UBSAD Başkanı Çelebi: TÜRSAB Başkanı acentelere hakaret edemez

UBSAD Başkanı Nebil Çelebi, sıkıntı içindeki acentelerin “aidatlar alınmasın”şeklinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yaptıkları başvuru üzerine TÜRSAB Başkanı’nın acentelerini hainlik” ile suçlamasına tepki gösterdi.

İSTANBUL- Uçak Bileti Satan Seyahat Acenteleri Derneği- UBSAD Başkanı Nebil Çelebi, sıkıntı içindeki acentelerin “aidatlar alınmasın”şeklinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yaptıkları başvuru üzerine TÜRSAB Başkanı’nın “hainlik” ile suçlaması karşısında “Acentelere karşı acil yapılması gerekenleri yerine getirmeyen TÜRSAB Başkanı’nın tüm acenteleri suçlaşarak kullandığı ifadeler kesinlikle kabul edilemez ifadeler olup aynı zamanda suç oluşturan talihsiz açıklamalardır. Bu işin yasal boyutudur” dedi.

SUÇLAMA YERİNE ACENTELERİN YANINDA OLMALIDIR
Nebil Çelebi yaptığı yazılı açıklamada TÜRSAB yönetiminin pandemi döneminde acenteleri yalnız bıraktığını belirterek bu harekete öncülük eden tüm üyeleri “hainlik”, “menfaat peşinde koşma” ve Türsab’tan “nemalanan kişiler” olarak göstermesi üzerine “Boş konuşma zamanı değil, acentelere verdiği sözleri yerine getirme ve acil önlemler alma zamanıdır. Üyeleri hainlikle suçlayacağına pandemic döneminde bitmeye başlayan üye acınteleren yanında olan bir yönetim gerekmektedir.” dedi.

UBSAD YASAL BİR DERNEKTİR
Çelebi, UBSAD’ın seyahat acentelerinin yaklaşık yüzde 80’inin oluşturan bilet satan acentelerini temsil eden ve TÜRSAB’ın bu görevini yerine getirmeyişi nedeniyle ihtiyaçtan doğan yasal olarak kurulmuş bir dernek olduğunu hatırlattı. Nebil Çelebi, TÜRSAB Başkanı’nın acentelerin ‘aidatat alınmasın” talebini “TÜRSAB”a karşı başlatılan bir hareket gibi gösterip öncülük eden tüm üyeleri suçlamasını talihsiz bir açıklama olarak değerlendirerek “Kullandığı ifadeler kesinlikle kabul edilemez ifadeler olup aynı zamanda suç oluşturan talihsiz açıklamalardır. Bu işin yasal boyutudur” şeklinde konuştu.
 

UBSAD Başkanı Nebil Çelebi’nin açıklaması şöyle:


Değerli meslektaşlarım,
 

TÜRSAB Başkanı Firuz Barbaros Bağlıkaya’nın 16 Mayıs 2021 tarihli “Turizm Meclisi TV” adıyla bir platform üzerinden bir grup gazeteciye yaptığı basın açıklaması sırasında üyesi bulunduğumuz TÜRSAB dışında yasaya uygun şekilde kurulan ve faaliyet gösteren dernek ve sivil toplum kuruluşlarına çok ağır itham ve hakaretlerle birlikte suçlamalarda bulunduğu kamuoyu tarafından izlenilmiştir.

İçinde bulunduğumuz Covid 19 pandemi sürecinden doğrudan etkilenen sektörlerin başında seyahat acentalarının geldiği durumu ayrıca izaha gerek yoktur. Ulusal ve uluslararası seyahat kısıtlamaları yanı sıra işyeri kapama kısıtları ile birlikte seyahat acentaları yönünden gerçekten içinde bulunduğumuz sürecin bugüne kadar alışılagelmiş dönemlerden bambaşka ekonomik sıkıntılara sebebiyet verdiği tartışmasızdır.

