• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 1 °C
  • Antalya 11 °C

Sivil havacılık ve eğitimli iş gücü

Musa Alioğlu

Türkiye'nin ortalama 25 milyon turist getiren bir ülke olduğunu bir kenara not ederek söze başlayalım. 25 milyon yabancının bu ülkeye gelmesinin milli ekonomiye olan katkısının da 20 milyar doların üstünde olduğunu bilenler biliyor. Bu iki rakamı biraz daha yukarılara çıkarmak için , biraz daha çalışmamız biraz daha gayret etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Yani, İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi rakiplerimizi geride bırakmak için yapacak çok şey var.

Turiste gel derken onu nasıl getireceğimizi, nerede ve ne şekilde ağırlayacağımızı iyi bilmemiz gerek. Biz turisti getirmek için reklam ve propagandaya trilyonlar harcayabiliriz. Ama eğer sizin  garsonunuz iyi hizmet etmiyor ve bir hata yapıyorsa değil bir çuval, bir kamyon inciri berbat etmişiz demektir.

Turisti getirmek derken konu buradan zorunlu olarak havacılık sektörüyle ilişkilendirilebilir. Yani turist kanatlı bir melek olmadığına göre, uçarak gelmeyeceğine göre başka türlü uçup bu ülkeye gelmek durumundadır. Yani uçakla gelecektir. Çünkü bu bir zorunluluktur. Çünkü, bulunduğumuz coğrafya nedeniyle ülkemize gelen turistlerin yüzde 90'ının havayolunu tercih ettiğini bilerek konunun ne kadar önemli olduğunun altını çizmek gerek.

Sivil havacılık sektörü turizmin olmasa olmazlarından ve üçlü sacayağından en önemlisidir. O nedenle bu sektörde de eğitimli insan gücüne çok ihtiyaç vardır. Genel Sekreterliğini yaptığım Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği'ne üye olan 30'a yakın havacılık kuruluşunun insan kaynakları politikalarının da artık gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Sektör, öncelikle kokpit personeli dediğimiz kaptan pilot ve yardımcı pilota çok ihtiyaç duymaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en büyük kaynak olma özelliği, uçuş okullarının devreye girmesiyle  kaybolmuştur. Artık bir uçuş okulu bir yılda 150-160 mezun verebilmektedir. Fakat gelin görün ki, bir yanda pilot sıkıntısı var diyenler, öte yanda ben pilot oldum ama iş bulamıyorum diye sızlanan insanların varlığını göreceksiniz.Bu tezatın nedenini size birazdan anlatacağım.

Görev yaptığım şirketin son dönemde yaptığı alımlarla ilgili bazı gözlemlerimi sizlerle paylaşmak isterim. Kaptan pilotların en büyük arzusu sektörün en büyüğü  olması ve devlet güvencesi taşıması nedeniyle THY'dir. Kaptanın eşi ve çocukları bile bunu bir prestij ve sınıf atlama olarak görmektedir ki, bu çok yanlış bir durumdur.

Öte yanda bankadan kredi alarak veya öteye beriye borçlanarak uçuş okuluna giden bir kişi iş bulamamaktadır. Çünkü tip eğitimi olmayan, simulatöre gidecek parası bulunmayan bu genç insanlardan şu an piyasada yüzlercesi var diyebilirim. Tezat burada işte. İşi bilmeyenler "Bakınız pilot var" derken, işi bilenler  ise "Kaptan ve eğitimli first officer nerede"  diye söylenmektedir.

Sektörün en fazla eleman istihdam eden kollarından biri de kabin memurluğudur.  Hafta içi onlarca genç insanın karşımıza dizilip "Ben kabin memuru olmak istiyorum" sözlerine bizler " Neden " diye cevap verdiğimizde çok ilginç hikayeler dinliyoruz.

Amerika'dan doktorluk eğitimini yarıda bırakıp gelenler mi ararsınız, avukatlık diplomasını cebine koyanlar mı ararsanız.Her meslekten diplomalı insanın kabin memuru olmak istemesinin altında yatan gerçek aynıdır. Siz bakmayın "Gezmek, görmek istiyorum, insanlara hizmet etmekten hoşlanıyorum, uçmayı seviyorum" sözleri bence birer pembe yalandır. Asıl gerçek, iş bulmaktır ve para kazanmaktır.

Ortalama 500 Euro maaş ve bazı şirketlerde yatı parası ve duty free hak edişleriyle 2-3 milyar liraya kadar çıkan bu maaş için can atan bu genç ve hevesli insanların işe girebilmek için araya devlet büyüklerini, ünlü kişileri torpil olarak sokması da çarpıcı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama gelin görün ki bu insanlarda aradığımız özellikleri ne yazık ki bulamıyoruz. Özellikle havacılık dili olan "İngilizce'yi biliyor musunuz? sorusuna " Evet " cevabı verenlerin yüzde 80'ının ortaokuldaki bilgileriyle karşımıza gelmeleri çok acıdır. Fakat, bazı okullar ve bazı meslekler burada ön plana çıkmaktadır. Örneğin, en çok başvuru yapanlar arasında yer alan Sakarya Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü  öğrencileri iyi eğitim almış olacaklar ki, iyi İngilizce konuşuyorlar. İşte bütün okullar öğrencilerine iyi İngilizce öğretirseler yatar. Geriye kalan kabin memurluğu temel eğitimini zaten havayolu şirketleri vermektedir. Eğitimli iş gücüne bu sektörde çok ihtiyaç var. Birileri bu durumu dikkat alıp, yabancı dil eğitimine ağırlık verirlerse her yıl yüzlerce insan iş bulur, hayata atılır.

Bu yazı toplam 4706 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.