İSTANBUL - "Üniversite yıllarımda babama yardım ediyordum. Ünlü isimlere, Cumhurbaşkanlarına pide gönderiyorduk. Mezun olduktan sonra işin içine tamamen girdim ve devam ediyorum. İşimizi severek yapmam beni bu noktaya getirdi."
Tolga Kuru, gastronomi dünyasında kendine özgü bir yer edinmiş, geleneksel lezzetlerimizden biri olan Bafra Pidesi’ni modern dokunuşlarla sunmayı başaran bir şef ve girişimci. Kariyerine, babasından devraldığı “Bafra Pidesi” işini bir adım öteye taşıyarak başlayan Kuru, yılların birikimiyle hem Bafra Pidesi’ni yurt içinde ve dışında tanıtıyor hem de genç yeteneklere ilham veriyor. Eğitimci kimliği, yenilikçi yaklaşımı ve aileden gelen mirası modern çağa uyarlamasıyla fark yaratan Tolga Kuru ile çocukluk yıllarından, gastronomi dünyasındaki yolculuğuna, Bafra Pidesi’nin milli bir değer olarak korunmasına kadar birçok konuyu Gerçek Gündem'den Reha Tartıcı Ile şöyle konuştu.
1977 yılında İstanbul’da doğdum. Uludağ Üniversitesi İktisat ve Eskişehir Turizm Otelcilik bölümlerinden mezunum. Bilgi Üniversitesi Satış ve Pazarlama programını tamamladım. Aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Usta Öğreticilik ve İstanbul Üniversitesi’nden Eğitimcinin Eğitimi belgelerim var. Şu anda Gastronomi alanında yüksek lisans yapıyorum ve Gedik Üniversitesi’nde öğretim görevlisiyim. Babamın 1960’lı yıllarda başladığı Bafra Pidesi işini devraldım. Kozyatağı’ndaki Bafra Pide Coşkun Kuru adlı işletmeyi yönetiyorum. Ayrıca, televizyon programlarında şeflik yapıyorum ve genç yeteneklere eğitim veriyorum.
Pideci olmak nereden aklına geldi?
Üniversite yıllarımda babama yardım ediyordum. Ünlü isimlere, Cumhurbaşkanlarına pide gönderiyorduk. Mezun olduktan sonra işin içine tamamen girdim ve devam ediyorum. İşimizi severek yapmam beni bu noktaya getirdi.
Pide ustalığına nasıl başladın?
Babam beni motive ederdi. Hafta sonları sabah erken saatlerde birlikte hamur yapardık. Pide yapımını babamdan öğrendim. Zamanla kendi pidemi yapmaya başladım. Mesleğe ilk adım attığımdan bu yana 40 yılı aşkın bir süre geçti.
Bafra Pidesi bizim yaşam biçimimiz. Sürekli olarak işimi geliştirmeyi ve ilerletmeyi hedefliyorum. Bafra Pidesi, mutfağımızın milli değerlerinden biridir ve koruma altına alınması gereken önemli bir yiyeceğimizdir.
Mesleki yolculuğundan bahseder misin?
Çocukluktan itibaren bu işin içindeydim. Babamın yanında pide yaparak mesleğe başladım. Üniversite dönemimde dahi hafta sonları dükkânda çalışırdım. Mezun olduktan sonra tamamen bu işe odaklandım ve Bafra Pidesi üzerine yenilikler yapmaya başladım. Şu anda üniversitelerde uygulamalı eğitimler veriyor, televizyon programlarında şeflik yapıyorum ve gastronomi üzerine çalışmalarıma devam ediyorum.
Bafra Pide Coşkun Kuru’nun marka yolculuğunu anlatır mısın?
Babam 1963 yılında Samsun Bafra’da bu işe başladı. 1980’lerde İstanbul Kadıköy’de küçük bir fırın açtık. O dönemlerde Cumhurbaşkanı Turgut Özal bile bizden pide isterdi. Ünlü sanatçılar ve sporcular da müşterilerimiz oldu. Üniversiteyi bitirdikten sonra işin başına geçtim ve işleri geliştirdim. Paket servis ve sosyal medya gibi yeniliklerle işimizi büyüttük. Zamanla Kozyatağı’ndaki şubemizde markamızı tek başıma yürütmeye başladım ve pandemiyi de aşarak bugünlere geldik.
Kozyatağı’ndaki dükkânını açtığında bu başarıyı hayal ediyor muydun?
Tek başıma karar verebildiğim için düşüncelerimi hayata geçirebildim. Çok kısa bir sürede işimiz yükselişe geçti. Bilinirliğimiz hızla arttı.
Bu başarının sırrı ne?
Başarının sırrı müşteriyi dinlemek, samimiyet, iş takibi ve yenilikleri takip etmek. Geleneklere bağlı kalarak modern çağa ayak uydurmak da önemli.
En büyük hedefin ya da hayalin nedir?
Hayallerimin çoğunu gerçekleştirdim. Bafra Pidesi’nin uluslararası alanda tanınması beni çok mutlu ediyor. En büyük hayalim ise "Bafra Pide Akademisi" kurmak. Maalesef bu işi yapacak ustalar kalmadı. Pidemizin orijinal tarifini ve yapımını koruyacak bir akademi kurarak, bu kültürü geleceğe taşımayı hedefliyorum.