TÜRSAB ÜYELERİNİ YAŞATMAK ZORUNDADIR
Bu gibi yaşanan dönemlerde esas olan üyesi bulunduğumuz Birliğin; seyahat acentalarına yönelik alınacak ekonomik tedbirler ile nefes almasını sağlamasıdır. Tabiri caiz ise ölmesi değil yaşatılması gerekmektedir. Pek tabii ki bu anlamda öncelikle Devlet nezdinde diğer sektörlerle birlikte yapılanlara ek bir takım teşvik, muafiyet ve istisnalardan yararlandırılmamızdır.

Birliğin gelirleri içerisinde “üye aidatı” nın önemli bir kaynak olduğuna kuşku bulunmamaktadır. Birliğin bu gelirler karşılığı amacına uygun hizmet sunup sunmadığına bakılmaksızın da gerek merkez gerekse şubeler üzerinden ödediğimiz aidat ile de yasal yükümlülükler yerine getirilmektedir.

Aslolan TÜRSAB’ın, aidatlar yönünden içinde bulunduğumuz yıl için “tamamen alınmaması” veya “indirimli” alınması veya borçları olan acentalar yönünden ödeme kolaylıkları gibi çözüm yolları üretmesi gerekirken UBSAD Derneği öncülüğünde getirilen bu öneri; gerçekten önemli bir karşılık bulmuş ve demokratik hakların kullanılmasında önemli bir araç olan örgütlenmenin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.

KURUM KİMLİĞİNE UYGUN DAVRANIŞ BEKLİYORUZ
Sektörün önemli bir kesiminin bu görüşte olması sonucundan çıkması gereken şudur. Demek ki bir ihtiyaç vardır. TÜRSAB’dan da bu durumda beklenen, kurum kimliğine uygun davranması ve meseleyi sağduyulu bir şekilde ele alarak olumlu veya olumsuz görüşleri ile birlikte talebi değerlendirmesidir. Nitekim aidatların ödenmemesine veya indirilmesine çözüm arayan acentaların da tek amacı mesleki faaliyetlerinin yürütülmesini sağlamaktan öte değildir.

TÜRSAB YÖNETİMİ ÜYELERİNE “HAİN” DİYEMEZ!

Kıymetli meslektaşlarım,

TÜRSAB önemli bir kuruluştur. Turizmin gelişmesi ve bu günlere gelmesinde çok ciddi görevler üstlenmiştir. TÜRSAB’ı yönetenleri de Genel Kurul üyeleri olarak bizler seçmekteyiz. Genel kurulun çoğunluk iradesi ile emanet ettiği görev ifa edilirken; bir kısım üyelerinin, demokratik araçlar ile ve tamamen hukuk çerçevesinde yasal haklarını kullanmasından dolayı ötekileştirilmesi değil onlara da sahip çıkılması asıldır.
Bir adım daha ileri giderek ifade etmek isterim ki TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı’nın bu talebi; “TÜRSAB”a karşı başlatılan bir hareket gibi gösterip öncülük eden tüm üyeleri “hainlik”, “menfaat peşinde koşma” ve Türsab’tan “nemalanan kişiler” olarak nitelendirilmesi kesinlikle kabul edilemez ifadeler olup aynı zamanda suç oluşturan talihsiz açıklamalardır. Bu işin yasal boyutudur.

ÇARESİZ TÜRSAB YÖNETİMİ, MANÜPLE PEŞİNDEDİR
Amacımız acentalar olarak ileriyi yani bir adım öteyi sağ salim görebilmekti. Bu da hepimizin ayakta kalması ve var olan hasarımızın azaltılması ile mümkündü. Şu anda geçmişle uğraşacak kadar vaktimiz de bulunmamaktadır. Ancak anlaşılan o ki çaresiz kalan yönetim kurulu başkanı çözüm üretmek yerine talebi manipüle etmeye çalışmaktadır.

