NEW YORK - Yeni tip koronavirüsün turizm sektörüne etkileri devam ediyor. En az bir yıl daha sürmesi öngörülen seyahat krizine dair Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü 2020 yılında dünya genelinde turist sayısını yüzde 30 küçüleceğine dikkat çekiyor.
Tüm dünyanın mücadele ettiği Kovid-19 salgını, özellikle seyahat yasaklarıyla birlikte küresel ölçekte en çok turizm sektörünü olumsuz etkiledi. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) verilerine göre 2019’da uluslararası arenada turist sayısı 1 milyar 460 milyon seviyesinde gerçekleşti. Kovid-19 salgının baş gösterdiği 2020 sonunda ise turist sayısının yaklaşık yüzde 30 gerileyerek 1 milyara gerilemesi bekleniyor. Dünya genelinde bilim ve araştırma merkezleri tarafından turizm endüstrisinin geleceğine dair geliştirilen senaryolara göre de salgın kapsamında alınan tedbirlerin ve salgının neden olduğu psikolojik etkilerin, uluslararası seyahat krizini en az bir yıl daha sürdüreceği öngörüyor.
"ULUSLARARASI TURİZM 20 YIL GERİYE GİDİYOR, İÇ TURİZME YÖNELMEK ŞART"
Geçmiş krizlere bakıldığında Kovid-19 salgınının hem ekonomik hem de sosyal açıdan daha uzun soluklu etkiler bıraktığını belirten Tavakkoli, uluslararası turizmde toparlanmanın zaman alacağına ve bu süreçte daha fazla kayıp yaşanmaması adına hızla yeni adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti. Farzad Tavakkoli, "Salgının ekonomik etkileri dünya genelinde alım gücünü düşürdü, artan endişe hali ise sosyal izolasyon sürecini pek çok kesim için güvenli liman haline getirdi. En az bir yıl daha devam etmesi beklenen bu seyrin uluslararası turizmi yüzde 30 küçülteceğini söylemek ne yazık ki mümkün. Bu noktada turizm cirosunun yaklaşık yüzde 80'ini yabancı turistlerin oluşturduğu Türkiye'de, sağlık protokollerine uygun olarak iç turizme yönelmek, salgının neden olduğu zararı en aza indirmek için şart. Önümüzdeki süreçte Kurban Bayramı ve okulların yaz tatilleri ise adım atmak için önemli fırsatlar." dedi.
"TURİZMİN TEMELİNDE GÜVENLİK OLMALI"
Turizmde başarının, ziyaretçileri güvende hissettirmekten geçtiğini ve salgın sürecinde güvenlik kavramının en çok sağlık ile yan yana geldiğini ifade eden Tavakkoli, mevcuttaki turizm krizinin doğru yönetilmesi için izlenmesi gereken adımlara değinerek, "Turizm krizleri; ister ekonomiyi, ister istihdamı küçültsün, temelde turistlerin güvenliğini tehdit eden faktörler bütünü olarak tanımlanır. Güvende kalma halini daimileştirmek ise salgın gibi aniden ortaya çıkabilecek olaylarda planlı hareket edebilmeye bağlıdır. Bu kapsamda sırasıyla turizm süreçlerini belirleme, her işlem için bir başarısızlık yapı dökümü düzenlenme, tanımlanan etkinliklerin her biri için hata noktalarının tanımlama, her bir başarısızlık noktası için risk önceliklerinin sayısını hesaplama, risk önceliklerinin sayısını önceden belirlenmiş stratejilerle eşleştirme, öngörülen riskleri önceliklendirme, düzeltici programları düzenlenme ve işlem sürecini tekrardan gözden geçirme adımlarının izlenmesi önemlidir." şeklinde konuştu.