Turizm sektöründe, bir mucize gerçekleşti ve 6326 sayılı Turist rehberliği meslek kanunun resmi gazete’de yayınlanmasıyla, Turist rehberleri, Turist rehberliği mesleğinde yaşanan sorunların aşılmasında önemli gelişmelerin önünün açılması beklentisiyle umutlandılar. Nice bakanlar, bürokratlar geldi, geçti. Turist rehberleri tarafından yıllarca süren meslekle ilgili kanun arayışı, Bakan Ertuğrul Günay döneminde gerçekleşmiş oldu. Üstelik, mesleğin disipline edilmesinin bu kanunla düzenleneceği, Turist rehberliği meslek kuruluşları yöneticilerince iddia edilmekte ve güvence verilmektedir.
Bin bir beklentiyle mesleğe iştirak etmiş binlerce turist rehberi bu kanunla mesleğine saygınlık gelmesini, iş alanında yaşadığı haksız uygulamaların son bulmasını umut etmektedir. Ancak, Bu kanun içerik ve etkisiyle, Turist rehberliği mesleğinin ihtiyacına tam karşılık bulamamış olacak ki, Rehberlerce yapılan tartışılmalar sürmektedir! En ilginç olan ise, bu kanunla ne geliyor, neler oluyor anlayan, bilen var mı diye etrafa kulak verdiğinizde, her kafadan bir başka ses cevap olarak geliyor! En kötü kanun, hiç olmamasından iyidir, diyenler olduğu gibi, hiç çıkmasaydı diyenler de yok değil!
Bu Kanun, Turist Rehberliği mesleğini ruhsatname sahibi eylemli (Çalışma kartı sahibi olup fiilen turist rehberliği hizmeti sunma hak ve yetkisine sahip) Turist rehberinin icra edilebileceğini ve Turist rehberlerinin mesleği icra edebilmesi için, yerleşim yerinin olduğu ilde kurulmuş odalardan birine ya da yakın bir ildeki meslek odasına 6 ay içinde (21 Aralık tarihine kadar) kayıt olmak zorunda olduğunu hüküm altına almıştır. Kanun hüküm altına almış, fakat, henüz kayıt olmamış bir çok Profesyonel Turist Rehberleri Meslek Odasına kayıt yaptırmak üzere başvuruda bulunduğunda ise, yönetmelik çıkmadığı için kayıt işlemi yapılamayacağı bildirilmektedir.
Evet, Kanun’da ilgili uygulamaların yönetmelik ile düzenleneceği ifade edilmektedir. Ancak, karışıklığı önleyecek olan yönetmelik, henüz bakanlıkça hazırlanıp, çıkarılmadığı ve Oda sekretaryalarınca işlerin nasıl yapılacağı bilinemediğinden ya da birilerinin işine de böyle gelmiş olacak ki, kestirmeden gidilip, kayıt alınmamaktadır. Yönetmelik olmadığı için, yeni oda kurmak için başvuru yapacak rehberler dahi ne yapılacağını bilememektedir.
Yönetmelik olmaksızın, yürütülen meslek odası uygulamaları turist rehberlerini ve sektörü şaşırtmaya devam etmektedir. İZRO hiç kayıt dahi almaz iken, ARO ve İRO ön kayıt yapmaktadır. Kanun’da üyelerden alınacak ödentilerin birlik kararıyla düzenleneceği açıkca ifade edilmesine rağmen, ARO ön ödenti adıyla kayıt parası dahi alabilmektedir.
Kanun’a göre, rehberlerin sözleşme yapması zorunludur. Sistemi denetleyen bir düzenleme olmayınca, Anlaşılan, değişen bir şey yok ve kanun’a rağmen, herkes kendi borusunu öttürmeyi sürdürmektedir. Rehberlik ücreti karşılığı yapılacak ödemeler için, eski tas eski hamam yöntemi geçerlidir. Kanun öncesi durum aynen devam etmekte, bakanlıkça duyurusu yapılıp, rehberlik karşılığı ödenmesi zorunlu ücretleri alabilen turist rehberi pek olmadığı gibi, sözleşme yaparak hizmet alan veya veren parmakla sayılacak kadar azdır.
Ancak, yalın gerçek şu ki, Henüz, ortada bir yönetmelik yok! Yönetmelik olmadığı için, yasa’ya uyumlu bir süreç söz konusu değil!
Bu arada, Kanunun yürürlüğe girdiği 22 haziran tarihi itibariyle,5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununa göre kurulmuş bulunan Antalya’da ARO, İstanbul’da İRO ve İzmir’de İZRO tüm alacak, borç, mal varlıkları ve mevcut üyeleriyle birlikte bu Kanun hükümlerine tabi rehber odası niteliğini kazanmışlar ve faaliyetlerini bu Kanuna tabi olarak yürütmektedirler. Bu Kanun uyarınca, bu kuruluşların yapılması gerekli organ seçimleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılır ifade edildiğinden,Rehber Meslek odaları seçim’e gidiyor!
