Turizm barışla gelişir

Kılıçdaroğlu: Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızlı gelişir. Dikta yönetimlerinde turizmi teşvik etmek diye bir şey olmaz. Kimse gelmez” dedi.

ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
ANTALYA-
Dünya Turizm Günü nedeniyle Ramada Plaza Antalya Oteli’nde düzenlenen “Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm” başlıklı konferansa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Turizmin simgesi barıştır. Barışın olduğu ülkede turizm olur. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızlı gelişir. Dikta yönetimlerinde turizmi teşvik etmek diye bir şey olmaz. Kimse gelmez” dedi.



Kılıçdaroğlu, toplantının konusunun turizm ve barış olduğunu belirterek “Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir” dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin tarihin en sorunlu coğrafyasında bulunduğunu ve turizmcilerin bunları aşmak için çalıştıklarını belirterek “Ancak . kapısını çalabileceğimiz komşumuz kalmadı. Herkesi düşman ilan ettik. 500 bin mülteciyi ağırlıyoruz. 900 km’lik sınırımız sınır olmaktan çıktı. Terör ithal eden ülke konumuna geldik” şeklinde konuştu.

TURİZM SANAYİDE BİRİNCİ SIRAYA GELECEK
Anadolu’nun toprakları sevgi ve barışla yoğrulmuştur. Mevlana, Karacoğlan böyledir. Savaş çığırtkanlığı yapmanın alemi nedir.
Turizmde sağlıklı politika oluşturamazsanız gelecek açısından turizmcinin kaygılanması doğaldır. Sorunların çözümü konusunda siyasal iktidarların daha kararlı tutum takınmaları gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda turizm sanayide birinci sıraya gelecektir. Ancak gerekli önemin verildiği hakkında şüphelerim var.



DİKTA YÖNETİMLERİNDE TURİZM OLMAZ
Turizmin simgesi barıştır. Barışın olduğu ülkede turizm olur. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızlı gelişir. Dikta yönetimlerinde turizmi teşvik etmek diye bir şey olmaz. Kimse gelmez. Barış dilini kullanmak. Huzuru sağlamak. Türkiye’yi dünyaya tanıtmak bizim temel hedefimiz ve amaçlarımız olmak zorundadır

ELEŞTİRİYE TAHAMMÜL OLMADAN ÜLKE YÖNETİLMEZ
Politikacı duygularıyla hareket etmez aklını kullanmak zorundadır. Herkesi kucaklayan dili seçmek zorundadır. İktidarın sert dili kullanması toplumu gerer. Birde toplumda gelen eleştirilere kulak vermelidir. Eleştiriye tahammül edemeyenin ülke yönetimine talip olması ülkeyi felakete götürür. Türkiye’nin yaşadığı temel sorunlardan biridir. Eğer siz eleştiriye tahammül edemiyorsanız o koltukta ne işiniz var. Bu toplumda çatışma kültürünü destekliyor.

ÖZGÜRLÜKLE TURİZM GELİŞİR
Ağaç kesmeyi eleştirmenin vatan haniliği ile eşdeğer örülüyor. Turizm çevre değil midir?
Özgürlüğü ve demokrasiyi savunmazsak, bize miras olarak bırakanlarını haklarını teslim etmiş olmalıyız. Bizim ülkemiz ve insanımız 3 sınıf demokrasiye layık değildir Çağdaş ülkelerde ne varsa bizim insanımızda sahip olmalıdır.
İnsanları suçlamak yerine insanların düşüncelerini isteklerini öğrenmemiz temel düşüncemiz olmadır.
Turizmciler bütün sorunlara rağmen sorunları aşmak için çaba gösteriyorlar. Özgürlük derinleşince Türkiye büyük sıçramalar yapacaktır. Genç ve dinamik bir toplumumuz var

BARIŞ KADAR ÖNEMLİ BİR ŞEY YOK
Konferansın açılışında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeyi kuranlar savaş meydanlarından çıktılar. Hiç biri turizmci değildi, hiç biri ekonomiyi bilmiyordu. Ama savaşı verenler barışın ne kadar değerli olduğunu biliyorlardı. Onun içindir ki ‘Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir’ dediler. Arkasından sadece ülkede değil, dünyadan barışın olması gerektiğini söylediler. Barış kadar önemli bir şey yok” diye konuştu.

İKTİDARIN TURİZM POLİTİKASI YOK
Türkiye coğrafyasının sorunlu olduğunu ve tarihin her döneminde acı ve gözyaşı yaşandığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Biz turizmle bunları aşmak istedik. Geldiğimiz noktaya baktığımızda kapısını çalabileceğimiz bir komşumuz kalmadı. Herkesi düşman ilan ettik. 500 bin sığınmacıyı ülkede ağırlıyoruz. 900 kilometrelik sınırımız sınır olmaktan çıktı. Terör ithal eden ülke haline geldik. Bu bizim için hoş bir tablo değil. Anadolu toprakları sevgi ve barışla yoğrulmuştur. Mevlana, Karacaoğlan bu toprakların insanları. O zaman savaş çığırtkanlığı yapmanın alemi ne. İktidarın bir turizm politikası yok. Eğer turizm konusunda hala sağlıklı ve tutarlı bir politika oluşturamamışsanız gelecek açısından turizmcinin kaygılanması gayet doğaldır. Sorunların çözümü konusunda siyasal iktidarların daha kararlı tutum sergilemeleri gerekir.”

