Yerebatan Sarnıcı restorasyonu tamam, açılıyor

İstanbul’un görkemli tarihsel yapılarından ve turistik merkezlerinden olan Yerebatan Sarnıcı’nın restorasyonu tamamlandı. Ziyarete açılıyor!

ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye mülkiyetinde yer alan tarihi Yerebatan Sarnıcı’ndaki çalışmaların tamamlandığını duyurdu. Turkiyeturizm.com olarak açılmaya hazırlanan Yerebatan Sarnıcı’nı dolaştım. Gözlemlerimi baştan yapayım ve sonra çalışmalara geçelim.

PLATFORMLAR 1.30 METRE AŞAĞIYA ÇEKİLDİ
Giriş kapısı sokakta kuyruklara son vermek için eskiden çıkış olan aşağıdaki bölümden yapıldı ve girişin içinde bir hol oluşturuldu. Giriş kapısının üzerine Medusa’yı anımsatan metalden arkadan ışıklandırılacak olan bir siluet deseni ile hareket kazandırıldı.

Sarnıcın içindeki platformlar suya daha yakın hale getirilerek, alan büyütüldü ve daha görkemli hale getirildi. Müherdisler seviyeyi 1.30 cm daha aşağıya çektiklerini, bu sayede başta medusa olmak üzere suya yakın duran bir çok sütun başlıklarının daha iyi izlenmesinin sağlandığını söylediler.

Sarnıcın içinde yapılan ışıklandırma ile içeriye mistik bir hava kazandırılarak izleyenlerin etkilenmesi sağlandı. Ayrıca Şerefiye Sarnıcı’nda olduğu gibi belli periyorlarda yapılacak ışık gösterileriyle Yerebatan Sarnıcı’nın geçmişi sergilenirken, farklı bir görünüm sağlanacak.

METAL HEYKELLER YERLEŞTİRİLDİ
Suyun içine Medusa'nın yılanlı görünümünü anımsatan ayaklarına yılan dolanmış metal kadın heykelleri yerleştirildi. Duvarlardaki nişlerin içine de metal kadın başları konularak çevreye hareket kazandırıldı. Eskinin ahşap iskelelerinin yerini sağlam metal iskeleler almış. Uzayıp giden yürüme yolları suya yakın oluşu ve su içindeki ışıklandırmalarla daha görkemli hale getirildı.

TOPUKLU AYAKKABI GİYEN KADINLARIN İŞİ ZOR
Ama sarnıcın iskelelerinde kadınlar için önemli bir sıkıntı var. İskelelerin üzerindeki metal zemin ve merdivenlerin zemini delikli yapıldı. Yani topuklu ayakkabı giyen kadınların burada yürümesi çok zor.
Sarnıç’ye yen alan gösteri alanlarında bazı etkinlikler planlandığı için şık giyimli ve topuklu ayakkabı giyen kadınların burada sorun yaşayacakları görülüyor. Bunun için metal zeminin üzerine bir çok müzede kullanılan kırılmayan camdan zemin konulması bu sorunu çözebilir. Sarnıcın içinde ışık gösterileri yanında bazı kurumlara, bakanlıklara veya gruplara yönelik resepsiyonlar verilecek. Böylasine önemli etkinliklere kadınlar lastik ayakkabı veya spor kıyafetle mi gelecek? Bu soruna bir an önce care bulunması gerekiyor.


Bu duvarların arkasında tarih yatıyor

YEREBATAN SARNıCı’NDA RESTORASYONLAR
Yerebatan Sarnıcı’nın son restorasyonunda Osmanlı döneminde meydana gelen çöküntüler ve restorasyonlarla kapatılan bölümüne dokunulmadı. Uzmanlar bu bölümün açılması halinde ortaya bir çok tarihi eserin çıkabileceğini ileri sürerek "Duvarın arkasında tarih yatıyor" dediler. Ancak bu çöküntü bölümümün üzerinde oldukça çok bine bulunması ise bu çalışmayı imkansız hale getiriyor.

Yerebatan Sarnıcı’nın çöküntüleri 1846 yılından itibaren başlıyor. Osmanlı’nın keşif defterlerine göre çöküntüler ve onarımlar şöyle:
İstanbul sakinlerinin yaz aylarında su kıtlığının önlenmesi hem suyollarının hem On dokuzuncu yüzyılın ortasında Belgrad ve Bahçeköy’deki yedi adet bentten, İstanbul ve Galata bölgesine, yol üzerinde katılan sularla birlikte toplam 349 mahalden su gelmekteydi. Zaman içerisinde suyolları ve sarnıçların eskimesi, suların büyük oranda zayi olmasıyla sonuçlandı. Sarnıçlar suyla birlikte gelen kum ve toprak ile dolmaktaydı. Mevcut sarnıçlar yaz aylarında ancak bir ay kadar hizmet sunabilir hale gelmişti.

