Özkan Altıntaş-Türkiye Turizm
UTRECHT- TÜRSAB, Türkiye’ye gönderdiği turist sayısı 1,5 milyona dayanan Hollanda'nın en önemli Utrecht Turizm Fuarı’nda 10 yıldan beri sergilediği ve hiç değişmeyen aynı senaryoyu oynayarak kimseyi şaşırtmadı.
TÜRSAB Genel Kurulu öncesi adaylardan Retur Genel Müdürü İskender Çayla, Türkiye’nin her tarafından yaptığı toplantılarda ısrarla TÜRSAB’ın uluslararası fuarlarda ne Türkiye’ye ne de seyahat acentelerini layıkıyla temsil edemediğini anlattı durdu.
İSKENDER ÇAYLA SÖYLEMİŞTİ
Hatta İskender Çayla barkovizyon gösterisinde bir de fotoğraf göstererek, Tahtakale’deki “kaptı kaçtı” işadamlarının “bir masa, bir kasa, bir telefon” örneğini vererek, TÜRSAB’ın fuarlarda “bir masa, bir flama ve ne olduğu bilinmeyen kişiler” tarafından temsil edilmesinin içler acısı olduğunu anlatıp durdu.
Genel Kurul’da yeniden yönetime gelen TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy tüm konuşmalardan sonra kürsüye çıkarak, diğer adayların yaptığı konuşmaları not ettiklerini ve gereğini yapacaklarını söylemişti.
Ama Utrecht Turizm Fuarı’ndaki manzara, söyleyenlerin, yapıcı eleştirilerin bir kulaktan girip öbür kulaktan çıktığını gösteriyor.
TURSAB ASLİ GÖREVİNİ HEP UNUTUYOR
Üstelik toplam 16 milyon nüfusu olan ve her yıl Türkiye’ye 1.5 milyona yakın turist gönderme sınırına dayanan Hollanda gibi önemli bir ülkede yapılan fuarda böyle bir gafın olmaması gerekirdi.
5300 seyahat acentesinin 972’sinin oyunu alarak gelinen yönetimin asli görevi olan Türkiye’nin pazarlanması ne yazık ki gene “eski hamam eski tas” usulüyle sürüp gidiyor.
Bu kez bir masa değil bir büfe misali bir görüntü, flama kalkmış… İngilizce olarak TÜRSAB’ın adı, bir vazo ve küçük masa bayrakları.
TÜRSAB’ın üyesi 5300 acenteyi Türkiye’ye yılda 1,5 milyon turist gönderen fuarda kim pazarladı derseniz. Adı bizde mahfuz olan bir TÜRSAB çalışanı sekreter hanım…
Orada şakır şakır yabancı dil konuşup, Türkiye'yi pazarlayan bir Allah'ın kulu TÜRSAB yöneticisi yoktu.
TÜRSAB yönetimine seçilen Yönetim Kurulu asil ve yedek, denetim kurulu asil ve yedek veya komisyonlardan bir acente yoktu…
Yani Türkiye’nin TÜRSAB tarafından tanıtımına ve pazarlanmaya ihtiyacı yoktu.
TÜROFED, TUROB, BETUYAB TAM TAKIM İŞ BAŞINDAYDI
Öbür TUROB Başkan Yardımcısı Osman Öztürk, TUROB Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Yılgaz, TUROB Dış İlişkiler Sorumlusu Ferbal Yaman, TÜROFED Yönetim Kurulu üyelere Erhan Çakay (TUROB), Yavuz Torunoğlu, Sururi Çorabatır (AKTOB), İlhan Açıkgöz (GÜMTOB), Genel Müdür Halut Otçu ve iki felemekçe konuşan yerel görevliyle harıl harıl çalıştılar.
Hep birlikte broşürler, CD’ler dağıttılar. Seminerlere katılıp notlar aldılar. Standları gezip Türkiye’yi tanıtmak ve ülkemize daha fazla turist gelmesi için çırpındılar.
Aynı şekilde Antalya Belek BETUYAB ekibi de tam takım oradaydı ve hep çalıştılar. Böyle her bölgeden yönetim düzeyinde temsilciler vardı. Hepsi de TÜRSAB'ın görevini üslenmiş Türkiye'yi pazarlıyorlardı.
TÜRSAB BYK'LARA ATAMA PEŞİNDEYDİ
TÜRSAB yönetimi ise seçimle gelinmesi gereken Bölge Yürütme Kurulları'na (BYK) kimi atayacağını yerinde tespitle meşguldu. Ayrıca Maliye Bakanlığı'nın dediği gibi ve şarkılarda olduğu gibi 'nerelerdeydiniz?" şeklindeki geç kalınmış KDV tartışmalarına çözüm aramaya çalışıyordu.
TÜRSAB fuarı boşverip en sancılı olduğu Bursa bölgesine ise baskı yapabilmek için bir kaç kez gitti. Bu arada eski BYK Başkanı Hasan Erdem'in yeniden başkanlığa seçilmek için çalıştığı bildirildi.
Bunun üzerine Başaran Ulusoy, en sonunda Lütfi Kırdar Kongre Merkezi yönetimini yanına alarak Bursa'ya gitti ve Merinos fabrikası kongre merkezi olacak diye 'mavi boncuk' dağıtarak kamu oyu oluşturmaya kalkıştı.
BODRUM BYTK TOPTAN İSTİFA ETTİ
Ama bu arada en büyük yarayı aldı. Atama yoluyla seçime karşı çıkan ve baskılara dayanamayan Bodrum BYK toptan istifa etti. Bu davranış ise Ulusoy'un ekmeğine yağ sürdü.
Şimdi Bodrum'a kendine en yakın bir yönetimi tayin edecek ve icazet yoluyla seçilmelerini sağlayacak.
Hollanda'dan gelecek 1.5 milyon turistin 2 milyon olması TÜRSAB'ın umurunda mı?
ATEŞE BAKANLIĞA RAPOR ETTİ
Hollanda’daki Lahey turizm ateşemiz ise dertliydi. “Biz TÜRSAB başta olmak üzere tüm turizm kuruluşlarını davet ettik. Hepsi geldi. Sadece TÜRSAB bu fuarı önemseyerek, yeterince ilgi göstermedi. TÜRSAB’ı temsilen yönetim kurulundan hiçbir acente gelmedi. Bunu bakanlığa rapor ettik” dedi.
TÜRSAB 200 MİLYON DOLARI NE İÇİN İSTİYOR?
Şimdi tekrar bir düşünelim, “TÜRSAB, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Türkiye’nin tanıtımı için 200 milyon doları bize verin diyor. Biz Türkiye’ye 10 katı turist getiririz diyor.”
Şimdi soruyoruz “Bu durumda acaba öyle olabilir mi?”
Peki para ne için isteniyor?
Bir bayrak, bir flama ve hiç kimsenin olmadığı bir stand için mi?