Yolcular hıyar turşusu olmaktan kurtarılsın

Özkan Altıntaş

Dünyada birçok havayolu batmamak için çıkış yolları arıyor. Türkiye’de ise Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı’nın verdiği imkânlarla havayolları adeta altın çağını yaşıyor.
Şimdiye kadar hiçbir havayoluna verilmeyen haklar verildi.
Hatta yıllardan beri Türkiye’nin sorun olan çapraz uçuşlar bile yapılıyor oldu.
Bütün bunlar olurken havayolları işin suyunu çıkarmaya başladılar.
Uçakların ikramlarını kestiler. Birinci sınıfı kaldırdılar.
Yer isteyene fark almaya başladılar. Bagajda kısıtlamaya gittiler.
Bütün bunlara kimse ses çıkarmadı.
Ancak bir şey var ki… Tüm yolcuların şikayetine neden oluyor ve ilgilenen yok.
Üç kuruş para kazanmak için havayollarının daralttıkları koltuk araları…
Bu koltuklarda iki büklüm yolculuk yapanlar, uçaktan işkence görmüş gibi iniyorlar.



Geçtiğimiz haftalarda Pegasus Havayolları ile ITB Fuarı için Berlin'e gidip geldim.
Fuar zamanı diye bilet öyle pek ucuz değildi.
Pahalılığına rağmen Pagasus’un A320-800 uçağı sanki bir eziyet kutusu gibiydi.
Hani kavanozda hıyar turşusu vardır. Adamlar sıkıştırıp hıyarları kavanoza sokarlar.
Pegasus havayollarında insanların kavanozdaki hıyardan farkı yoktu.
Koltuk aralarının darlığından dizlerim ön koltuğa dayanıyordu.
İlk yarım saat anlamadım. Ama daha sonra dizlerim sızlamaya başladı.
Yorgundum koltuğu arkaya yatırmak istedim. Koltuğun baş dayanacak yeri arkadaki yolcunun ağız hizasına geldiği için engelledi.
Çaresiz koltuğu dik bırakmak zorunda kaldım.
Ne ayağımı uzatabiliyordum, ne de yatabiliyordum.
Ayaklarım uyuşmaya, belim ağrımaya başladı.
Koridorda kalkıp yürümeyi düşündüm.
Hostesler ve kabin elemanları arabalarıyla durmadan satış yapıyorlardı. Yürümek imkânsızdı.
Oturduğum yerde kazık gibi öylece kalakaldım.
Hele belli bir süre geçince işkencenin boyutu büyüdü.
Ağrımayan yerim yoktu. Neden sonra acıdan sızmışım…



Gözlerimi açtığımda, “iyi ki uyumuşum” diye düşündüm ve içimden dua ettim.
Çünkü anons yapılıyordu…
”Kemerleri bağlayın, koltuklarınızı dik hale getirin….”
Sanki alay ediliyordu.
Hangi koltuğu dik hale getireceğimi düşündüm.
Uçakta hiç kimse koltuğunu yatıramamıştı.
Uçak tekerleklerini yere koyduğunda, işkencenin bittiğini düşündüm…
Yolcular yerlerinden fırlayıp valizlerine saldırarak, orta koridorda toplandılar.
İlk başta bunu garipsiyordum. Ama insanların acıdan kurtulmak için ayağa kalktıklarını düşündüm.
Bu hareketle kavanozdaki hıyar olmaktan kurtuluyorlardı.
Uçak yolculuğu biraz daha sürseydi, uçaktan sakat olarak ineceğimi düşündüm.
Pegasus yolcuları hıyar turşusu durumuna düşürüyordu.

Uçaktan çıkarken pilot kabini önünde anonsu yapan görevliye “Hangi koltukları dik hale getirmemizi istediniz. Yatıramadık ki…” dedim.
Gülerek “Haklısınız… Ama prosedür böyle” dedi.
Biliyordu. Bütün yolcuların şikayeti aynıydı…
Berlin-İstanbul arasında Pegasus ile yaptığım 3 saati aşkın yolculuğun vücuduma verdiği zarar olan ağrıları ancak eve vardığımda atabildim.

Bana kalırsa Ulaştırma Bakanlığı bu işe el koymalıdır.
Bir saatten uzun yapılan uçak yolculukları için koltuk aralarının normal olmasını sağlamalıdır. Hele yurtdışı uçuşlarda kesinlikle yasaklanmalıdır.
Havayollarının üç kuruş kazanmak uğruna insanları hıyar turşusu yerine koyması engellenmelidir.
Yoksa bakanlığın “Uçmayan kalmasın” sloganı yakında şöyle olacak: “Sakat olmayan kalmasın…