Çeşitli defalar suyolları onarılsa da, Yerebatan Sarnıcı’nın kapsamlı bir biçimde tamirine dair girişimler ancak 1846 tarihinde gündeme gelmiştir. Ayasofya Camii’ne giden yolun altındaki kemerlerin çöküp yolun ikiye ayrılması nedeniyle 1722 senesinde sarnıçta yapılan çalışmalar, tespit edilen ilk restorasyon teşebbüsüdür.
Kahve mukaatası emini İvaz Mehmed Ağa marifetiyle bu müdahale gerçekleşti. Mimar Ali Ağa ve hassa mimarbaşısı Kayserili Mehmed Ağa’nın keşif defterine göre restorasyon esnasında sarnıçtaki “sekiz adet kubbelerin tahtına müceddeden tuğla ile cila sıvalı sekiz adet payeler” yerleştirildi ve tonozun örülmesiyle açıklık kapatıldı.

1790 senesinde olasılıkla yine aynı bölgeye bir başka müdahale yapıldı. 1803 tarihli mahalle planı Yerebatan Caddesi girişini “Mehterhâne tarafında dörtyol ağzı”nda sadrazam mehterleri (tabl-ı alem) neferâtının oldukları bir bina vardı. Binanın altındaki kemerler, sütunlar ve duvarların çökmesi nedeniyle mimarbaşı Ebubekir bir keşif defteri hazırladı, ancak sarnıçtan bahsetmedi.
Yine de defterdeki bazı ifadeler çöken yerin sarnıç olduğunu doğrular niteliktedir.
Keşi defterinde, bahsi geçen mahallin cadde tarafında, bina altında bulunan duvarın bir kısmının yıkılmış ve diğer bir kısmının da yıkılmak üzere olduğunun tespit edildiği ve restorasyon yapıldığı şöyle anlatılıyor : Aslına uygun olarak hatıl ve duvar, kireçle karıştırılmış tuğla ve taşlarla yeniden örüldü. (“mevcud esas üzerine hatıl ve püştivânlı turâbı kireç memzûc taş mahlût duvar tecdidi”) Yol tarafında ve bina altında olan duvar yaklaşık 12 x 0,75 x 3,75 m (16 x 1,3 x 5 zirâ) ölçülerindedir. Duvara, horasan kireci derzi gerekmektedir. Yeniden örülecek olan duvarın bina altında olması nedeniyle, yapıya sağlamlık kazandırmak için on adet “çifte mâneden sütun mâa başluk” kullanılacaktır. Bahsi geçen on başlık ile birlikte sütunlar olasılıkla sarnıcın yıkılan kısmından tedarik edildi.

1765 tarihli, Yerebatan ahırlarının tamiratı için hazırlanan bir keşif defterinde sarnıca doğrudan bir atıf yok. Ancak sarnıç girişi tarafında yıkılmış olan tonozların kapatıldığını çağrıştıran bir takım veriler bulunuyor. Deftere göre “Yerebatan tarafında” yıkılmış olan taş duvarlar yenilenmiş ve duvarı yükseltmek için üzerine başka bir duvar daha örülmüştür. Hemen akabindeki bilgi notu, yenilenen su kuyusunun tulumbasından bahseder. Bahsi geçen tulumba suyu olasılıkla sarnıçtan çekmekteydi.311805 senesinde ise mimarbaşı İbrahim Kâmi, Yerebatan ahırlarının bahçe tarafında yıkılmış olan sed duvarı, arabaların teknik bakımında kullanılan aletlerin korunması için sundurma, yemlik ve kalkan duvarını inşa eder. Bu tarihte yapılan çalışmalar esasında ahırlarla ilgilidir. Aynı şekilde “gerek Yerebatan suyu ve gerek yan tarafında bağçe üzerinde münhedim olan duvar” ifadesi ve mavna kiralarından söz etmesi çalışmanın sarnıçta yoğunlaştığını kesinleştirir. İbrahim Kâmi, duvarların “mahlu moloz” ile yapılması nedeniyle yıkıldığını gözlemler. Yerine bu defa horasan derzli bir set duvarı yapılmasını tavsiye eder (6,3 x 1,12 x 7,5 m). Set duvarı üzerine bir de kalkan duvarı örülecektir.32 Bu tarihte yapılan çalışmalarda mavnaların kullanılması dikkat çekicidir. Çünkü sarnıca kapsamlı bir müdahale, sarnıçtaki suyun boşaltılıp çamurun temizlemesine bağlıydı. Bu girişim için 1846 senesini beklemek gerekecekti.

