ERDAL İPEKEŞEN -TEMPO TRAVEL
LONDRA- Dünyanın önemli turizm fuarlarından biri olan WTM London’dan bildiriyoruz. İyi haber, gelecek yıl Türkiye’ye İngiltere’den gelecek turist sayısında yüzde 35 artış bekleniyor. “Biz nereye gidiyoruz?” diye soracak olursanız, küçük doğa maceraları ve eko-turizm yükselişte...
Türkiye, İngilizlerin geçen yıl seyahat ettiği ülkeler arasında ilk 10’da. İlk sırada yüzde 32 oranıyla İspanya var. Ardından yüzde 18 ile Fransa ve yüzde 12 ile İtalya geliyor. Britanyalıların ülkemizde en fazla ziyaret ettiği il ise Muğla. Brexit’ten en büyük zarar görecek ülkenin İspanya olacağı söyleniyor. Turizm payını artıramayan tek kıta, Afrika. Yeni İstanbul Havalimanı’nınAfrika turizmi için yeni bir fırsat olduğu belirtiliyor. Afrikalı turizmciler, “Türk Hava Yolları kıtamızda zaten beklenmedik bir mucize yarattı. Afrika’da THY’nin henüz uçmadığı noktalar piyasalara girmekte çok zorlanıyor” diyor.
Bu yıl WTM’de rağbet gören yeni turizm yaklaşımlarından biri, Peru’nun öncülüğünü yaptığı ‘soft adventure-yumuşak macera’ temasıydı. ‘Soft adventure’, düşük riskli, pek fazla tecrübe gerektirmeyen doğa-macera turizmine verilen isim. Dünyanın gürültüsünden kaçanlar için sunulan sessiz villalar ile butik oteller de yükselişte. Doğa odaklı turizm trendi giderek güçleniyor, lüks seyahat sektörü de buna tepkisiz kalmıyor. Şehir içindeki oteller bile yeşil otel kategorisine girmek için yarışıyor. Yeni tüketici ekoturizme önem veriyor. Doğaya saygı, geri dönüşüm, karbon salınımı onlar için önemli kriterler.
Ünlü tasarımcı ve mimarların dokunduğu oteller, bulunduğu bölgeyi seyahat destinasyonu yapmaya yetecek kadar güçlenebiliyor. Büyük tesisler bu yarışa özel villalarıyla giriyor; özel havuzlar, plajlardaki kişiye özel gazebolar ve konsept restoranlarla öne çıkıyor.
Telefon uygulamaları başrolde
WTM bir taraftan da IT bilişim merkezine dönüştü. Turizmin mimar ve mühendisleri hep bir ağızdan “Teknoloji olmadan artık dünya turizmi büyüyemez” diyor. Wi-fi’ın tüm otellerde ücretsiz olması artık kaçınılmaz. Her türlü işimizi akıllı telefonlardan yaptığımız bir dönemde, artık uçaktaki koltuğumuzu, oteldeki odamızı, manzarasını, gideceğimiz restoranların dekorunu, hatta mönüsünü bile canlı olarak izleyip seçiyoruz. Seyahat sektörü, Uber’inki gibi akıllı interaktif modelleri benimsemiş görünüyor. “Uber’in esnek çalışma sistemi sektörümüz için büyük fırsat olabilir” diyenlerin sayısı da bir hayli artmış.