NASA havacılık çalışmalarına son sürat devam ederken, uçakların daha verimli, daha düşük emisyonlu ve gürültüsüz çalışması için AR-GE çalışmalarının ivmesini arttırarak sürdürmektedir.
Havacılığın günün şartlarına göre teknik açıdan gelişmesi hepimizin ilgisini çekmektedir. Düne kadar bir seferde daha çok yolcuyu nasıl taşırımın hesabı yapılırken, bugün petrol kaynaklarının azalması nedeniyle alternatif enerji kaynaklarını nasıl devreye alırız diye kafa yoruluyor. Bu konudaki teknolojik gelişmelerin nasıl ilerlediğini elektrikport sitesi derlemiş. Havacılık endüstrisinde geleceğin beş teknolojisini adlı derleme yazısında şu gelişmeleri görebiliyoruz.
“Günümüzde gelişen ve büyüyen sektörler arasında havacılık endüstrisinin yıldızı parlamaya devam etmektedir. NASA’nın (Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi) havacılık endüstrisi için 10 yılda gerçekleşmesini planladığı beş yeni teknolojiyi şöyle sıralıyor.
NASA havacılık çalışmalarına son sürat devam ederken, uçakların daha verimli, daha düşük emisyonlu ve gürültüsüz çalışması için AR-GE çalışmalarının ivmesini arttırarak sürdürmektedir. Bu çalışmalarını ise beş yeşil teknoloji olarak adlandırdı. NASA çeşitli AR-GE çalışmalarının yanında yarışmalar düzenleyerek gelecek için daha çok teknolojik aktivite oluşturmaya çalışmaktadır. Bu beş konuyu açarsak,
1) Yüksek Verimli – Düşük Emisyonlu Güç Ünitesi
Uçağa güç sağlamak için elektrik hücreleri kullanmak son yıllarda üzerine çalışılan konuların başında geliyor. Klasik elektrik hücreleri yerine, yakıt tanklarına konulan hidrojen ile havadan çekilen oksijenin elektrik üretmek için bir araya getirilerek tepkime oluşturması sağlanır. NASA’ya göre bu şekilde üretilen enerji ile geleneksel içten yanmalı motorlara göre yakıt tasarrufu ve düşük emisyon sağlanmış olacaktır. Kullanılacak teknolojinin havaalanı altyapısına uygulanması kolay olacaktır.
2) Elektrik Motorları
Yakıt verimliliğini artırmak NASA’nın uzun yıllar üzerinde çalıştığı bir projedir. Elektrik motorları ile bu verimlilik sağlanmış olup hem de güç yoğunluğu elde edilmiş olacaktır. Diğer yandan daha hafif daha küçük bir motor üretmek için 3D baskı yöntemi düşünülen bir teknolojidir. Hayata geçirilecek her bir teknoloji havacılık sektörünü baştan sonra değiştirecektir.
3) Lityum Oksijen Piller
Elektrikli uçaklar ile ilgili çalışmalar günümüzde son sürat devam etmektedir. Elektrikli motorlar için gereken gücün karşılanması için elektriğin depolanması gereklidir. NASA bu depolama için kullanılacak lityum-oksijen bataryalar ile güç sağlanmış olacaktır. Lityum bataryaları doldurmak için oksijen dış ortamdan alınır. Lityum ile oksijen tepkimeye girerek oluşan enerji sonucu bataryalar tam dolu hale gelir. Bataryalar dolduktan sonra oksijen boşaltılır. Tepkimenin hızlı olması için batarya içinde elektrolitler bulunur. Geliştirmeler tamamlandığında daha kararlı elektrolitler tasarlandığı zaman elektrikli uçuşların önünde hiçbir engel kalmamış olacaktır.
4-Rüzgara Göre Ayarlanabilir Kanat
Uçağın kuyruk kısmını küçültmek yakıt verimliğini artırırken hem de gürültü ve emisyonları azaltmış olur. Diğer bir alternatif tasarım kanatların iniş ve kalkış zamanlarında aşağı ve yukarı yön değiştirtmek. Burada ki en büyük zorluk mekanik parçaların yeniden düzenlenmesi gerektiğidir.