EKONOMİK SOSYAL KONSEY 4 YILDIR TOPLANMIYOR
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Şu anda 3 büyük sektör var; finans, sanayi, turizm. Önümüzdeki yıllarda turizm ilk yıllarda yer alacak. 21’nci yüzyılda turizm güçlü bir sanayi olarak önümüzde duruyor. İnsanlar tüm dünyayı gezmek, görmek istiyor. Turizme gerekli önemi vermiyoruz. Rahmetli Ecevit zamanında ekonomik ve sosyal konsey diye bir kurum oluşturuldu. Var olan ekonomik ve soysal sorunları bir masa etrafında oturup çözelim diye. Sonra bir yasayla anayasal bir kurum haline getirildi. Konseyin başkanlığını Sayın Başbakan yapıyor. En az 6 ayda bir toplanması lazım. Yasal zorunluluk. Turizminde içinde olduğu pek çok sosyal konuda oturulup tartışılıyor. En son Şubat 2009’da toplandı. Yani 4 yıldır toplanmıyor. Normal yurttaş yasaya uymadığı zaman savcılar soruşturma açar, devlet memuruysa görevine son verilir. Bir başbakan kendi çıkardığı ve anayasal kurum haline getirdiği ekonomi sosyal konseyi yasanın öngördüğü sürede toplayıp sorunları çözmek için çaba harcamazsa bunun yaptırımı nedir. Hep birlikte düşünmemiz gerekiyor.”

TURİZM BARIŞIN DİLİDİR
Turizmin aslında barışın dili olduğunun altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Eğer siz barışı savunuyorsanız,eğer kendi coğrafyanızda daha fazla turistin ülkenize gelmesini istiyorsanız bütün komşularınızla iyi geçinmek zorundasınız. Barış dilini kullanmalısınız. Savaş döneminde kimse turizmden söz etmez. Savaş kışkırtıcığı yapmış olduğunuz andan itibaren turizmin önüne set çekmiş olursunuz. CHP olarak kendi ülkemizde barışı sonuna kadar savunuyoruz. Barışın olduğu bir ülkede insanlar huzur bulur, rahat çalışır, üretirler. Turizmin bir başka özelliği var. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde turizm daha hızlı gelişir. İnsanlar daha güvenle gider o ülkeye. Dikta yönetimlerinde turizmi desteklemek diye bir şey olmaz, kimse gelmez. Demokrasiyi güçlendirmek, barış dilini kullanmak, huzuru sağlamak, var olan sorunları çözmek, Türkiye’yi dünyaya tanıtmak bizim temel hedefimiz olmalıdır.”

İKTİDARA YÜKLENDİ
Türkiye’deki bir başka temel sorunun da iktidarın kullandığı sert dil ve eleştirilere olan tahammülsüzlüğü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şunları ifade etti: “Politikacı konuşurken daha yumuşak, herkesi kucaklayan bir dili seçmek zorundadır. Özellikle iktidar olanların temel görevlerinden birisi budur. İktidar olanların muhalefetmiş gibi sert dil kullanmaları toplumu böler. İktidar olanların bir temel görev daha toplumdan gelen eleştirilere kulak kabartmaktır. Eleştiriye tahammül edemeyenlerin ülke yönetimine talip olması ülkeyi felakete götürebilir. Türkiye’nin yaşadığı temel sorunlardan birisi budur. Eğer siz eleştiriye tahammül edemiyorsanız o koltukta ne işiniz var. Bu toplumda çatışma kültürünü besliyor. Bugün bir gazete manşetinde var. Bir ilköğretim okulunda bir çocuk sınıf başkanı seçilecek. Başbakanı eleştirmiş, ‘O da ağaçları kesiyor’ diye bir ifade kullanmış. Öğretmeni ne yapıyor. Bu ilköğretim öğrencisini vatan haini diye suçluyor. Olacak şey değil. Ülkenin geldiği noktaya dikkat çekmek için bu örneği verdim. Ağaç kesmeyi eleştirmenin vatan hainliği ile eşdeğer tutulduğu bir noktaya geldik. Turizm çevre ve doğa demek değil midir? Bu öğretmen bir de gelecek kuşakları yetiştirecek.”

İKTİDAR ELEŞTİRİLERE KULAK VERMELİ
Türkiye’nin 3’ncü sınıf demokrasiye layık olmadığının altını çizen CHP Genel Başkanı, “Çağdaş ülkelerde ne varsa benim insanım da ona sahip olmalı. Eğer bu ülkenin insanı daha fazla demokrasi ve özgürlük istiyorsa, iktidar sahipleri bundan memnun olmalı. Aksi düşünülemez. İnsanları suçlamak yerine onların düşüncelerini öğrenmek, eleştirilerine kulak kabartmak iktidarın temel görevidir. Barıştan ekmeğini çıkaran turizmciler bu ülkeyle büyük hizmetler veriyorlar. Yürekten kutluyorum. Bütün sorunlara karşı aşmak için çabalıyorlar. Bu ülkede barışı yerleştirdiğiniz andan itibaren, özgürlük ve demokrasiyi daha da derinleşip kökleştirdiğiniz andan itibaren Türkiye büyük sıçramalar yapacaktır” diye konuştu.

Manşetler

TIF 2024’te turizmde hamle yılı: 2026 konuşulacak
Şekerci Cafer Erol, Londra’dan Avrupa’ya açıldı
Türkiye'de 7 günlük golf harcaması: 1.500-3 bin sterlin
Yörükler, UNESCO listesindeki Xanthos'ta bir araya geldi
Hasipoğlu ve Savaşan Asya Siyasi Partiler Konferansı’nda
'Dünyanın en güzel koyu'na marina izni!
Köy Enstitüsü öğretmeni annem, Cahide Altıntaş ile gururluyum
38 Avrupa ülkesi Çin'i vizesiz ziyaret edebilecek
Kapadokya'yı 10 ayda 1 milyon 322 bin 598 turist gezdi
Uludağ yoğun kar yağışıyla sezonu açıyor