Şahsım ve UBSAD olarak çekilmek istendiğimiz alana girmeyeceğiz. Acentaların da bu aşamada bu durumu kaldıracak halde olmadıklarını bilmekteyiz. Ancak ağır ithamların da cevap bulması gerektiği düşüncesi ile yönetim kurulu başkanına sadece şunu hatırlatacağız:

Geçmişte sizin de yönetim kurulu üyeliği yaptığınız dönemde aidat ile ilgili söyledikleriniz bizim haklı talebimizi karşılamaktadır.

ÜYE AİDATLARINI DÜŞÜRECEĞİZ DEMİŞTİNİZ
Samimiyetle vurgulamak isterim ki yapılan suçlamaları izlediğimizde hayret edilen husus şudur. Siz aday olduğunuz dönemde: “ Uye aidatlarını düşüreceğiz. ...Zorlu bir yolumuz var, çok çalışacağız. Omuz omuza vereceğiz. Üyeye de yüklenmeyeceğiz. Üye aidatlarının yüksek olduğunu biliyoruz. Onu da düşüreceğiz...” demiştiniz. Girdiğiniz yolculuğun zor olduğunu da bilerek yönetime talip oldunuz. Şimdi sizinle yol arkadaşlığı yapan acentaların haklı taleplerini nasıl TÜRSAB’a karşı başlatılmış bir hareket olarak görürsünüz ki.


VERDİĞİNİZ TAAHHÜTLERİ UNUTMAYIN!
Zaten bu sizin ÜYELERE TAAHHÜDÜNÜZ. Göreve gelince de asıl hedefinizin 1618 sayılı Yasayı yenilemek olduğu, “acenta belgelerinin devrine imkan vereceğiz.Aidatları düşüreceğiz, çünkü 2 bin 500 TL gibi yüksek bir rakam söz konusu. Artık ev ofis denilen bir çalışma şekli var, seyahat acentalığında da bunu yasal olarak mümkün kılacağız.” şeklinde TAAHHÜTLERİNİZİN de bulunduğunu HATIRLATIRIZ.

HAKARETLER TÜRSAB’IN KURUM KİMLİĞİNE ZARAR VERİYOR
Hakaret ettiğiniz dernek ve sivil örgütlenmelerin, TÜRSAB başkanı sıfatı ile önderliğinizde sizin tarafınızdan yapılması gerekenleri yapmamanız nedeniyle görev üstlendiği aşikar olup sizin de bunları takdir etmeniz ve kucaklamanız gerekirken kurum kimliğini yakışmayan uslup ve seviyede açıklamalarda bulunmanız sadece UBSAD ve sivil örgütlenmeleri değil müşterek sorunları için çözüm arayan tüm seyahat acentalarına yönelik olup TÜRSAB’ın prestijini sarsmaktan başka bir sonuç getirmemektedir. TÜRSAB’ta bunu hiçbir şekilde hak etmiyor.


TÜRSAB MUHALİF GÖRÜŞTE OLANLARI TEHDİT EDEMEZ
TÜRSAB üyesi seyahat acentalarının faaliyetleri dünyanın neresinden olursa olsun içeride veya dışarıda her milletten insana yönelik olup müşteriye kulak verme ve müşteri memnuniyeti esaslı olmasından sebep acentacılık faaliyetinin özünde çok sesliliği barındırmakta ve anlamayı ve dinlemeyi gerekli kılmaktadır. Yani bir başka anlatımla TÜRSAB başkanının katılımcı bir yönetim anlayışı ile hareket etmesi gerektiği açıktır. Ayrıca kendi düşüncesine aykırı olanları muhalif görme anlayışından vazgeçmesi ve görüşünü açıklamak isteyenleri ise tehditlerle ve korkutma etkisi yaratmaya çalışarak dışlaması da kabul edilemez bir anlayıştır.
 

