Türkiye'nin turizmini dışarı kaçırıyorlar

Özkan Altıntaş

Gazetelerde Kapıkule Sınır Kapısı'nda 2 Hollandalı'nın 5 bin adet Türkiye’ye özgü “ters lale” soğanını yurt dışına çıkarmaya çalıştıkları sırada yakalandıklarını okudum.
Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Botaniği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özgür Eminağaoğlu’nun “doğa casusları”na karşı yürüttüğü mücadeleyi ve yakalanmaları için gösterdiği gayreti takdirle karşıladım.
Aslında Türkiye'ye özgü bitkileri dışarı kaçıranlar, Türkiye’nin turizmini çalıyorlar.
Doğa casuslarının veya hırsızlarının yaptıkları işin Türkiye’den bir tarihi eseri çalmaktan farkı yoktur.
Aklıma Sivas’ın ünlü doktor balıkları geldi.
Artık Sivas’a gelen yüzlerce turist balıklar için gelmiyor.
Çünkü doğa casusları bu balıkları çaldı.
Amerika’ya, İngiltere’ye, Almanya’ya götürdü. Aynı şartları oluşturdular ve ürettiler.
Kurdukları özel tedavi merkezlerinde “doktor balıklar”dan para kazanmaya başladılar.
Türkiye’nin böyle özel değerlerini kim koruyor ve bunlar nasıl korunuyor?
Bu balıklar nasıl çalındı?
Sivas’ta balıkların yaşadığı yerde güvenlik önlemleri var mı?
Bunu bir bilen varsa beri gelsin.
Türk turizmi çalınıyor, yetkililer uyuyor.
Yok 30 bin turist geldi, yok 60 bin gelecek diye uğraşırken, arada hırsızlar Türkiye’yi çalıyor izleyen yok.
İnsanın içi yanıyor.

HERKES EMENAĞAOĞLU GİBİ DUYARLI OLMALI
Bu nedenle Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Botaniği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özgür Eminağaoğlu’nu yürekten kutluyorum. Keşke herkes onun gibi duyarlı olsa ve Türkiye’ye özgü değerleri korumada bu kadar özverili davransa…
Eminağaoğlu’nun sözlerine kulak verelim….

DÜNYANIN EN ZENGİN BÖLGESİ ARTVİN
Eminağaoğlu, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 25 karasal ekolojik bölgesinden birinin Artvin yöresi olduğunu söylüyor.
Artvin'in, sahip olduğu 4 önemli bitki alanı, 1 biyosfer rezerv alanı, 2 milli park, 3 tabiatı koruma alanı ve 1 tabiat parkı ile biyolojik çeşitlilik açısından Türkiye'nin en önemli illerinden olduğunu belirten Eminağaoğlu, "Artvin 243'ü nadir olmak üzere 1500 civarında bitki taksonu (varlığı) ile olağanüstü floristik zenginlik ve çeşitlilik bulunmaktadır. Artvin'de saptanan 243 nadir bitki türünün 65'i küresel ölçekte, 66'sı Avrupa ölçe ğinde ve geri kalan 112'si ise ulusal ölçekte tehlike altındadır" diyor.

EDİRNE’DE YAKALANAN LALE SOĞANLARI NE OLACAK?
Bitkilerin tekrar doğaya kazandırılmasının en az "doğa casusları"nın yakalanması kadar önemli olduğuna dikkati çeken Eminağaoğlu, "Bitkiler deformasyona uğramadan doğaya tekrar kazandırılmalı. Bir an önce soğanların Artvin'e getirilmesi gerekiyor. Lokal bitkileri her yerde başarıyla üretmek mümkün değil. Aynı ekolojik ortamlara geri kazandırmak lazım" dedi.