YEREBATAN SARNICI’NDA YAPILANLAR
Dört yıllık çalışamaların ardından sarnıç yapısının giriş ve çıkış yapıları yeniden düzenlendi. Sarnıcın giriş kısmının küçük olması sebebiyle ziyaretçi kuyrukları sokak boyunca uzuyor bu da turistlerin çevresel faktörlerden olumsuz etkilenmelerine sebep oluyordu.
Restorasyon kapsamında giriş alanı cam saçak ile kapatılarak bir bekleme alanı oluşturuldu. Sarnıcın çıkış yapısında da gerekli plan tadilatı yapılarak müzeye daha uygun bir çıkış düzenlemesi yapıldı.

Restorasyon kapsamında ayrıca; özellikle yağışlı havalarda, sarnıcın tavan kısmından ziyaretçilerin yürüme alanlarına yüksek miktarda su sızıntısı olması nedeniyle, ziyaretçilerin güvenliğini tehlikeye atan bölgelere yalıtım uygulaması yapıldı. Yapıda bulunan betonarme platform kaldırıldı ve yerine modern malzemeler kullanılarak inşa edilen yeni bir platform yani delikli metal zemin yerleştirildi. Yapı içerisindeki kolonlarda, duvarlarda ve tonozlarda gerekli güçlendirme çalışmaları restorasyon projesi ve raporu doğrultusunda tekniğine uygun olarak yapıldı.

Yerebatan Sarnıcı’nın 2019 yılında, restorasyondan önceki bir görüntüsü.

CIDDI ÇÖKME RISKI VARDı

2020 yılında Yerebatan Sarnıcı’ndaki sütunları birbirine bağlayan gergilerin kötü halde olduğu ve sütunları tutamadığı görülmüştü. Restorasyon çalışmaları sırasında, Cumhuriyet geç dönem restorasyonunda yapılan gergi elemanlarının, sütün başlarında son bulduğu ve devamlılık oluşturmadığı tespit edildi. Bu durum nedeniyle olası depremde Sarnıç’ta ciddi hasarların oluşabileceği, göçmelerin bile yaşanabileceği duyuruldu.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, 2020 yılında yaptığı açıklamada, Koruma Kurulundan bir türlü onay çıkmadığı için çalışmalara başlayamadıklarını belirtmişti.

Yerebatan Sarnıcı’nın 2022 yılında, restorasyondan sonraki bir görüntüsü.

YEREBATAN SARNıCı
İstanbul’un görkemli tarihsel yapılarından olan Bazilika Sarnıcı, Ayasofya’nın güneybatısında yer alıyor. Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yeraltı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiş. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılıyor.
Sarnıç, uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan, dev bir yapı. Toplam 9.800 m2 alanı kaplayan bu sarnıç, yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahip. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunuyor. Çoğunluğu daha eski yapılardan toplandığı anlaşılan ve çeşitli mermer cinslerinden yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da iki parçadan oluşuyor.

Bizans döneminde bu çevrede geniş bir sahayı kaplayan ve imparatorların ikamet ettiği büyük sarayın ve bölgedeki diğer sakinlerin su ihtiyacını karşılayan Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Osmanlılar tarafından 1453 yılında fethinden sonra bir müddet daha kullanılmış ve padişahların oturduğu Topkapı Sarayı’nın bahçelerine buradan su verilmişti.

YEREBATAN SARNıCı NEREDE?

Yerebatan Sarnıcı Eski İstanbul’un kalbi olarak adlandırılan Sultanahmet semtinde, Ayasofya’nın güneybatısında yer alıyor. Yerebatan Sarnıcı’na gitmek için Kabataş-Bağcılar tramvay hattı kullanılarak Sultanahmet durağında inilebilir. Sarnıç, Sultanahmet durağına birkaç dakikalık yürüme mesafesinde.

Manşetler

Atina'daki en iyi restoranlar
Dünyanın en engelli dostu havayolu Air New Zealand
Murat Muratoğlu: Kazıkların şahı havalimanları!
Avrupa ve Asya arasında bulunan minik ada
Floransa’nın gizli geçidi Vasari Koridoru, halka açıldı
Almanya'dan başka ülkelere göç mutlu ediyor
Paris ve  Berlin yüksek hızlı tren ile 59 avrodan bağlandı
Muğla'da helikopter hastaneye çarptı: dört ölü
Archer Aviation hava taksileri için üretim tesisini tamamladı
Uçakta öfkeli yolcuyu sakinleştirme LEAP tekniği