İSTANBUL- Denizcilik endüstrisinde çevresel hassasiyetlere yönelik teknolojilerin uygulama sürecine geçmesi lüks tüketimdeki ürünlere de yansımış durumda. Yaren Yatçılık, elektrikli yatlara yönelik Ar-Ge çalışmalarında sona yaklaşırken, ilk elektrikli katamaranı 2024’te denizle buluşturmayı hedefliyor.
Ev konforunda deniz araçları üretirken aynı zamanda tekne kalitesinde inşaat ve iç mimari gibi mühendislik alanlarına da hizmet veren Yaren Yatçılık, yeni nesil elektrikli yatların Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor. Yapmış oldukları tekne ve yat yapım işlerinin sonrasında diğer işlere referans olduğunu söyleyen Yaren Yatçılık Yönetim Kurulu Başkanı Nail Civelek, “İlk etapta 70 metrekarelik bir dükkanda faaliyetlerimize başladık. Hatta bu dönemde bir müşterimiz, ‘Yat işini burada yaptığını bilseydim sana iş vermezdim’ dedi. Bu dönemde aldığımız işleri ofisimizin açık alanlarında yaparak müşterilerimize teslim ediyorduk” ifadelerini kullandı.
Sonrasında Birmes Sanayi Sitesinde bir dükkan kiraladıklarına değinen Civelek, burada Hollanda’ya iş yapmaya başladıklarını büyük hacimli projeleri tersanelerde, Hollanda tipi küçük çaplı tekneleri ise bizzat kendilerinin yaptığını söyledi. Bugün hali hazırda 7 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplamda 22 bin metrekarede faaliyet gösterdiklerini ve yıllık 30 yeni tekne/yat inşa edebilecek kapasiteye sahip olduklarının altını çizen Civelek, “Tam kapasiteyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yeni inşa kapasitemiz gelen projelerin büyüklüğüne göre sürekli değişim ve gelişim sürecinde” diye konuştu.
Denizcilik sektöründe çevresel hassasiyetlerin her geçen gün daha fazla önem kazandığına vurgu yapan Nail Civelek, “Bu durum lüks tüketim tarafındaki ürünlere de yansımış durumda. Ar-Ge çalışmalarımızın yüzde 60’ını elektrikli yat ile ilgili faaliyetlerimize ayırmış durumdayız. Yapacağımız elektrikli katamaran 12 metre uzunluğa sahip olacak. Şarj süresi ise akülerle 12 knot hızla 5 saat yol alacak şekilde olacak” ifadelerini kullandı.
Yapacakları teknenin bordosuna güneş panelleri de yapmayı hedeflediklerini dile getiren Civelek, “Lityum akülerdeki maliyetler ciddi bir şekilde artış göstermiş durumda. Bu durum sektördeki üreticilerin çevreci yatırımlarının da sınırlı kalmasını sağlayabiliyor” açıklamalarında bulundu.
Yaptıkları işlerin yüzde 80’inin yat ve tekne inşa çalışmalarında oluştuğunu dile getiren Civelek, kalan yüzde 20’lik kısmın ise mimari projelerden oluştuğunu bildirdi. Katamaran’a yatırım yapan ilk firmalar arasında yer aldıklarına vurgu yapan Civelek, “Dünyada marka olma hedefimiz var” dedi. Öte yandan tekne/yat inşa alanında Türkiye’de global bir marka çıkarılamadığının altını çizen Civelek, yerli üreticilerin de bu hususta daha fazla çalışma yapması gerektiğine değindi.