YASA VAR TAKİP EDEN YOK
Eminağaoğlu, 1983 ve 1988 yıllarında yayımlanan iki kararname ile yabancıların doğadan bitki toplamalarının izine bağlandığını anımsatarak, şunları anlatıyor:
"Ancak araştırma yapmak, örnek toplamak ve hatta bu türleri ticari nedenlerle toplamak gibi amaçlarla ülkemizi ziyaret edenlerden çok azı, ulusal ve uluslararası yasalara uygun hareket ediyor. Bitki ile ilgili ilaçlar üretmek, o bitkiyi ortadan kaldıracak virüsler üretmek, o bitkinin genlerine başka genler monte ederek o bölgedeki başka bitki türlerini de ortadan kaldırmak, hatta belirli böcek türlerine veya mantar türlerine karşı zayıf hale getirmek mümkündür. İlaç firmalarının bu işin birinci faili olduğu belirtilmektedir. Yabancı bilim adamları, Dışişleri Bakanlığı izni ve ülkemizdeki bir üniversitedeki ilgili bilim adamlarının gözetimi ve işbirliğiyle belirli sayıda örneği ülkesine götürebiliyor. Bunun dışındaki tüm toplamaların yasa dışı ve kaçakçılığa giriyor.”

TURİST GİBİ GELİYORLAR
Eminağaoğlu şöyle devam ediyor:
"Ticari amaç güden doğa casusları, turist havasında belirli araştırma merkezleri veya ticari kuruluşların yönlendirmesi ile belirli bitki veya hayvan türlerini toplamak için faaliyet gösteriyor. Amatör koleksiyoncular da turist olarak gelip, nadir bitki türlerini az sayıda da olsa kendi hobileri çerçevesinde yurt dışına götürüyorlar"

ÖNLEMLER ALINMALI
Eminağaoğlu, bitki türlerinin jandarma, gümrük sorumluları, bakanlık il temsilcileri ve diğer yerel yöneticiler tarafından bilinçli ve programlı olarak izlenmesi ve belli yerlerde düzenli kontroller yapılması gerektiğini belirterek, "Bu amaçla hükümet, yerel yöneticiler, üniversite, araştırma kurumları ve ilgili sivil toplum kuruluşları işbirliği yapmalıdır. Mevcut ulusal ve uluslararası yasaların uygulanması için sorumlu hükümet temsilcilerinde farkındalık oluşturmak amacıyla programlar düzenlenmelidir. Biz Artvin'de zaman zaman, ilgili birim çalışanlarına ve muhtarlara yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmaların olumlu neticelerini de görüyoruz" dedi.

DOĞA CASUSLARINI NASIL YAKALATTI
Kapıkule Sınır Kapısı'nda 2 Hollandalı'nın 5 bin adet bitki soğanını yurt dışına çıkarmaya çalıştıkları sırada yakalandıklarını anımsatan Eminağaoğlu, şöyle devam etti:
"Bu kişiler, bir süre önce öğretim üyemiz gözetiminde Kafkasör mevkisinde arazi çalışması yapan öğrencilerimizden bir bitkiyi aradıklarını belirterek yardım istedi. Öğrencilerden sorumlu öğretim üyemiz beni telefonla arayarak, ekibin sadece Kafkasör mevkisinde olan bir türü aradıklarını söyledi. Ben de bu türün doğadan toplanmasının yasak olduğunu belirterek, hemen Artvin Çevre ve Orman Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Faruk Bucak'ı arayıp durumu bildirdim. Şube müdürü, ekiple birlikte olay yerine giderek bitkiyi arayan ekibin izni olup olmadığını kontrol etti. İzinleri olmadığını ve sadece bitkinin fotoğrafını çekmek istediklerini söyleyen Hollandalılar, olay yerinden ayrıldı. Şube müdürü şüphelendiği bu kişilerin durumuna ilişkin ilgili birimlere uyarı yazısı göndererek, araç plakasını bildirdi. Sonunda yakalandılar."

Herkes Doç. Dr. Özgür Eminağaoğlu gibi ülkesini sevmeli ve doğanın bize armağan ettiği değerleri korumalıdır.
İnsan geriye baktığında nelerin kaybolduğunu görüyor.
Düşünüyorum da, acaba yetkililer de görüyor mu?