ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Hiristiyan dünyasının ilk misyoneri olan Aziz Paul’un Malta’daki yaşamı İstanbul’da St. Antuan (St. Anthony of Padua) Katedrali’nde Malta Konsolosluğu’nun ev sahipliğinde düzenlenen Pazar Ayini ve fotoğraf sergisi ile anıldı.
Malta’nın İstanbul Başkansolosu Reuben Gauci ile eşi konsolos yardımcısı Olga Gauci ve kızları Alisa Gauci’nin ev sahipliğinde düzenlenen törene Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Başkan Yardımcısı İlhan Turan yabancı misyon temsilcileri, İstanbul’da bulunan konsoloslar ve çok sayıda seçkin konuklar katıldı.
İstanbul’da bulunan Hıristiyan Afrikalıların çoğunlukta olduğu Pazar ayini St. Antuan Katedrali Başpiskoposu P.Lulian Pişta’nın yönetiminde, orkestra eşliğinde koronun seslendirdiği ilahilerle başladı. Yaklaşık bir saat süren ayin sırasında salonda bulunanlar koro eşliğinde ilahi okudular, tütsü ile kutsandılar ve kutsal sudan içtiler. Böylece Hıristiyan dünyasının en büyük azizlerinden St.Paul yaklaşık 1000 yıl sonra İstanbul’da anıldı.
DEMİRCAN: BEYOĞLU BÜTÜN İNSANLARI BULUŞTURMAYI BAŞARDI
Fotoğraf sergisinin açılış törene katılan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu’nun tarih boyunca bütün dinlerin kervansarayı haline geldiğini ve herkesin buraya uğramadan doğuya veya batıya gitmediğini belirtti.
Demircan konuşmasına “İnanmış bir insan dünyaya bedeldir” diyerek Aziz Paul’un Tarsus’tan çıkarak Malta’yı fetheden önemli biri olduğunu söyledi. Bütün dünyanın özleminin din, dil, ırk ayrımı yapmadan birlik ve beraberlik içinde yaşama özlemi olduğunu söyleyen Demircan “Beyoğlu bunu başarmıştır. Her insanı kucaklayan yapısıyla Beyoğlu dünyanın gözbebeğidir” şeklinde konuştu.
BAŞKONSOLOS AZİZ PAUL’UN MALTA YAŞAMINI ANLATTI
Malta’nın İstanbul Başkansolosu Reuben Gauci yaptığı açılış konuşmasında Aziz Paul’un Tarsus’tan Malta’ya uzanan yaşam hikayesini anlattı. Sergilenen fotoğrafların ise Aziz Paul’un yaşadığı yerleri ve adına yapılan eserleri içerdiğini belirtti.
Reuben Gauci Aziz Paul’un MS 60 yılında Malta’da yaşadığını ve anısına bir çok kilise inşa adildiğini belirtti. Rabattta ST.Paul adına 17.yy’da inşa edilen kilisedeki Yer altı Odası’nın Papa Paul ve Papa Benedict tarafından tarafından ziyaret edildiğini söyledi. Daha sonra ise 1748 yılında heyketraş Pinto tarafından yapılan St. Paul heykeli kiliseye bağışlandığını belirtti.
Malta’nın Valetta şehrindeki St Paul’s Sheep Wreck Kilisesi’nin Maltalı mimar Girolomo Tasar tarafından 1570 yılında inşa edildiğini bildirdi. Gauci, Maltalı heykeltıraş Melciore Gafa tarafından 1659’da yapılan Aziz Paul heykelinin bu kiliseye konulduğunu söyledi.
