THY/Teknik A.Ş’nin toplu iş sözleşmesi taslak analizi

Sefa İnan

Geçen haftalarda yazdığım üzere THY/Teknik A.Ş’nin toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. 1 Temmuz 2018 den itibaren üç sene üzerinden yapılması planlanan bu sözleşmeye yönelik Çelik İş sendikası tarafından iki senelik taslak metninin sunulmuş olduğunu görüyoruz.  Çelik İş e, neden bu sözleşme taslağını iki senelik yaptınız diye sorduğumda ise üç senelik toplu iş sözleşmesini iki seneye çekmek istiyoruz cevabını aldım. Pek umudum olmasa da yine İnşallah diyeyim.

Kısaca iki senelik olarak sunulan sözleşme taslağı üç sene olarak devam ettirilirse, üçüncü seneye yönelik zam miktarı ne olacak o belli değil. İkili müzakereler sonucunda belli olacak deniyor.

Yeni sözleşme taslağı ile ilgili duyduklarıma bir göz atalım (çünkü birebir taslak bana ulaşmadı) Sosyal haklarda da iyileştirmeler yapılmış ama taslak elimde olmadığından ne getirip ne götüreceğini hesaplayamadım.

Malumunuz olduğu üzere 2 senelik sözleşme kabul edilirse bu 4 döneme tekâmül ediyor. 2018 Temmuz ayından itibaren geçerli olacak bu sözleşme için ilk altı aylık dönem için istenilen zam miktarı %14 İkinci altı aylık dönem için %10, Üçüncü altı aylık dönem için enflasyon+1 puan ve dördüncü altı aylık dönem için ise enflasyon+2 puan olarak istenmekte.

Bana göre hedef küçük gösterilmiş. İşveren hiç düşünmeden bu taslağa imza atabilir. Çalışanlardan itiraz eden olursa da topu sendikaya atar. THY A.O da ki gibi en azından %10 veya %20’lik iyileştirme yapılmadan bu şekliyle kabul edilirse yandınız. Umarım sendika yapmış olduğu sözleşme taslağında bu şartı ileri sürmüştür.  

Öncelikle; Ben hala THY ve Teknik A.Ş yi birlikte görüyorum. %100 ortaklık demek %100 THY demektir.  Bu kadar basit. Her ne kadar iş kolu kasıtlı olarak değiştirilse bile Teknik A.Ş yi çalışanlar ve toplum bile hala THY olarak görmektedir.

THY’yi bir baba ve THY ve Teknik A.Ş yi çocukları olarak gördüğümüzde birine verilen zam miktarı diğerine de aynı verilmelidir mantığı ortaya çıkar. Zamanında delinin biri kuyuya bir taş attı, şimdi kırk akıllı çıkartamıyor. THY taşımacılık iş kolunda iken Teknik A.Ş’nin bir anda metal iş koluna geçirtilmesini saçmalık olarak görenlerden biriyim. Ne oldu, nasıl oldu, ne dümenler döndü de Teknik A.Ş gibi sadece uçak bakım esaslı görev yapan bir ünite olarak metal iş kolunda sayıldı anlayabilen beri gele… Şimdi birileri koltuk, galley vb… gibi imalat işlerinin de yapıldığını söylerse de onlara cevabım, o halde sadece o bölümleri metal işe kapsamına aldırsaydınız olacaktır.

Teknik A.Ş ‘nin şu anki yetkili sendikası olan Çelik İş den bu yanlışı düzeltmesi beklenemez. Bu yanlışı Hava-İş veya Hava-Sen düzeltmelidir. Aklın yolu bir ise bu mantıksız iş kolu değişikliği hemen değişebilir. Bunu sendika yapmazsa, UTED yönetimi yapabilir diye düşünenlerdenim. Derneklerin patronu, işvereni, bağlı oldukları bir üst kurul falan yoktur. İster genel müdürle ister bakan la ister başbakanla isterler ise Cumhurbaşkanı ile de randevu alıp bu iş kolu yanlışının düzeltilmesi için istek yapıp nedenlerini belirtebilirler.

THY’nin NACE kodu Taşımacılık olarak görünüyor. Yıllarca THY’nin NACE kodu ile çalışan Teknik ayrı bir şirket olarak ayrılmasa idi NACE konu değişmeyecek ve hala THY/Teknik olarak taşımacılık iş kolunda sayılacaktı.

Bir zamanlar, THY’nin en üst makamını işgal eden işgüzar yöneticinin yaptığı saçmalık bu. 

Hatırlarsınız, Bir ara THY, hat bakım ünitesini Teknik A.Ş den ayırmış ve kendine direk bağlamıştı. O zamanki hat bakım çalışanları THY personeli olarak görünüyordu. Bugün bile Teknik AŞ’den bir personel, THY A.0 ya geçirdiğinizde o personel taşımacılık iş kolunda kabul ediliyor.   Aynı şekilde THY’den bir personel Teknik A.Ş ye gelse bu sefer onun iş kolu da metal olacak. Bir dolu saçmalıklar var.

