubun her zaman ön yaka ceplerinde taşıdıkları egolarına teslim edilmişti. Birkaç satın alınmış kalem ile bu görüntüyü değiştirmek artık mümkün olmadığı için bu kriz ile birlikte mızrak da çuvala sığmaz hale geldi.
THY'nin bugünkü yönetimi, yılların birikimini bozdura bozdura harcayan miras yedi durumuna düştüyse bunda yukarıda belirttiğim gibi, gerçekleri kamufle etmek için girişilen şovlar ve liyakatsiz üç beş kişinin iş bilmezliklerinin ve yersiz egolarının rolü büyüktür.
Aslında pandemi dönemi de MAX krizi de ve hatta 2015-2016 krizleri de bu yönetim anlayışının ekmeğine yağ sürmüştür. Yaşanan krizler; sağlıklı yönetilemeyen THY'nin, her seferinde cebinden çıkardığı bir bahane olmuştur.
2000'li yılların başından itibaren, iyi bir alt yapı ve network ağı ile yükselen THY'nin pandemi öncesinde geldiği nokta, işte o sağlam temellerin eseridir ama artık maalesef deniz bitmiştir.
THY içi boşaltılmış, siyasete ve liyakatsiz ellere tam teslim’hasta adam’ statüsünde bir şirkettir artık.
Böyle bir şirketin ayağa kalkması da özellikle böyle bir dönemde ve böyle bir yönetim anlayışı ile çok kolay olmayacaktır.
THY yönetiminin başından beri belki de yaptığı en iyi iş, psikolojik projeksiyonu çok iyi kullanmasıdır. Yani her krizde bir suçlu bulmakta ustalaşmışlardır...
Şimdi ise THY yönetiminin psikolojik projeksiyonda kullanacağı materyal yavaş yavaş ortaya çıkıyor:
‘Başta pilotlar ve diğer tüm çalışanlar...’
THY yönetimi üzerinde uzlaşılan protokol maddelerinden neden bir anda vazgeçti?
Nihai hedefi neydi?
Pilotlar başta olmak üzere çalışanların sinir uçlarına basmak ve onları isyana teşvik etmek mi?
Olabilir mi?
Eğer THY yönetimi tarihinin en ağır mali sonuçları ile karşılaşırsa fatura kime çıkar?
Tabiki THY'yi yöneten çekirdek kadroya...
Peki pilotlar ve diğer çalışanlar belirsizlik sürecinin sona ermemesi dolayısıyla boykot kararı alırsa ne olur?
İşte o zaman THY yönetimi, kendini kurtarır...
Çünkü, ‘Tam biz her şeyi yoluna koyacaktık ki, personel boykotu engel oldu’ savunmasına tutunacaklar...
Ve bunca yanlıştan ötürü suçlu THY yönetimi değil, hakkını arayan çalışanlar olacak belki de...
İşte bu yüzden THY çalışanları bu oyuna gelmemelidir. Görevlerine her zamankinden daha sıkı sarılarak yolcularıın tek birini bile mağdur etmeden işlerinin başında olmaları gerekir.
Bu fırsatı karşı tarafa vermeniz için her türlü tahrik yapılacaktır. Birkaç gün önce olduğu gibi, bir grup pilotun uçuşları kesilecek ve belki haklarını savunanların bazıları işten çıkarılacak. Buna tepki olarak uçak başına gitmemek, işi boykot etmek, bu yönetim anlayışının ekmeğine yağ sürmek olur...
Sağduyu ile davranmak ve bu yanılgıya düşmemek bu oyuna gelmemek gerekir.
THY yönetiminin elinde dev bir ayna var. O ayna ile bakıyor ve o aynaya baktırarak göz boyuyorlar... Ancak aynaya yansıyan kısmı onların sandığı gibi gerçek değil... O ayna ellerinden düştüğü anda gerçekler tüm çıplaklığı ile ortaya çıkacak. Bırakın aynayı onlar düşürsün, siz bu oyunu bozan taraf olun...”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.