TÖREN TARİHİ ST.ANTUAN KATEDRALİ’NDE YAPILDI
Daha önce iki kere alevler içinde kalan İstiklal Caddesi’nde bulunan görkemli St. Antuan Katedrali’nin yapımına 1906 yılında başlandı. 1911’de tamamlanan kilise 1912 yılında ibadete açıldı. Kilise, İstanbul’da doğan ve aynı zamanda Nişantaşı’ndaki Maçka Palas’ın mimarı İtalyan Mimar Giulio Mongeri ve Eduardo de Nar tarafından yeni gotik stilde tasarlandı. Halen İstanbul’un yerli ve yabancı turistler tarafından en çok ziyaretçi alan kilisesi olarak biliniyor.
ST. PAUL (AZİZ PAULUS) TURİZM İÇİN ÖNEMLİDİR
Anadolu’da, Kilikya-Tarsus’da doğan St. Paul Roma vatandaşıydı. Yahudi eğitiminden geçtiği bilenen Saul’un bu eğitimi Yaşlı Gamayel adında birinden aldığı sanılmaktadır. Roma adına, Hz. İsa’nın yolundan gidenlere zulmeden, Hıristiyanlığa inananlara karşı derin bir öfke duyan Saul’un tüm hayatı ve inançları bir mucize ile değişir. İncil’de anlatılanlara göre, birgün Şam’a giderken Tanrı tarafından gözleri kör edilen Saul üç gün boyunca göremez. Bu sırada Hz. İsa "Bu adam benim adımı diğer uluslara, krallara ve İsrailoğullarına duyurmak üzere seçilmiş bir aracımdır. Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi gerekeceğini ona göstereceğim" diyerek gözlerindeki perdeyi kaldırmak üzere Hananya isimli bir inananını Saul’e gönderir ve gözlerini açtırır. İsa’nın mesajını alarak yeniden görmeye başlayan Saul, vaftiz olur ve o andan itibaren Hıristiyanlığı yaymak için yollara düşer. St. Paul, Kudüs’ten Ege sahillerine kadar uzanan Akdeniz kıyılarında üç uzun ve tehlikeli seyahat gerçekleştirir.
Hazreti İsa’nın çarmıha gerildiği MS 33 dolaylarında Hıristiyanlığa dönen St. Paul, Hıristiyanlığı kabulünden sonra Tanrı’nın yolunda ilerleyerek, Anadolu ve Ege kıyılarında 20 bin milin üzerinde yol katederek ilk Hıristiyan topluluklarını oluşturdu.
Misyonerlik çalışmaları Romalıları ürküten St. Paul, Kudüs’te Roma yetkilileri tarafından tutuklanır ve son seyahatini esaret altında Roma’ya yaptı.
Yargılanmak üzere götürüldüğü bu uzun yolculuğun rotası, Caesarea, Sidon, Myra (Kale-Demre), Knidos (Datça), Girit ve Malta üzerinden geçmektedir. Yanındakilerle birlikte başından geçen yüzlerce zorlu olaylara ve tehlikelere rağmen Akdeniz’de ilk Hıristiyan kilise ve cemaatlerini kurarak büyük bir misyon oluşturmayı başaran St. Paul, MS 46’da başlayan misyonerlik çalışmalarını İspanya’ya kadar götürmeyi amaçlamış, ancak, kesin tarihi bilinmemekle birlikte MS 60’lı yılların başlarında, St. Peter’le birlikte Roma’da öldürülmesiyle çalışmaları son bulmuştur.
İNANÇ TURİZMİNİN ÖNEMLİ UNSURU
St. Paul’ün Hıristiyanlığı yaymak için yaptığı seyahatlerin rotaları, günümüz turizm organizasyon şirketlerinin programları arasında yer alıyor.
Özellikle St. Paul’un geçtiği topraklardaki İsrail, Türkiye, Yunanistan’ın turizm organizatörleri, dünyadaki Hıristiyan nüfusun büyük bir bölümünü bu faaliyet içine çekmek için geniş organizasyonlar hazırlıyorlar.
ST.PAUL İLE İLGİLİ HABERİ TIKLAYIN
https://www.turkiyeturizm.com/news_detail.php?id=30752
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.