RÖPORTAJDAKİ SUÇLAMALARA GELİNCE;

ŞAHSIMA KARŞI İFTİRALAR DEVAM EDİYOR

1.) Şehit vizeleri: 2015/16 Hac sezonunda Türkiye’ye tahsis edilen ilave bir kontenjan isteyen şehit ailelerine kurasız olarak kullandırılması hususunda Diyanet ve TÜRSAB ortak Kurul kararı almıştı. Ancak şehit ailelerinden gelen talebin az olması ve kotanın açıkta kalması nedeniyle Diyanet’in bilgisi dahilinde TÜRSAB başkanı Ulusoy’un o tarihte kafilesi gitmemiş veya kafilesi gitmiş kendisi gidememiş olan bazı acentalara vize konusunda yardımcı olmuştu. TÜRSAB Yönetim Kurulundan istifa ettiğim ve Ulusoy’a karşı ilk muhalefet ateşini yaktığım halde Başaran Bey, Hacca gitmediğimi duymuş ve kendisi bizzat ofisime gelerek pasaportumu istemişti. Ben kendisine bu sene hacca gitme talebim yok ama kardeşimin pasaportu konsoloslukta çıkmadı onu hallet dememe rağmen onu da halledeceğini, özellikle hacca gidip kafilenin başında görün dedi ve vizemi aldı. Kardeşim ve kendim için bu 2 vizeden başka hiçbir tane vize almış değilim parayla vize satarak bugüne kadar hiçbir faaliyet olmadı. Bunu defalarca anlattığım halde ve işin aslının da bu olmasına rağmen “çamur at izi kalsın” misali şahsıma iftiralara devam edilmektedir.
 

“TÜRSAB’I SOYDULAR” DEDİKLERİN NEDEN HALA DANIŞMANIN?
2.) Birlik Havacılık A.Ş: Suudi Arabistan Hava Yolları ve THY’nin Hac/Umre trafiğindeki monopol yapısına karşı birlikte hareket eme amacı ile Sn.Murat ERSOY ile beraber yaklaşık 10-12 acentanın ortaklığıyla adı geçen şirket kurulmuştur. İlk defa özel sektör hava yolu olarak Atlasjet’a Suudi Arabistan’a uçuş izinleri verildi. Sektörün ihtiyacı olan rekabetin tekelleşmesini engelleyen ticaret hukuku mevzuatına göre kurulan yasal bir şirket olarak da faaliyetlerini sürdürmüştür. Kurulan bu şirket sayesinde milli hava yollarının bu hattaki tek başına hakimiyeti ile aşırı fiyat uygulamasının normale dönüşümünü sağlanmış ve acentaların yararına uygun ve ucuz fiyatla uçuşlar gerçekleştirilmektedir. En önemlisi Anadolu’nun her tarafında doğrudan charter uçuşlar başladı.

Birlik üyesi acentalara iki yıldan sonra Murat ERSOY’un ricası üzerine bazı arkadaşlar ve ben kendi hisselerimizin bir kısmını Başaran ULUSOY’a sattık. Ben 14 pay olan hissemden 2 payını sattım. Hissem 12’ye düştü.

Hava yolları bugün bile 10 sene önceki fiyatların altında bir fiyatla bu hatta tutunmaya çalışıyor. Benim Yönetim kurulu başkanlığım döneminde iddia ettiğiniz gibi TÜRSAB’tan bir tek lira aktarılmamıştır. Bunun ispatı halinde ben bütün mal varlığımı TURSAV Vakfına bağışlayıp meslekten ayrılmaya razıyım. Ama ispatlayamazsanız da bu iftiraların sektöre ve hukuka hesabını Firuz Barbaros Bağlıkaya versin. Ayrıca suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmektedir. Bunu açıklamanızı istiyorum. Benim aleyhime yapılan suç duyurusundan herkesi ben haberdar edeceğim.

