12ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
ANTALYA-Kültür ve Turizm Bakanı Ertiğrul Günay'ın başkanlığında turizmle ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile turizm sektörünün kuruluşları, temsilcilerinin katılımıyla Antalya Belek Ela Quality Resort Hotel'de Belek Turizm Yatırımcıları Birliği -BETUYAB, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği TYD, Türkiye Otelciler Federasyonu- TÜROFED, Belek Turizm Yatırımcıları Birliği -BETUYAB işbirliğinde turizm zirvesi toplandı.Türkiye Otelciler Federasyonu(TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut"un kriz döneminde turizmin desteğe ihtiyacı olduğunu belirterek sınır kapılarında vize için toplanan 213 milyon doların turizme kaynak olarak aktarılmasını istedi.
Ahmet barut toplantıda şöyle konuştu:
BETUYAB"ın her sene düzenlediği bu toplantılar, turizm hareketinin daha başarılı yapılabilmesi için gerekli kurumlar arası koordinasyon için çok önemlidir.
Ama tüm dünyada olduğu gibi küresel ekonomik kriz bugün de gündemimizin birinci sırasına oturmuştur.
Hedefimiz Türk turizminin 2009 yılında - umarım bu kriz sadece 2009 yılı ile sınırlı kalır kayıp yaşamamasını sağlamaktır.
Türkiye Turizmde önemli birikime sahiptir.
Bu özelliği iyi değerlendirildiğinde krizden en az etkilenen sektör olma özelliğine sahiptir.
Türkiye"nin turizmdeki en önemli şansı, krizin sektörün sahip olduğu rekabet üstünlüklerini yok etmemesidir.
En önemli avantajlarımız:
Hizmet kalitesi/fiyat dengesi
Avro ve diğer para birimlerinin TL karşısında değer kazanması
Türkiye"nin Avro bölgesinin dışında olması
Genişleyen pazar yelpazesi
Her şey dahil sistemi
Her gelir grubuna ürün sunabilme yeteneği
Türk bayraklı uçak filosu vb.
Krizin Türkiye"nin turizmde sahip olduğu avantajları değiştirmemesi kadar, bunun nasıl kullanılıp değerlendirilebileceği de önemlidir.
Krizin tüm dünya ekonomilerine olduğu gibi ülkemize de yaratacağı olumsuzlukların başında işsizlik, üretimin azalması, döviz girişinin azalması gelmektedir.
Bu sıkıntıların hepsinin ilacı turizmdir.
Turizm, krizin en ciddi etkilerinden olan istihdam sorununun çözümü açısından en uygun sektördür.
Çünkü turizm en az maliyetle en hızlı istihdam yaratan sektördür.
Kriz döneminde her alana ilişkin alınacak önlemlerin sonuç verebilmesi turizm sektörü ile birebir bağlantılıdır.
Çünkü turizm 54 sektör ile mal ve hizmet ilişkisi içinde olan, çarpan katsayısı yüksek dolayısı ile diğer sektörleri de harekete geçiren lokomotif sektördür.
Kriz döneminde dövize olan ihtiyacın arttığı dikkate alındığında, turizmin hazineye en yüksek oranda net döviz girişi sağlayan sektör olma özelliği daha da önem kazanmaktadır.
Bir diğer can alıcı nokta da bu kadar döviz getirirken en az ithalat yapan sektör olmasıdır.
Dışa bağımlılık sadece % 6"dır.
Bu gerçekler sadece bizim için değil, turizm potansiyeli olan tüm ülkeler için geçerlidir. Bundan dolayı da İspanya, Mısır, Yunanistan gibi ülkeler acil önlemler paketlerini açıklamışlardır.
Tüm bu ülkelerin yaptığı, bizim de beklentimiz olan 2 majör önlem var:
a) Ne zaman biteceği belli olmayan bu krizde Turizmle iştigal eden firmalara doğrudan destek vererek mukavemetlerini arttırmak
b) Tanıtım, PR bütçelerini arttırarak talepte kırılmayı önlemek
Bizim açıkçası başka bir beklentimiz yok. Aynı yaklaşımı görmek, hissetmek istiyoruz. Biz özel sektör olarak da şartları zorluyoruz. 22 Ocak günü TÜROFED olarak Türkiye İş Bankası ile bir çerçeve protokolü imzaladık. Bu protokol çerçevesinde üyelerimize piyasa koşullarından daha uygun finansman bulma imkânı sağladık. Tabii, hükümetten beklentilerimiz de tüm sektör olarak ayrıca devam etmektedir.
Sektörün acilen devlet kaynaklı finansman desteğine ve bir dizi normal dönemler de bile bizi zorlayan başta istihdam ve ÖTV gibi vergilerde indirime ihtiyacı vardır.
Bunun yanında tanıtım konusuna da değinmek isterim.
Kriz dönemlerinde yapılması gereken öncelikli işlerden birisi de olağan koşullara göre belirlenen tanıtım kampanyalarının hızla yeni duruma göre değiştirilmesidir.
Burada da ana hedef satış hedefli/odaklı bir kampanyadır. Aynen rakiplerimizde olduğu gibi tanıtma bütçesi arttırılmalıdır. Bunun için de girişlerden alınan vize gelirinin önümüzdeki 2 yıl için tanıtıma tahsis edilmesini bekliyoruz.
Bu noktada başta tur operatörleri olmak üzere uçak şirketlerine de destek verilmelidir. Bunun için de özel bütçe konmasını bekliyoruz.
Bu konuların hepsini daha fazla detayıyla birlikte 19 Ocak günü yapılan ve Sn. Bakanımız başkanlığında katıldığımız Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısında ekonomiden sorumlu Bakanlarımıza anlattık ve çok olumlu izlenimlerle toplantıdan ayrıldık.
2009 turizmimizi kurtarmaya yönelik konuların acilen hayata geçmesini bekliyoruz.
Bu noktada özellikle tanıtım ve tur operatörleri ile işbirliklerinde zamanlama çok önemlidir.
Avrupa ülkelerinde satışların yüzde 50"si ocak, şubat aylarında yapılmaktadır. Geç kalınmamalıdır.
Turizmi diğer sektörlerden ayıran fark da buradadır. Bugün yapacağınız aktivitelerin sonucunu Mayıs ayından itibaren alabilirsiniz. Krizden çok etkilenen bazı sektörler için ise bu durum yıllar sürebilir.
Öğleden sonra yapacağımız ve turizmle doğrudan ve dolaylı ilişki içinde olan kamu kuruluşları temsilcileri ile yapacağımız toplantıyı çok önemsiyorum.
Türk turizmi son 15 yılda çok hızla büyüdüğü için Türkiye"de hiç turizm olmadığı dönemde çıkarılmış kanunlar artık turizmi yönetmeye yetmemekte bilakis sorunlar yaratmaktadır.
Bugün sadece otellerin önüne şezlong ve güneşlik koydukları için 400"den fazla meslektaşımız yargılanmaktadır.
Benzer sıkıntılar diğer kuruluşlarda da olabilmektedir. Burada yapılması gereken Türk turizminin bugünkü ve yarınki kapasitesine göre mevzuat değişikliklerine gidilmesidir.
Türkiye"de artık bugünün 26 milyonuna göre değil, geleceğin 1oo milyon turistinin nasıl sorunsuz, layıkıyle ağırlayabileceğine göre hesap yapılmalıdır. Bunun için de zaman yitirmeden gerekli her türlü hukuksal alt yapı bugünden planlanmalıdır