5) Haberleşme Antenleri
Uçaklar için yön tayini, bulunduğu konum belirlenmesi için uydularla haberleşmede önemlidir. Bunlar için uçakların kendi antenleri vardır. Uydu iletişiminde anten yapılarının önemi büyüktür. Büyük ve ağır antenler hem uçağa artı bir ağırlık sağlar hem de haberleşmede eksikler meydana gelebilir. NASA antenlerin ağırlıklarını en aza indirgemek ve aerojel yapısı ile esneklik katma çalışmalarına devam etmektedir.
Derlemeden de anlaşıldığı gibi bütün bu çalışmaların hemen sonuca ulaşması tabi ki yakın zamanda mümkün olamaz. Fakat, uçak ve havacılık teknolojisindeki çalışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Bu konuya bizden de başarılı bir örnek vermek mümkün. Genç bir araştırmacı bu konuda dünyanın en büyük havacılık şirketlerinden General Electric’in (GE) çatısı altında iyi işler gerçekleştiriyor.
“Barış Kavas, çocukken astronot veya astrofizikçi olmayı hayal ediyordu. Bugün, uzayda yolculuk yapmasa da bilimin ön saflarında yer alıyor. Kavas, Türkiye Katmanlı İmalat Araştırma Laboratuvarı’nda, GE Havacılık’ın uçak motorlarında kullanılan yüksek teknolojili 3B baskıyı geliştirmede görev alıyor. Kavas, uçak motorları üzerine çalışıyor. Katmanlı imalattan faydalanarak daha hafif ve daha yüksek performanslı motor parçalarını üretmenin yollarını geliştiriyor. Böylece havacılığın ve kullanılan motorların çevresel ayak izini küçültmeye yardımcı oluyor. Üretilen parçaların istenilen kalite ve özelliklere sahip olduğundan emin olmak için makine öğrenmesi ve yapay zekadan faydalanarak katmanlı imalat işlemini geliştirmeye çalışıyor. Laboratuvarda, tahminsel modelleme ve yapay zeka kullanarak üretim sürecini gözlemleyip üretilen parçaları veri analiz yöntemleriyle değerlendirmenin çok disiplinli bir çalışma anlayışı gerektirmesini, işiyle ilgili en çok keyif aldığı şeylerden biri olarak görüyor. Kavas, çalışmalarının içeriğini “İşim çok fazla teorik bilgi gerektiriyor ama aynı zamanda parçaların tasarıma uygun olarak üretilip üretilmediklerini incelemek için laboratuvarda uygulamalı olarak çalışıyorum.” diye dile getiriyor.
Kavas, üniversite eğitimi sayesinde malzeme bilimine hakimdi. Daha GE’deki ilk yıllarında, çok çalışarak uçak motorları hakkında da bilgi sahibi oldu. Bu sayede ileri mühendislik dersleri, mentorluk, liderlik eğitimi ve diğer geliştirme fırsatları ile mesleki ve teknik gelişimi hızlandıran Edison Mühendislik Geliştirme Programı’na katılmaya hak kazandı.
Kavas, merakını başarısının en önemli sebeplerinden biri olarak görüyor: “Eğer bir şeyi bilmiyorsam, onu öğrenmeye heveslenirim.” Ne şanslı ki 100 yılı aşkın süredir uçak motoru üreten GE Havacılık’ta çalışıyor. GE’deki ilk müdürünün Kavas’a dediği gibi “Şirket muazzam bir bilgi kütüphanesi. GE Havacılık’ın insanlarından ve teknik kaynaklarından öğrenilecek çok şey var.” Kavas da bu sözlere ek olarak, “Şirketin çok iyi bir bilgi paylaşım kültürü var, böylece her zaman soru sorabiliyorum.” diyor. (GE Blog’tan)
Böyle meraklı, üstün zekalı ve yaratıcı gençlerin varlığı ne kadar önemliyse, bu gençlerin dünya çapındaki kuruluşlarda görev alması da daha bir önem arz eder.
Aynı şekilde yaratıcı genç beyinlerimizin havacılık ve savunma teknolojilerinde büyük başarılara imza atması da gurur kaynağımızdır. Yeryüzünde tasarlanan ve gökyüzünde tutunabilen insanlı ve insansız hava araçlarımızın ulaştığı son düzey, bizim dışa bağımlı olmamızın da büyük ölçüde önüne geçecektir.
İyi uçuşlar Türkiye’m..