Ayrıca Birlik Havacılık Şirketinin ortaklarından bir kısmı şu an TÜRSAB’da Başkan danışmanı değil mi? Bu şirket TÜRSAB’ı soymuşsa bu danışmanlar niye yanında?
 

SERVETİMİN KARŞILIĞI 40 YILLIK NAMUSLU ÇALIŞMANIN SONUCUDUR
3) Benim servetimin kaynağı belli %100 (YÜZDEYÜZ)ALIN TERİ. HEPSİ 40 YILLIK EMEĞİMİN SONUCU.

Benim dünüm ve bugünüm belli. Sektörde herkes herkesi bilir. Beni bilen bilir. Haksız iftira ve karalamalar ile şahsımı, 40 yıllık emeğimi, işimi, gücümü yıpratmaya çalışmanız mümkün değildir. Ancak hukuken ve cezai olarak suç oluşturan bu eylemleriniz için yasal haklarımı saklı tuttuğumu da bildiririm.


SUÇLADIĞIN YÖNETİMDE SEN DE VARDIN!
4.) TÜRSAB’ta menfaat örgütleri vardı madem o tarihlerde siz Yönetim Kurulu üyeliği, Genel Sekreterlik ve daha sonra 2. Başkanlık yapmadınız mı?

Başkan ULUSOY’un, yönetim kurulunda görev yaptığınız dönemde “Bize hiçbir şey söylemiyordu” sözünüz bahane. Bir göreve gelinmişse görev sorumluluk ve bilinci vardır. Bundan “sorumluluğum yok” deyip sıyrılmak mümkün değildir. Bahsettiğiniz tarihlerde benim denetim kurulu başkanı olarak görev yaptığım sizin de yönetim kurulunda olduğunuz zamalarda bütün yönetim kurulu üyelerinin imzasının olduğu TÜRSAB şirketlerinin hesaplarını denetlemek istediğimde alelacele yönetim kurulunu toplayıp TÜRSAB’a bağlı şirketlerin hesaplarının TÜRSAB karar defterine işlenmemesi ve yönetim kuruluna getirilmesin diyen bunları imzalamayalım diyen siz değil misiniz? Şirketleri kendi yönetimlerine terk edilmesini sağlayan SİZ DEĞİL MİSİNİZ ? Bu söylediklerimin hepsinin şahidi olduğu gibi arşivlerde de bu iddialarım var. Ayrıca ben de karar sayısı ve belgeleri de var. Söz verdiğiniz gibi temiz ve şeffaf olun. Hepsini açıklayın
TÜRSAB’ı soyuyorlar, dediğiniz kimler ? Adama sormazlar mı? TÜRSAB soyuluyordu SİZ O ZAMAN NE YAPIYORDUNUZ?
 

TÜRSAB’I ATLATIP MÜZE BİLET İHALESİNE NASIL GİRDİN?
Şimdi soruyorum: Müze biletlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi ve 2. Başkanı olarak işin; bütün girdi çıktılarını, püf noktalarını öğrenip TÜRSAB şirketinin müzelerden sorumlu genel müdürü Ufuk Bey’i kendi şirketinize transfer ederek Kültür ve Turizm Bakanlığı müze bilet ihalesine giren siz değil misiniz? Nitekim bilet ihalesi iptal edilince Anadolu Kültürel Girişimcilik şirketini bu sefer de müzelerdeki kafe ve hediyelik eşya mağazalarının işletilmesi ihalesine girip alan SİZ DEĞİL MİSİNİZ?


İHALE EKİBİNİ TÜRSAB’A “OKKALI MAAŞ”LA NASIL ALDIN?

Ufuk Bey’i kendi şirket bünyenizde tutup daha sonra TÜRSAB başkanı olunca Ufuk Bey’i tekrar TÜRSAB’a okkalı maaş ile transfer eden ve hem AKG’den hem de TÜRSAB’tan maaş ödeten SİZ DEĞİL MİSİNİZ?