Yönetmelik olmadığı için YENİ yapılanmanın nasıl işleyeceği konusunda kafaları karışık olan oda temsilcileri, sorumluluk almamak için, apar topar seçim hazırlıklarına başladılar! Meslek odalarını ve üyelerini seçim heyecanı sardı.
Kanun oda üyeliğini zorunlu kıldığı halde, yeni üye kaydı yapılmadığından, üyelikleri kayıt altına alınmayanlarla yapılacak seçimlerin geniş katılımlı ve demokratik olmayacağı iddiasıyla, yoğun tartışmalar yaşanmakta. Bununla birlikte, Aynı Kanun’a tabi iken, seçimlerle ilgili uygulamalar yönetmelik çıkmasını hüküm altına almışken, Oda yönetimlerinin farklı uygulamaları söz konusudur !
Seçim hazırlıkları ise, tam bir güler misin yoksa ağlar mısın durumudur! Kanun, Rehber Meslek Oda genel kurulunun, en az altı aydır eylemli (Oda tarafından verilen çalışma Kartlı) olan oda üyesi turist Rehberlerinden oluşması gereğini ifade etmekte olduğu halde, ARO, İRO ve İZRO sekreterliğince, henüz çalışma kartları olmayan üyelerin yer aldığı genel kurul hazurun listeleri hazırlanmış ve seçim kurullarına teslim edilmiştir. Bu arada, ARO seçimlerini yapmıştır. İRO ise, genel kurul listesi hazırlığında farklı bir usul geliştirmiş ve oda üyesi olmayan yaklaşık 700 turist rehberi ekleyerek, genel kurul listesini 2228 üye varmış gibi hazırlayıp, seçim kuruluna teslim etmiştir. Bu kanun, Her oda’da kayıtlı olan 50 üye’ye bir Birlik delege üyesi hakkı verdiği için, İRO’nun ek delege yaratarak, Birliğin genel kurulu oluşumunda yasal olmayan haksız avantaj sağlamış olduğu, diğer odalara karşı İRO’nun etkisini artırmayı amaçlandığı iddiaları rehberlerce konuşulmaktadır.
Tam bir KARGAŞA ortamı ! Kurt puslu ortamı sever demişler, dikkatli olmak lazım, rehberleri çatıştırarak, birileri kenardan gülmektedir. bu kargaşa’nın mesleğe yararı yoktur, turist rehberleri bu duruma uyanık olması lazım !
Odalar ve rehberler cephesinde bunlar olurken ve henüz olumlu bir gelişme söz konusu dahi değilken, Bakanlık bürokratları da bu yaşananlara adeta seyirci kalmıştır. Meslek odası yönetimleri ile, Turist rehberlerini baş başa bırakarak çözümsüzlük ortamına terk etmişlerdir. Rehberlerce yapılan şikayetlere müdahale edilmemiş, tartışmalar ve uygulamalar süregelirken, ya zamanında başvurulara cevap verilmemiş ya da yönetmeliğin çıkması beklenmelidir, görüşüyle, sıkıntı veren uygulamaların devam etmesine adeta göz yumulmuştur. Bu kargaşa ortamında, Bir günah keçisi aranacaksa, en az sorumlu meslek odası temsilcileridir.
Keyfi karar ve uygulamalar devam edecekse, bu Kanun niçin çıkarılmıştır!
Bizlerin bilmediği başka gerekçeler olacak ki, Resmen zamanında uyarılmayan meslek odası yönetimlerinin Kanun’a aykırı olan farklı uygulamaları ve mağduriyetleri yetkili mercilerce görmemezliğe gelinmiştir. Kanaatimiz odur ki, işlerin arap saçı’na dönmesinin nedeni yönetmeliğin zamanında çıkarılmamış olmasıdır.
Kanun’a rağmen, yönetmelik olmadığı için, farklı yorumlar, kişisel kararlar ile icra edilen uygulamalar kanun’un yarattığı iyimserliğe zarar verici olmuştur. Türk turizm sektörü’nün bu tür kargaşalara tahammülü yoktur. Konunun ve sorumluların sorgulanması, benzer yanlışların tekrarlanmasını önleyecektir. Bu işler böyle yürütülecekse, kanunla ilgili yol gösterici olacak yönetmelik çıktıktan sonraki uygulamalara ve sebep olacağı kızgınlık ve kırgınlıklar’a hazırlıklı olmak gerek! Hatırlatmakta fayda var.
İyimser olmayı isterim, ama, Perşembe’nin ne olacağı Çarşamba’dan belli !