Türkiye ile Bodrum’un sorunları aynı

Can Pulak

Aslında yazılacak çokşey var.Damadın gidişi,Çakıcı’nın gelişi,Biden’in gölgesi,Bahçeli’nin önlenemez sık ve çok konuşmaları,eyyy Avrupa’ya yeniden yaslanmak,Amerika ile hesaplaşmamak için tekrar tokalaşmak, göçertiğimiz adaletin ayağa kalkış reformunu hazırlamak...Hangi birini sayayım...

Ama gelin bunların tümünü şimdilik dalgalanmaya bırakıp,tekrar yaşadığımız Bodrum’un yerel sorunlarına dönelim.Yerel sorun diyorum ama,Bodrum’un tüm sorunları nerden bakarsak bakalım,Türkiye’nin de genel sorunları.. İmar,trafik,altyapı,çevre,çöp,göç hepsi İstanbul ve büyük şehirlerin benzer problemleri değil mi?Akıllanmayan bir toplumuz.Yanlışları üretmek ve bulaştırmakta üstümüze yok.Doğruları üretmeye iyice yabancılaştık.Ne olacak bu halimiz demeyelim,düzeltmek için hepimiz elimizden geleni yapacağız.

Ormanları bitirdik,sıra Bodrum’un tüm yeşiline geldi.Ağaç,bitki,çalı ne bulursak,imar rantı için telef etmeyi sürdürüyoruz.Şu narenciye ağaçlarını kesmeyelim,imar ruhsatı alanlarınkini Belediye söksün, şehrin kel yerlerine,cadde ve sokak kenarlarına,parklara diksin dedik,kimse oralı olmadı.Yapı için tarlasındaki ağaçları kesmek ve sökmek zorunda olanlar,yerlerine beş misli ağaç diksinler dedik.Nasıl olacak diye merakla baktılar yüzüme..Ruhsatı geciktirirsin,dikimi görmeden vermem dersin olur biter.Birkaç kuşak Bitez’li bir okurum,dededen kalan mandalin bahçesindeki akraba hissesini satın alanların,iş makinası ile bahçeye girip, ortalığı hallaç pamuğu gibi atarak,güzelim mandalin, limon ve defne ağaçlarını köklediklerini,durdurmak için başvurmadık yer bırakmadıklarını,ancak kimsenin kılını bile kıpırdatmadığını söylüyor.Oysa buraların (özel koruma alanları )şerhi bile var ama,rantlar bu şerhleri dümdüz edip geçiyor işte.

Koca tırları,iş makinası taşıyan kamyonları gündüz vakti şehre sokmayın dedik.İş makinalarını kontrol altına alın,nereyi kazacaklar,nereyi delecekler inceleyin,bunları izin belgesina bağlayın dedik.Vinçleri,kepçeleri,dozerleri yol kenarlarına otomobil gibi park ettirmeyin dedik.Duvara söylesek daha iyiydi,hiçbir idareciden cevap bile gelmedi. Hoş ülkeyi Ankara’dan yönetenler için neler yazılıp çiziliyor,ne rezaletler ortaya konuluyor ama,onlara da aldıran yok.Ankara öyle olursa,Bodrum da böyle olur işte.Ama biz aldırmayacağız,yazmaya ve söylemeye,akıl ve mantığa uygun çözüm yolları göstermeye,özetle duvara yazmaya devam edeceğiz.

Geçenlerde Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ile bir kahvaltıda buluştuk.Şikayetleri,sıkıntıları,problemleri ona da anlattım.Notlar aldı,gerekeni yapacağını söyledi, inşallah yapar.Onun da elini kolunu bağlayan yasalar, genelgeler,yaptırımlar var.Bunları biliyorum ama,belki gösterdiğim pratik ve yasalara uygun olan çözüm yollarını dener.Kim ne derse desin dürüst,namuslu,çalışkan bir belediye başkanımız var. Eksikleri,kusurları,yanlışları elbette olacak.Hangimizin yok ki.Ama iyiniyetle ve gayretle çalıştığını görüyoruz.

Başkana kahvaltıda şunları sordum ve şöyle cevaplar aldım:

-6 Başkan yardımcısı Bodrum için çok değil mi?1-2 tane yetmez mi?Ayrıca Belediye’nin önündeki lüks makam araçları da,hepimizi rahatsız ediyor.Türkiye’nin genelinde resmi araba saltanatından şikayet var.Ankara bunun en kötü örneği.Siz bir muhalefet partisinin Başkanı olarak, halkı rahatsız edici bu görüntüyü düzeltmeyi düşünmüyormusunuz?Örneğin yardımcılar için 2 ortak hizmet havuz aracı veya yardımcıların şahsi araçlarına 200-300 liralık benzin yardımı gibi...

-Haklısınız.Lüks ve pahalı makam araçlarının hepsini satışa çıkarttım.Yerlerine daha ekonomik araçlar düşünüyoruz.Herkese bir makam otomobili zaten veremeyiz.Bunu yeniden planlayacağız.Yardımcıların çokluğuna gelince,yeni yapılanma içinde buna gerek vardı.Zaman geçtikçe ve işler yerine oturdukça,ihtiyaca uygun düzenlemeyi de yaparız.Eksiltiriz veya arttırırız demiyorum,ihtiyaca uygun düzenlemeyi yaparız.

