Türk halkının ortak karakter özelliklerinden biri de yapılanı beğenmemek, hemen bir kulp takıp karşı atağa geçmektir. Hal böyle olunca iyi niyetle yola çıkan ve bir şeyler yapmak isteyen insanların yolu kesilir, susturulurlar. Sivil havacılık sektörünün gelişmesi için iyiniyetli gayret ve çabaların hepsine saygı duymak lazım. Bu konuda eli taşın altına koyan, her türlü olumsuz eleştiriye karşı yine de geri adım atmayan bir sivil inisiyatiften daha önce sizlere bahsetmiştim. Adına Sivil Havacılık Akademisi denilen bu oluşum geçen haftalarda basının önüne çıktı. Medya orada kimler ne söyleyecek diye gitti , dinledi ama dinlediklerini yayınlamadı dersem yeridir. Orada kim değil, ne söylendiği önemliydi. Ama görmemezlikten gelindi ve bazıları bu oluşuma olumsuz yaklaşarak sınıfta kaldılar demeye getirdi. Bana göre orada iyi şeyler de söylendi. Çünkü orada bu işleri iyi bildiğinden emin olduğumuz insanlar da vardı. Ama hep kişiler üzerinden yola çıkarsak yanılabiliriz. Bu oluşuma destek verenler içinde beğenmediğimiz insanlar olabilir. Tekrar ediyorum, onlara değil, onların ne dediğine bakmak lazım. Ben bu sivil inisiyatifin devamından yanayım. Çünkü doğru söyledikleri çok şey var. Şöyle bir bakmak gerekirse konu başlıklarıyla görüşlerini dile getirmekte fayda görüyorum. Önerilerini beğeniriz veya beğenmeyiz. Ama onlara sözlerini söyleme hakkı tanımalıyız. Bakınız getirdikleri öneriler neler.
1. Havacılık Denetleme Kurulu (HDK): Sivil havacılığımızda tamamen özerk bir şekilde yapılanmış bir denetleme mekanizmasına ihtiyaç vardır. Havacılığın bütün branşlarından 15-20 yıl mesleki tecrübesi olan uzman denetçilerin görev yapacağı bu kurula, kamu ve özel bütün sivil havacılık kurum ve kuruluşlarını denetleme yetkisi verilmelidir. Çok iyi düzeyde İngilizce bilen pilot, teknisyen (B1, B2 lisanslı), dispeçer ve hava trafik kontrolörleri arasından seçilecek denetçilerin (Bakım Emniyet Denetçisi, Uçuş Operasyon Denetçisi, Uçuş Emniyet Denetçisi vb.) özel sıfatları olmalıdır. Havaalanlarının denetlenmesi, birçok ECAC üyesi ülkede olduğu gibi SHGM'den ayrı bir otorite veya yurt dışında örnekleri olan SMS (Safety Management System) tarafından yapılmalıdır. Havaalanlarımız ancak bağımsız bir otorite tarafından güvenlik ve emniyet denetlemelerine tâbi tutulup yaptırımlar uygulanırsa, bugüne kadar olagelen yanlışlıklar ve eksiklikler düzeltilebilir.
2. Kaza-Kırım İnceleme Kurulu: Uçuş ve yer kazaları, mevcut sivil havacılık otoritesi ile hiçbir organik bağı olmayan, (ABD'deki NTSB benzeri) özerk bir yapılanma içinde incelenmelidir. Kurulda havacılığın muhtelif dallarında fiilen uzun süreler çalışmışlığı, uzmanlığı ve tecrübeleri olan, ayrıca kaza-kırım kursu görmüş kişiler görevlendirilmeli; kaza sonrası hazırlanan kapsamlı raporlar Uçuş Emniyet Kurumu'na verilmelidir. Kaza-Kırım İnceleme Kurulu'nun işlevlerini kolaylaştırmak amacıyla FDR Analiz Laboratuvarı kurulması da dikkate alınmalıdır.
3.Havacılık Şûrası
Sivil havacılıkla ilgili tüm kamu ve özel sektör kuruluşları, STK'lar, konularının duayenleri ve bilim adamları, Ulaştırma Bakanlığının şemsiyesi altında, belirli aralıklarla toplanan bir Sivil Havacılık Üst Kurulu veya Havacılık Şûrası oluşturmalıdır. Şûra, Türkiye'deki havacılık sorunlarının çözülmesi ve stratejik plânlamaların hazırlanmasında Bakanlığa bilgi desteği/danışmanlık hizmeti verecek şekilde teşkilatlanmalıdır. (Bugüne kadar yapılan benzeri toplantılarda aykırı görüşlere yer verilmediği için, konuşulmayan bazı sorunlar yok sayılarak birikmiş ve büyümüştür.)
4.Sivil Havacılık Mevzuatı
Tüm SHGM yönetmelik, talimat ve genelgelerin anayasası, havacılığımızın temeli olan Sivil Havacılık Kanunu'dur. Bu kanunun yanlış veya eksikleri, sivil havacılık hukukçuları tarafından (diğer ECAC üyesi gelişmiş ülkelerin sivil havacılık kanunları referans alınarak) incelenmelidir. Ulusal yönetmelik, genelge ve talimatların uluslararası regülasyonlarla (ICAO, JAA, EASA) uyumunu ve örtüşmesini sağlamak üzere SHGM içinde ayrı bir Sivil Havacılık Mevzuatı ve Yayınları Daire Başkanlığı kurulması ve bu birimde havacılık hukukuna vakıf hukukçuların çalıştırılması gerekir.
Bunlar en önemli konu başlıkları olarak benim dikkatimi çekti. Dünyada kim neyi nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmalıyız. Havacılık dünya ile fazlasıyla entegre bir iş. Bağımsız karar alma ve uygulama konularımız çok sınırlı. Dünya üzerinde bu konuları düzenleyen ve denetleyen uluslar arası kuruluşları göz ardı edemeyeceğimize göre onların dediklerine uygun düzenlemeler yapmak zorundayız. Ulusal mevzuatımızın uluslar arası mevzuata ve diğer ittifak ve birliklerin mevzuatına da uygun hale getirmeliyiz. Ne kadar milliyetçi olursanız olun, bu konuda ister istemez enternasyonalist olmak zorundasınız.. Can ve mal güvenliği için konulan kuralları ihlal etmemenin yolu tüm söylenenleri harfiyen yapmaktan geçer. Bu konuda ülke olarak bize eksiklerimizin olabileceğini söyleyen uluslararası kurum ve kuruluşları örnek alıp dinlemek durumundayız. SHGM kurum olarak bunları harfiyen yerine getiriyor, getirmeye de devam edecek. Ne zaman ki tam ve eksiksiz bir mevzuata, tam ve eksiksiz kurum ve kuruluşlara sahip olacağız işte o zaman gökyüzünde ve yeryüzünde sivil havacılığımız emin ellerde olacaktır. Bu bir ütopya değil, gerçekleşmesi mümkün konulardır.
İyi uçuşlar Türkiye'm.