Hava-İş in bir aralar bu konu ile uğraştığını ve sonra vazgeçtiğini hatırlarsınız. 

Neden vazgeçti dersiniz? Yukarıdan birileri şişttt mi dedi bilinmez… Malum THY’nin sendikası Hava-İş, Türk İş konfederasyonu içinde yer alıyor. Teknik A.Ş ise Hak İş konfederasyona bağlı. Hep bana hep bana olmaz dimi… Acaba, hep Türk İş yemesin, biraz da Hak-iş yesin (aidat) mantığımı var bu işin içinde dersiniz. 

Bırakın sendikayı, derneği… Teknik A.Ş de çalışan bir çalışan, iş kolu ile ilgili dava açsa kazanır.

Sakın ola ki bireysel davadan bir şey çıkmaz demeyin.  Teknisyenler tarafından, Maliye bakanlığı mahkemeye verilerek 1700 kişinin ev ve araba alacak kadar yüksek miktarda para aldığı dava, bireysel olarak açılmıştı. Bir kişi bu davayı kazanırsa diğerleri de emsal gösterip dava açar ve hepsi de kazanır.

Şimdide gelelim hem THY toplu İş sözleşmesinde Hem de Teknik A.Ş sözleşmesindeki en önemli maddeye 

Öncelikle bu maddenin neden konduğunu anlayabilmek için geçen haftalarda yazdığım “Biri Yer Biri Bakar Kıyamet Ondan Kopar” başlıklı köşe yazımı okumak lazım. Çünkü aşağıda sunacağım madde, 1987 senesinden sonra konmuştur. Çünkü o tarihe kadar THY çalışanlarının bazılarına farklı farklı iyileştirmelerde bulunabilmekteydi. 

İşte hem THY hem de Teknik A.Ş sözleşmelerinde yer alan o madde 

Madde 6: ÜYELERE EŞİT İŞLEM YAPILMASI

Bu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi içerisinde personele bu Toplu İş Sözleşmesi ile tespit edilen hak ve menfaatleri dışında işverence tek taraflı’ hak ve menfaat sağlamamak esastır.

Ancak, iş icap ve zaruretler nedeniyle yeni hak ve menfaat sağlanması gerekirse, konu ile ilgili HAVA-İŞ sendikasının yazılı görüşü alınır.

Sendika görüşünü en geç 15 gün içinde işverene iletir. Sendikanın olumlu görüş vermemesi durumunda uygulama yapılamaz. Sendikanın yazılı muvafakat vermemesine rağmen uygulamaya geçilmesi halinde sağlanan menfaat tüm sendika üyelerine de uygulanır.

Kapsam dışı personele veya aynı işi yapan personelin tamamına sağlanabilecek ve menfaatler bu hükmün dışındadır. ( bu paragraf yeterince açık yazılmadığından kavram kargaşası yaşanmaktadır. Bu madde de kapsam dışı personel veya kapsam dışı personelle aynı işi yapanlar kastediliyor. Bilginize…)

Bu madde, işverenin her hangi bir iş grubuna, toplu sözleşme dışı zam yapılmasını önlemek veya yapılacaksa tüm çalışanlara yönelik olması amacı ile Atilay Ayçin döneminde konmuştu ve hala geçerliliğini koruyor.

Bu metin THY ve Hava-İş sendikası tarafından imzalanmasına rağmen, THY ve Hava –iş birlikte bu karşılıklı imza altına alınan metine bakmaksızın, pilotlara %20 kabin memurları ve diğer çalışanlara %10 iyileştirme yapmıştır. Toplu İş sözleşmesi delinmiş ve her iki taraf imzaladığı toplu iş sözleşmesinin tersine hareket etmiştir. Maalesef bunların birine THY yönetimi diğerine ise Hava-İş yönetimi deniyor. Gördüğünüz gibi kendi imzaladıkları metne bile uymayacak kadar ya bilgisizler ya da art niyetliler. 

Öncelikle daha önce yazdığım gibi iş değerlendirmesi yapılmamış bir şirkette kime ve hangi kriterler eşliğinde zam yapacaksınız ki… Avrupa çapında şirketiz diyeceksiniz, attınız mı mangalda kül bırakmayacaksınız sonrada iş değerlendirilmeniz olmadığından, çalışanları kafanıza göre değerlendireceksiniz. Sonrada,Toplu iş sözleşmesi bittikten sonra, saçma sapan genelgeler ile imzaladığınız sözleşmeye yamalar yapmaya çalışacaksınız.

Sizin yaptığınız, Amerika’yı yeniden keşfetmeye benziyor. 