-Patlayan su boruları,boşa akan sular,geciken tamiratlar halka büyük sıkıntılar veriyor.Bu sürekli sorunu nasıl çözeceksiniz?

-O büyük şehir belediyesinin işi.Bizim onarım yetkimiz bile yok.DSİ’nin döşediği borular patlıyor,tamiratı ise büyükşehire kalıyor.Bu iki kurum anlaşarak problemi çözerler diye bekliyoruz.Su tasarrufundan bahsederken, büyük su kaybı yaşıyoruz.Elimiz kolumuz bağlı bir şekilde seyredemeyiz patlakları.Geçen hafta Ankara’daydım. Yetkili makamlara bu konunun aciliyetini de belirterek anlattım,yardım istedim.

-Yeni otobüs terminali bitti,niye hala açılmıyor ki? Torba Sanayii sitesinin yeri sizce yanlış değil mi?Öylesine eğimli bir arazide sanayii sitesi olur mu?Hem site ortakları arasında dükkan sahibi öyle isimlere rastladım ki,çok şaşırdım doğrusu.Doktorların,profesörlerin,bürokratların, şehrin ileri gelenlerinin ne işi var Sanayii sitesinde?

-Doğrudur,yeri gerçekten yanlış.Bu yüzden ruhsatlarını hala vermiş değiliz.Ayrıca ormanların kesilerek böyle yapılaşmalara açılmalarını da yanlış buluyorum.Galiba bir mahkeme durumu da var.Şimdilik süreci bekliyoruz.

-Şehrin genel temizliği iyi.Ancak Bodrum’da yaşamayı haketmeyenlerin çirkin davranışlarına çok sık rastlamaya başladık.Millet yediği çekirdek kabuklarını yerlere atıyor, geceleri sahillerde içtikleri içkilerin şişelerini kırıp sağa sola fırlatıyor,yatak-yorgan-mobilya eskilerini çöp kutularının yanına bırakıp gidiyorlar.Belediye Zabıtası bunlarla niye ilgilenmez ki?Neden ceza kesilmiyor acaba?

-Büyük bir yaramıza parmak bastınız.350-400 bin kış nüfusuna çıktığımız,yazları ise 1,5 milyon yerli-yabancı misafirlerimizi ağırladığımız şehrimizin,topu topu 30 resmi zabıtası var.Ancak bunlar zabıt tutup,ceza kesebilirler. Diğerleri geçici görevli olup,böyle bir yetkileri yoktur. Fakat şimdi, 25 yeni resmi zabıta kadrosu daha aldık.Bunların da tayinlerini bugün yarın yapıp,göreve başlatacağız.O zaman belki biraz daha etkili görev yapabiliriz.

-Totemlerin bazılarını kaldırdınız ama,şehrin heryerindeki reklam panoları da,büyük bir görüntü kirliliği yaratmıyor mu?Ayrıca sizin ve Osman Gürün’ün şunu yaptık,bunu yaptık gibi reklamları da hoş olmuyor.Reklam ettiklerinizi yapmak zaten normal göreviniz.Biz işe gittik,yemek yedik,akşam uyuduk diye reklam veriyormuyuz ki?

-Haklısınız,onları da kaldırmak lazım.Ancak mahkeme kararı ile daha 3 yıl, o panolar yerlerinde kalacak.Reklam şirketi bizden önce Belediyeyi mahkemeye vermiş ve böyle bir karar çıkmış.Biz de boş kalmasın diye oralara yapılan işlerin reklamlarını koyuyoruz.

Sohbet sırasında Gündoğan’a Nartugan heykeli dikildiğini de öğrendim.Malüm Nartugan,Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki Göktanrı dininde iken kutladıkları bir bayramın adı.Bu bayram 22 Aralık’ta,gecenin artık uzamasının son bulduğu gün kutlanır.Nar güneş,tugan ise doğan demektir.Yani güneşin doğuşu bayramı anlamıma geliyor.İşte o gün,Gündoğan’da yeni heykelin önünde kutlamalar yapılacak.Ayrıca şehrin merkezindeki manavlar ve balıkçılar bölgesinde yapılan yeni düzenlemenin içine de, tarihi kıymeti olan heykeller dikilmiş.

Sorun çok,anlatmaya vakit yetmez.Bu yüzden Bodrum’un çok ciddi bir ihtiyacını da yazarak ileteyim Başkana.Gerçi bu sorun üzerinde ben dahil,pekçok çalışma ve girişimler yapıldı ama,şimdiye kadar bir sonuç almak mümkün olmadı.Belki bu meseleye Belediye el atarsa,daha kolay yoldan çözümü sağlanır.Bodrum’un hemen ve şiddetle bir huzurevine ihtiyacı var.Marmaris Belediyesi mükemmelini yapmış.Bodrum Belediyesi niye yapamasın ki?Bodrum’un yerli yabancı yaşlılarına sahip çıkmalı,destek olmalıyız.Bunu sadece Belediyeden değil, özel sektörden de bekleyebiliriz.Belediye yer gösterse kafi gelebilir.Yeri Belediye’den yatırımı özel sektörden olacak ortak bir huzurevi,ihtiyacı rahatça karşılayabilir.Bizden söylemesi...