Turizm kenti olmak kolay değil!

Tümay Mercan

Ülkemiz turizm cenneti diyoruz. Ülkeye yayılmış tarih, doğa, kültür çeşit çeşit değerlerimiz var.

Dolayısıyla her il, ilçe kendini turizmin başkenti ilan ediyor. Emitt fuarında da birbirleriyle stant büyüklüklüğü ile yarışıyorlar.

Gel gör ki, turist olmaya kalktığında “ bu mu turizm kenti “ diyorsun.

TURİZM KENTİ OLMAK, TURİZM BAŞKENTİ OLMAK NE DEMEK?

“Ey turist olmaya karar veren kişi, bana gel ben senin bütün turistik ihtiyacını alt ve üst yapımla karşılarım demek”. Bizim turistik beldelerimizde böyle mi? Hayır.

Üstelik bu kadar turizm tecrübemize, diğer yurt içi ve dışı fuarlara bu kadar katılımımıza, bütün belediyelerin bunca yurt dışı seyahatlerine rağmen.

Bir turizm beldemize bulunduğunuz şehirden aracınızla gitmeye çalışın. Önce gideceğiniz beldenin karayolları tabelalarının doğru, güvenli yerlerde ve görünür olması beklersiniz. Özellikle döner kavşaklarda tabela yönleri kontrol edilmiyor mu? Karayolları ve ilgili belediyeler zaman zaman bu tabelalara bakmazlar mı? Önünü ağaç dalları mı kapatmış, tabelanın yönü rüzgardan mı dönmüş bir kontrol et. Kontrole ne gerek var. Bir kere tabelayı dik bırak. Vatandaş ne yaparsa yapsın.

Karayolları ve belediyelere önerim yabancı gözüyle bu işi bir kontrol etmeleri. Yüksek cip tarzı belediye araçlarıyla değil, normal binek araçlarla bu kontrolü dikkatlice bir yabancı gözüyle yapmaları. Yapabilirler umarım.

Şehirlerarası otobüs ile gittiniz şehre ulaşım konusunda bilgilendirme yok. Sorarak öğrenmek zorundasınız. Otogar tuvaletleri hala rezalet. Geçen yıl bu konuyu yazmış ve belediyelere göndermiştim. Dikkate alan elbette yok. Belde belediyesi büyükşehir belediyesinin üstüne atar, ilgilenen olmaz, tuvalet onlar için turizmde en önemsiz detaydır böylece vatandaş pis ve pahalı tuvaletle baş başa. Kolaysa parayı verme tuvaletçi, tuvalet fırçasıyla kovalar.

Şehir içi toplu ulaşımla ilgili şehrin yabancısına yönelik bilgilendirme zaten yoktur. Sorarak öğrenmek zorundasın.

Bitmedi;

Turizm beldelerine üç beş kuruşunu denkleştirip dinlenmeye gelen için bütün fiyatlar fahiştir. Çünkü bu turizm beldeleri 3 ay çalışır 9 ay yatar, 12 ay geçimini 3 aydan çıkarmaya çalışır. Sen turist olarak yolunacak kaz durumundasındır.

Fiyatlar yüksek deme hakkın yoktur. Yerli turist olduğun için zaten bir değerin de yoktur. Hatta esnaf yüzüne bile bakmaz. Kendinden olana değer vermeyen dünyada başka bir ülke daha var mıdır merak konumdur.

Bitmedi;

Olumsuzlukları gittiğiniz beldenin belediyesine gidip söylersiniz, yazarsınız, twitt atarsınız dinleyen, okuyan anlayan olmaz. Belediye turistin şikayet etmeyenini, her zorluğa, pisliğe, sıkıntıya katlananını ister. Belki de aslında turist/ yerli turist istemiyordur. İstemiyorum da demez.

Bitmedi;

Oteller zaten aşırı pahalı biraz makul seviyeye çekin de yerli turist tatil yapsın dersiniz kimsenin kılı kıpırdamaz. Bizim otellerimiz yerli turist sevmez.

TURİZM KENTLERİNDE FİYAT KONTROLÜ NEDEN OLMAZ?

Bitmedi;

Otopark, kafe, restoran, plaj şemsiyesi ve şezlong fiyatlarından bahsetmedim bile daha. Fahişin de ötesinde ticari ahlaksızlık seviyesinde fiyatlar. Fiş, fatura hak getire. Yabancılara bile fiyatlar yüksek geliyor. Hijyen konusuna ve o birbirine karışan yiyecek kokularından bahsetmedim. Turistik çarşılardaki esnaf davranışlarına hiç girmedim. Sokakların pisliğini ve sokak köpeklerini anlatmadım. Bu kadar mı sahipsiz bu turizm başkentleri şehirlerimiz? Bu şehirlere Ahilik değerlerinin hikaye olarak bile anlaşılması, algılanması mümkün değil. Nezaket, güleryüz ve Türk misafirperverliği ise anlamı unutulmuş kelimeler.

