ANKARA-Turist Rehberleri Birliği-TUREB Başkanı Zeki Apalı ve Yönetim Kurulu 21 Şubat Dünya Rehberler Günü’nü kutlarken “TÜRSAB tarafından bu özel günü yaşarken bizleri ve ülke turizmini geriye götürecek bir düzenleme yapılmak isteniyor. Türk turizmini felakete sürüklüyor” dedi.
TUREB Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklamada şu başlıklar yer alıyor:
- TÜRSAB’ın 1618 sayılı yasasında yapmayı düşündükleri değişikler gündeme gelmiş ve bu tarafımızdan geriye gidişin habercisi olarak anlaşılmıştır
- TÜRSAB’ın 1618 sayılı yasasında yapmayı düşündükleri değişikler gündeme gelmiş ve bu tarafımızdan geriye gidişin habercisi olarak anlaşılmıştır. En önemli nokta, bu tasarı ile turizm sektörünün tek hakim kurumunun TÜRSAB olarak planlanma gayretidir. Diğer emek, sermaye, kamu kurumlarının etkisi sıfıra yakın hale gelirken kendi üyeleri seyahat acentalarının durumları da geriye götürülmek istenmektedir.
- Grup sayısını en az 11 kişi olarak planlayarak bu sayının altındaki yerli/yabancı kişilerin gezilerinde rehber bulundurmalarının önüne geçilmek istenmektedir. Kaçak rehberliğini önünü açarken ne olduğu belirsiz kiyilerin tanıtımıyla ülke imajı yerin dibine batırılmak istenmektedir
- Müzelerle yetinmeyen TÜRSAB’ın yabancılara ait konutların kiralanması faaliyetleri acentecilik kapsamına alınarak emlakçılık sektörüne de el atılmak istemektedir.
TURİST REHBERLERI BIRLIĞI KANUNLA KURULDU
Tüm kamuoyunun bildiği gibi Turist Rehberleri Birliği 22.06.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu gereğince kurulmuş, ülke genelinde 13 meslek odasının üst kuruluşu olarak faaliyetini Ankara’da sürdürmektedir.
Dünyada 25 incisi ülkemizde ise 18 incisi kutlanmakta olan Dünya Rehberler Günü münasebetiyle ülkemizde rehberlerin durumu ve çalışmaları hakkında birkaç başlığı paylaşmak isteriz.
TÜRKIYE’YI EĞITIMLI VE UZMAN REHBERLER TANıTıYOR
Rehberler, ülkemiz tanıtımının şüphesiz en etkin ve başarılı bir bölümünü oluşturur. Eğitimleri, bilgileri, donanımları, deneyimleri ile sektörün en önemli emek kesimini oluştururken, diğer kesimler sermaye tarafı ağır basan kurumlardır. Ağır çalışma koşulları ve yüklenilen sorumluluğun üstesinden ancak ve ancak ülkelerinin insanına, tarihine, kültürüne, doğasına duydukları bir aşkla gelinebilir. Ne mutlu ki dünyadaki birçok saygın tur operatörü ve seyahat acentasının yaptıkları anketlerde bizim meslektaşlarımız açık ara “Dünyanın En İyileri” seçilmişlerdir.
Üniversitelerimizde fakülte düzeyinde açılan bölümler, yüksek lisans ve doktora programları ile de her geçen gün daha ileriye giden bir meslek grubu vardır.
TÜRSAB, ÜLKE TURIZMINI GERIYE GÖTÜRECEK
Öte yandan bu özel günde bizleri ve ülke turizmini geriye götürecek bir düzenlemeden de hem rehberlerimizin hem de turizm kamuoyunun haberdar edilmesi gerekmektedir.
Çok kısa bir süre önce turizm sektörünün köklü ve ilk kanunu olan kuruluşu TÜRSAB’ın 1618 sayılı yasasında yapmayı düşündükleri değişikler gün
TÜRSAB, TURİZMİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATIYOR
En önemli nokta, bu tasarı ile turizm sektörünün tek hakim kurumunun TÜRSAB olarak planlanma gayretidir. Diğer emek, sermaye, kamu kurumlarının etkisi sıfıra yakın hale gelirken kendi üyeleri seyahat acentalarının durumları da geriye götürülmek istenmektedir.
Tanımlar kısmında tur, paket tur, transfer açılımları günü kurtarmak üzere yapılırken uzun vadede yerli turistlerin şoför veya belgesiz kişilerce gezdirilmelerinin; acenta araçlarının güvenlik denetimlerinin kaldırılması ile de kaydı acente üzerinde olan bütün niteliksiz araçların her an can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak şekilde çalıştırılmalarının önü açılmak istenmektedir.
TÜRSAB EMLAKCILIK YAPMAK İSTİYOR
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 155 müze ve ören yerinin işletme hakkında sahip dev bir kurum iken bununla yetinilmediği yazlık veya yabancılara ait konutların kiralanması faaliyetleri acentecilik kapsamına alınarak emlakçılık sektörüne de el atılmak istenmektedir.
TURİST REHBERLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇİLMEK İSTENİYOR
Grup sayısını en az 11 kişi olarak planlayarak bu sayının altındaki yerli/yabancı kişilerin gezilerinde rehber bulundurmalarının önüne geçilmek istenmektedir. Bu şekilde ülkeyi nasıl tanıttığı, neler anlattığı bilinmeyen kişiler veya araç sürücüleri kaçak rehberlik yapmaya başlayacaklardır. Her yıl milyonlarca dolar harcanan ülke tanıtımı ve imajının geriye gitmesi nasıl engellenecektir?
Bu mesajları turizm kamuoyunun dikkatine sunarak uyanık olunması gerektiğini vurgularken; bütün rehberlerimizin “Dünya Rehberler Günü”nü kutlar; sağlık, mutluk ve esenlikler dileriz.
TUREB Yönetim Kurulu