Yeri gelmişken sormak lazım; Ufuk, Levent, Mesut Kanat, kameraman Gökçe, yakın korumanız Aras ve 2.korumanızı nasıl ve hangi özelliklerinden dolayı TÜRSAB’a transfer ettiniz. Daha sayayım mı?


TÜRSAB’IN HER ÜYESİ ADAY OLMA HAKKINA SAHİPTİR
5.) Kartal örneği hiç olmamış, kartal çok asil bir kuştur. Onu da aşağılayıp hor görmeyin. Kartal örneğini vererek kartala hakaret ediyorsunuz.

Yeni aday olacaklara ayar çekmenize ne demeli? TÜRSAB’a aday olmak bile sizden mi sorulacak?


KIMSE ADAY OLMAK IÇIN SİZDEN İZİN İSTEMEK ZORUNDA DEĞİL!
Söylediğim gibi TÜRSAB’ın üyeleri seyahat acentaları sağduyulu ve mesleğinin ve ekmeğinin peşinde koşan acentalardır. Bugün de olacaklar yarın da; TÜRSAB’ı da onlar yaşatacak. Acentalara tarif gerekmez. Yeri ve zamanı gelince her biri demokratik haklarını nasıl kullanacaklarını bilirler. Ne sizden ne de diğer adaylardan izin isterler. Aday, ne söz veriyor, neyi başarabilir, acentalarının mesleklerine katkı ve destek sunmak için öneri ve projeleri nedir? Bunlar gerçekleştirilebilecek şeyler mi? Daha önce taahhüt edilenler yerine getirildi mi? diye bakıp ona göre değerlendirme yaparak TÜRSAB’ın kurum kimliğine, mesleğin vakar ve haysiyetine uygun faaliyet göstermek üzere ve bu niteliklere haiz Birlik organlarını oluştururlar.


BOŞA KONUŞMA ZAMANı DEĞILDIR
6.) Son olarak, meslektaşlarımızın ve bizim talebimiz; içinde bulunduğumuz ağır süreçte, acenta mağduriyetlerinin önlenmesi yönünden TÜRSAB kurum kimliğine yaraşır şekilde mesleğin kazanımları için acentalar lehine yapılması gerekenlerin yapılması. Zaman, karalamalar veya konuşmalar ile geçirilecek zaman değil. Bir anın dahi çok değerli olduğu bugünlerde ekmeğimizi, mesleğimizi korumak için ne yapmalıyız?

ACENTELER IÇIN ACIL ÖNLEMLERI DÜŞÜNME ZAMANıDıR
Bu yılın ağır koşullarında hiç iş yapılmayan bu dönemde aidatın alınmaması veya indirilmesi gibi anlaşılabilir talepler başta olmak üzere; Devlet ve Bakanlığımız nezdinde acentalara yararlandırılacak teşvik,kredi, muafiyet,KDV,SGK indirimi gibi bunlarla sınırlı olmayan her türlü hakların sağlanması ve başkaca acil önlemlerin ciddiye alınarak değerlendirilmesi ve olumlu sonuçlandırılmasıdır.


NEBİL ÇELEBİ

Manşetler

THY transit yolcularını İstanbul'da ücretsiz gezdiriyor
Antalya’nın 25 yıl sonraki iklim krizi 'Kıyamet' filminde
Esas Holding'ten Pegasus'ta hisse satışı
THY, AJet'in sermayesini 15 milyar lira artırdı
Sabiha Gökçen CEO'su Alp Er Tunga Ersoy istifa etti
Asya-Pasifik Bölgesi’nde en başarılı kadın girişimci seçildi
Karadeniz’de 20 bin mersin balığı çiple izleniyor
İş Bankası ilk turizm şubesini Antalya’da açtı
Suudi Arabistan turizme 500 milyar dolar akıtacak
Athena Tapınağı'nın restorasyonu tamamlandı, ziyarete açıldı