İSTANBUL - Milliyet yazarı Abbas Güçlü, TBMM’ye sunulan tartışmalı Rehberler Yasası hakkında rehberlerin tepkilerini yazdı.
Abbas Güçlü’nün “Turizm rehberleri neden isyanda?” başlıklıyazısı şöyle:
Her ne kadar yeterince ciddiye alınmasa da çok stratejik meslekler vardır. Onlardan birisi de turizm rehberliğidir.
Gittiğiniz yerleri onların gözüyle tanır, anlattıklarıyla o yer, o kültür, o insanlar hakkında bilgi ve fikir sahibi olursunuz.
Onlar ne kadar donanımlıysa yaptığınız seyahat o kadar keyifli olur, onlar ne kadar objektifse turizme bakış açınız ve turizmi geliştirmeniz o denli yüksek olur.
Hem mesleki olarak hem de bir seyahatsever olarak bugüne kadar çok rehber tanıdım. Bilgilerine, görgülerine, donanımlarına, anlatımlarına, derinliklerine ve en önemlisi de çabalarına hayran kalmadım desem yalan olur. Onlar gibi yaptıkları işe ve gezdirdikleri turistlere yani müşterilerine saygı duyanı nadiren görürsünüz.
Bir onlarla, bir de onlarsız bir yurt içi ya da yurt dışı seyahat yaptığınızda aradaki farkı çok net görebiliyorsunuz.
Onlarla yaptığınız geziler sadece seyahatleri değil kentleri, tarihi ve doğal güzellikleri de inanılmaz boyutlara getirebiliyor, size farklı ufuklara açabiliyor…
Hemen hepsi yaptıkları işe, gezdirdikleri yerlere ve kültürlerine karşı adeta kara sevdalılar. Bu konuda müthiş birikimleri ve farklı kaynaklardan derlenmiş anekdotları var ve en çok merak edilen anlarda taşı gediğine koyarak kafanızdaki sorulara cevap vererek yeni açılımlar getiriyorlar.
Hemen hepsi en az üniversite eğitimine sahip. İçlerinde doktoralı olan bir hayli fazla ve yine hemen hepsi birkaç dil biliyor ve gezdikleri ve anlattıkları kültürlere karşı müthiş donanımlılar…
Peki o zaman niye mutsuzlar, niye seslerini duyurmaya çalışıyorlar, niye eyvah eyvah diye ağıt yakıyorlar?..
İyileştirme mi dayatma mı!
Yasal düzenlemeler genelde mevcut durumu daha iyileştirmek için yapılır. Görünen o ki bu yönde atılan yeni adım, “Rehberliğe darbe vurmakla kalmayıp sıradanlaştıracak.” Geçtiğimiz ay TBMM gündemine gelen Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görünen o ki sektörde fırtınalar yarattı.
Gelin sonrasını daha objektif olmak için bizzat rehberlerden değil turizm eğitimi yapan üniversitelerin ortak bildirisinden dinleyelim:
■Endişelerimiz iki ana başlık altında toplanmaktadır; süreç ve içerik.
■İlk olarak, turist rehberliği eğitimini yakından ilgilendiren bu tasarı akademisyenlerin önerileri alınmadan hazırlanmıştır. Kendine has bir yasası ve akademisi olan mesleği ilgilendiren böylesi bir çalışmanın, mümkün olan en geniş paydaş katılımıyla ve daha somut veriler ortaya konarak hazırlanmış olması arzu edilirdi.
■İçerik açısından ise tasarı rehberlik eğitiminde ve mesleğin icrasında büyük değişiklikler öngörmektedir.
1. Arkeoloji ve sanat tarihi gibi bölüm mezunları ile Uzak Doğu dillerini bilen kişilere, ayrı bir eğitim almaksızın, yüz saatlik bir kurstan sonra rehber olabilme hakkı tanınmaktadır.
2. Her tur aracında bir rehber bulundurma zorunluluğu kaldırılmaktadır.
3. Turist rehberlerinin en az bir yabancı dil bilme zorunluluğu kaldırılmaktadır. . Söz konusu değişiklikler için taşıdığımız endişeler aşağıdaki gibidir:
1.Tasarıda getirilmek istenen değişikliğin gerekçesi ve bir kolaylaştırmaya neden ihtiyaç duyulduğu açık değildir.
■Böylesi bir yöntem, rehberlik eğitiminde üniversitelerin varlığının göz ardı edilmesi anlamına gelmekte ve 1970’lerde uygulanan kurs sistemine geri dönülmesinin yolunu açmaktadır.
■Rehberlik mesleğinin stratejik önemi, böylece, gezdirilecek yerlerin arkeolojik ve sanat tarihsel bilgileri ile sınırlandırılmakta, mesleğin icrası için gerekli tüm bilgileri 100 saatlik bir kursa sığdırmaktadır.
3. Yabancı dil bilme zorunluluğunun kaldırılması, bir rehberlik bölümünden mezun olmasına rağmen yabancı dil sınavını geçemeyen kişilerin sözde mağduriyetini önlemek adına dil bilmeden rehber olmalarının önünü açmak büyük bir hatadır.
Özetin özeti: Liyakatten şaşmadan umarız en doğru olan yapılır…