Turizmde algı yönetimi 2

Doç,Dr.Yetkin Bulut

Algı, insan yaşamında en önemli unsurlardan birisidir. Algı bireyin dış dünyayı anlama ve yorumlama şeklidir. İnsanlar 5 duyu organını kullanarak dış dünyada olup bitenleri yorumlar ve algılar.

Dış dünyadan bireye gelen mesajlar bireyin dış dünyayı anlama yorumlama şeklini belirler. Bu mesajların gelme sıklığı ve bireyin içinde bulunduğu ruh hali de bu algılamayı daha kolay ya da zor hale getirmektedir.
Turizm krizinden sonra sektör çok ciddi sorunlar ile karşı karşıya kaldı. Bu kriz turizm sektöründe var olan ancak göz ardı edilen sorunları sektörün oyuncularına çok acı bir şekilde gösterdi.

CIDDI BIR ALGı YÖNETIMI ÇALıŞMASıNA İHTİYAÇ VAR
Rusya ile bozulan ilişkiler düzelecek gibi gözükse de aslında yapısal sorunlarımızı çözmek daha uzun zaman alacaktır. Bu krizi aslında fırsata çevirmeli ve yıllardır ihmal edilen yapısal sorunların çözülmesine bir an önce başlanması gerekir. Turizmde bundan sonra ciddi şekilde kriz ile karşı karşıya kalmamak veya çıkacak krizde en az şekilde zarar almak için ciddi bir algı yönetimi çalışmasına ihtiyacımız var.
Algı, kişisel ve bireylere ait bir bilgidir. Algının bu özelliğinden mütevellit aynı mesajı herkes farklı türde yorumlayabilir. Örneğin portakalı ele alalım. Portakal sebze meyve satan bir kişi için geçim kaynağını ifade ederken grip olmuş ve hasta olan bir kişi için iyileşmek için bir ilaçtır. Portakalın yuvarlak olmasından dolayı aynı portakal çocuk için oyun malzemesi olarak da algılanabilir. Bu basit örnek bile aslında bize aynı cismin farklı kişiler tarafından farklı şekilde yorumlanabileceğini göstermektedir.

ALGı, ZAMAN IÇINDE DEĞIŞEN BIR KAVRAMDıR
Algı farklı bilim dallarından gelen insanlar için de farklı şeyler ifade etmektedir. Örneğin cam bir çay bardağını ele alalım. Çay bardağı mühendisin bakış açısı ile sanat kökenli bir bilim insanının bakış açısı farklı olacaktır. Mühendis olan kişi ergonomi gibi bakış açısı ile bakarken sanat kökenli olan kişi bardağın renk uyumuna, yapım şekline vs bakacaktır. Dolayısı ile cisim aynı cisim olmasına rağmen kişiler bunu farklı şekilde yorumlayacaktır.
Algı, zaman içinde değişen bir kavramdır aynı zamanda. Aynı şeye 20 yıl önce baktığını zaman farklı şey düşünürken 20 yıl sonra baktığını zaman farklı şeyler düşünürsünüz. Algı zaman içinde değişmekle birlikte kişinin çocukluktan beri gelen bilgilerine bağlıdır. Dolayısı ile zaman algılama şeklini değiştirse de çocuklukta alınan bilgiler kişinin ileride o ürüne yada markaya ya da cisme olan tutumunu belirleyici etkenlerden birisidir. Bu yüzden yapılması gereken şeylerden bir tanesi günü kurtarmak değil 30 yıl sonrasını veya 50 yıl sonrasını planlamaktır.