TURİZM ŞEHİRLERİ, BELEDİYELERİ ÇÖZÜM ÖNEREBİLECEK Mİ?

Bitmedi;

Yurt içinde tatil burnundan geliyor. Yurt dışı en yakın komşu adalar ve ülke oraya gitmeyi ve paramı bırakmayı asla istemiyorum. İşte tam burada deneyimli turizmcilerimizden ve turizm beldelerimizden, kendini turizm başkenti ilan eden belediye başkanlarımızdan bir öneri bekliyorum. Engin turizm tecrübeleri ile bize tatil yapmanın bir yol göstereceklerdir.

Tatil lüks değil ihtiyaçtır. Gezmek görmek insanın ufkunu açar. Aynı yerde durarak inovatif fikirler üretemeyiz. Biz bu ülkede yaşayan insanlar daha iyi turizm imkanlarına sahip olabiliriz. Ülkemizi gezip tanımak hakkımız. Güzelim ülkemizin sefasını hep yabancılar mı sürecek?

Belediye başkanlarımız beldelerinizle biraz turist gözüyle bakarak ilgileniniz. Yazdıklarımızı mızıltı, şikayet olarak değil, şehirlerimizin turistik gelişimine katkı olarak değerlendiriniz. Belli ki uzun zamandır bir vatandaş, turist olarak hiçbir yeri keşfetmeye çalışmamış, yaşadığımız zorluklarla olumsuzluklarla karşılaşmamışsınız. Her şeyi yaşamak zorunda değilsiniz. Ama bu zorlukları yaşayanlara sorunuz. Ders çıkarınız. “Bilmemek ayıp değil” lafı belediyeler için geçerli değildir. Cok bildiğinizi düşünüyorsunuz. Çok bilen çok yanılır unutmayınız.

BELEDİYELER NE KADAR SORUMLULUK HİSSEDİYOR?

Değerli kıyı belediyelerimiz bütün beldenizle beraber yerli turiste değer vermiyorsanız kapılarınızı yerliye kapatınız. Bari boşuna gelip sıkıntı yaşayıp sinir olmayalım. Bu konuda biraz sorumluluk hissediniz. Yani vatandaşın halinden anlayınız. Özellikle kıyı kenti kum, deniz, güneş tatili belediyelerimiz bu kadar insanı ağırlayamayacaksanız fuarlarda boy göstermeyiniz. Fuara vereceğiniz parayı şehriniz için harcayınız. Kendini turizm beldesi ilan edip alt yapıyı yerleşik halka göre ayarlamak herkese sıkıntı yaratıyor.

Bu arada önemli turistik değerlere sahip ama düzenli turizme yeni geçmeye çalışan şehirler de var. Bunlar da kendilerini birkaç tanınmış! Binlerce bot hesaba sahip Influencer ile tanıtmaya çalışıyor. Siz onlarla tanınmak istiyorsunuz ama onlar sizinle kendi tanınırlıklarını artırıyorlar. Yani ava gidip avlanıyorsunuz. Bu konuyla ilgilenen ekiplerinizin daha dikkatli olması gerek. Moda akımlar gelir ve geçer. Kendinize özgü bir tarzınız olmalı.

HANGİ BELEDİYELER ÜSTÜNE ALINMALI

Burada tek tek belediye adı vermedim diye değerli kıyı belediyelerimiz üstlerine alınmamazlık etmesinler. Sözüm hepsinedir. Buradaki yerimi tek tek belediye adı yazarak doldurmak istemedim. Fakat gerekirse tek tek elbette yazabilirim.

Bir yaz turizmi sezonunda daha turizm ülkesi güzel ülkem bu kadar deneyimli turizmci, değerli insan kaynağına rağmen beklediği payı alamıyor. Ne yerliden ne yabancıdan. İspanyadan 3 kat fazla güzelim konaklama tesisimiz var dolmuyor. Konaklama tesisleri sahilleri parselleyip halka girilecek plaj bırakmayıp yüksek fiyatlarıyla da yanlarına yaklaştırmıyorlar. Biraz empati öneriyorum.

Öyle bir durumdayız ki “doluya koysan almıyor, boşa koysan dolmuyor”. Biz bu bakış açısıyla gidersek ülkede turizmi komaya sokar, sonra nasıl diriltiriz diye çalıştay üzerine çalıştay yaparız. Bu arada mevcut yabancı ve yerli turistler de başka yerlere alışmış olurlar.

Sözün özü; Biz turizmde bu kadar olumsuzluğu, kontrolsüzlüğü ve başıboşluğu hak etmiyoruz. Çözüm elbette bulunabilir. Bu güzelim ülkemizde yerli turistin de tatil hakkı olmalı.