BIR ŞEYI 40 KERE SÖYLERSEN OLUR
İnsan beyni bir kumbara gibidir. Bu kumbaraya ne kadar çok bilgi atarsanız siz o kadar çok akılda kalırsınız. Yani yapılacak olan algı yönetimi çalışmaları sadece bir kez yapılmakla başarıya ulaşılmaz. Bu aktivitelerin sürekli olarak tekrar edilmesi gerekir. İnsan beyninin en büyük özeliklerinden bir tanesi gelen her yeni bilgi ile algılamanın da şekil almasıdır. Yani siz eğer bir boşluk yaratır iseniz sizin yarattığınız boşluğu hemen birileri dolduracaktır. Bu yüzden mesajlar tekrar edilmesi gerekir.
Eskilerin çok güzel bir söz vardır. Bir şeyi 40 kere söylersen olur der. Aslında bu söz pazarlama açısından son derece önemli. Bir ürün hitap ettiği kitle tarafından ne kadar çok bilinir ise o kadar çok satın alınmaktadır. Bu yüzden hedef kitleye gönderilecek olan mesajlar tekrar edilmelidir.
Tekrar edilen mesajlar tüketici tarafından bir vakit sonra doğruluğu tartışılmadan direkt olarak satın alınmaya başlıyor. Bu yüzden de tekrar son derece önemlidir.

TURIZM HIZMET IHRACATıDıR
Algı konusunda vurgulanması gereken bir diğer nokta da toplumun ve değer yargılarının son derece önemli olduğu gerçeğidir. Hem yerel turist açısından hem de yabancı turist açısından toplum ve değer yargıları son derece önemlidir. Turizm önceleri Türk toplumunda farklı algılanırken bugün döviz kazandırıcı faaliyetler içerisinde en önemli kalemlerden bir tanesi olmuştur. Turizmde yapılan şey aslında hizmet ihracatıdır. Çünkü ister tur operatörü olsun ister konaklama tesisi olsun insanlar satın aldıkları hizmeti gittikleri yerde iyi ya da kötü şekilde anlatmaktadır. Bu yüzden turizm hizmet ihracatı şeklinde de değerlendirilmelidir.
Algı yönetimi konusunda vurgulanması gereken bir diğer nokta da sosyal medya ve sosyal medyanın kullanımıdır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artın insanlar sanal ortamda sosyalleşiyor. Sosyal medya insanlar için bir öğrenme aracı, eğlenme aracı, sosyalleşme aracı ve hatta yaşam biçimi oldu. İnsanların ellerinden akıllı telefonları, tabletleri düşmez haline geldi ve insanlar artık her şeylerini bu mecralardan yürütür hale geldi.

HERKES POZITIF ŞEKILDE ETKILENMELIDIR
İnsanlar bu kadar sosyal medyayı aktif olarak kullandığına göre sektörün de buna kayıtsız kalması düşünülemez. Burada sizlerin sahip oldukları hesaplardan bahsetmiyorum. Bunlar elbette önemli. Herkes kendine göre sosyal medya hesaplarını yönetiyor. Ancak 80 milyon insanın 30.000 twit ile yönlendirildiği bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısı ile yaratılacak olan hesaplar ile sadece konaklama tesisi için değil beldemiz, ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz açısından son derece önemli hale gelmektedir.
Tüketiciler sizin tesisinizi olduğu bölgeyi eğer bir varış merkezi, destinasyon olarak kabul etmemiş ise sizin tek başınıza yapacağınız aktivitelerin hiçbir önemi ve etkisi kalmayacaktır. Bu yüzden yapılacak olan çalışma herkesi etkileyecek bir çalışma olmalı ve bu çalışmanın sonucunda da o yerdeki herkes pozitif şekilde etkilenmelidir.
Bu çalışmaları herkes bireysel olarak yapmamalı ortak bir çalışma grubu tarafından yürütülmesi gerekir. Aksi halde çabalar ya sonuç vermeyecek veya alınacak sonuçlar yetersiz kalacaktır.
Algı yönetimi bugün şirketler, siyasi mecrada yer alan aktörler ve devletler tarafından da profesyonelce kullanılan bir durumdur. Bu yüzden algı yönetimi konusunun başka boyutlarını ve bu çerçevede neler yapılması gerektiğini birkaç yazıda ele alacağım.