Uçak bakımı dünyanın her yerinde yapılıyor. Onlarda da teknisyen var mühendis var. Vasıflı veya vasıfsız işçi var. Memurlar var. Bırakalım Dünyayı Avrupa’ya endekslenelim. Elinizde AB ülkelerinde ki havayollarının veya bakım kuruluşlarının aldığı ücretler ve alınan ücretler arasında ki farklıları bileniniz var mı? Daha doğrusu merak ediyor musunuz? Oralarda yapılan işle Teknik A.Ş’nin yaptığı iş farklı mı?

Eyyyyy Teknik A.Ş yönetimi ve Çelik İş sendikası, elinizde bu tür geçerli örnek veriler olmadan, siz gruplar arasında ki dengeleri nasıl kurabilirsiniz ki.  Yurt dışına bu kafayla nasıl açılacaksınız.

Karsınızdaki işverene, neye ve kime göre bu ücret skalanızı hazırladığınızı anlatacaksınız. Örneğin; İşverenin karşısına Lufthansa da ki teknisyen-mühendis, memur, işçi. vb… arasındaki ücretlendirme farklılığını koyabiliyor musunuz? Yoksa biz kafamıza göre ücret skalası yaptık geldik mi diyorsunuz. 

 Yoksa elinize eski toplu iş sözleşmesini alıp hepsine birde %14 ü koyup oldu da bitti Maşallah İyi olur İnşallah mı diyeceksiniz.

Hükümetin açıkladığı enflasyonla, çalışanınızın karşısına, bakkal da manavda, kasapta, kılık kıyafette çıkan enflasyon aynı mı oluyor?  Birde enflasyon+ 1 puan bilemedin 2 puan koyuyorsunuz. Bozdur, bozdur harca…

Ayrıca Hat Bakım için ekstra prim koymayı düşündüğünüzü duydum. Bu primi duyduğumda hemen aklıma bizim zamanımızda alınan revizyon primi geldi. O zamanlar uçak revizyon ve bizim o zamanlar arka atölyeler dediğimiz (hangarın arkasında annex bölümünde kaldıkları için o isimle anılırlardı)  revizyon atölyeleri vardı. O zaman Teknik A.Ş diye bir şirket olmadığından THY Genel müdürü Tezcan Yaramancı hem tekniğin hem de THY’nin tüm birimlerinin genel müdürü idi.

O zamanlar farklı farklı şirketler kuralım mantığı yoktu. Bay Hamdi tarafından keşfedildi. Şirket kurunca tabii ki yönetim kurulları olacak. Onlara da yandaş arkadaşlarımızı veya kendimizi yönetimine sokup bir maaş da oradan alalım mantığı güdülmüş olamaz mı?  ( Bay Hamdi, THY’nin yanı sıra neredeyse tüm ortaklıkların yönetim kurulunda idi. İlker Aycı veya yönetimindeki kişiler de aynı yolda…)  Size bir tüyo vereyim. THY ve ortaklıklarının yönetim kurullarına bir bakın bakalım kimler var…

Şimdi nasıl bilemem ama o zamanlar, teknisyenler dönerli olarak hem uçak revizyonda hem de hat bakım da çalışırlardı. 3 er 5 er aylık dönemlerle yer değiştirilirdi. Çünkü hepsi aynı vasıflarda uçak teknisyenleri idi. Ancak uçak revizyona giden teknisyenin eline,  hat bakımda çalışan arkadaşından daha az para geçerdi. Çünkü hat bakımda çalışanlar, hem üçlü vardiya primi hem de vardiya nedeniyle ayda 3 pazara denk geldiğinden Pazar günü için konmuş ücreti de alırdı.

Uçak revizyonda çalışanların şikâyeti, hat bakımda çalışan arkadaşlarına nazaran getiri olarak eline daha az para geçmesinden kaynaklı idi.  Uçak revizyonun şikayetleri o kadar çoğalmıştı ki sonunda konu genel müdür Tezcan Yaramancı’ya iletildi. Tezcan Beyde bu sorunu, revizyon primi altında verilen %15 ile aştığını sanmıştı ki, bu sefer diğer arka revizyon atölyeleri (motor, hidrolik, iniş takımları, radyo vb…) kazan kaldırdı.

Resmen olmasa da iş yavaşlattıkları belliydi. Verdiğimiz bir komponetin bakımı normal sürenin çok üstünde bize teslim ediliyordu.

Sendika başkanı Atilay Ayçin idi. Konu tabi ki ona da iletildi ve onlar da uçak revizyon bölümüne verilen aynı zammı revizyon atölyelerine istediler. Tezcan bey zamanında bu primi alamadılar. Ancak, Tezcan Beyin yerine gelen genel müdür Abdurrahman Gündoğdu olduğunda ilk toplu iş sözleşmesine revizyon primi maddesini soktular ve sonuçta onlarda bu primi almış oldular.

Ben geçmişteki uygulamayı anlattım. Şimdi hat bakım primini sendika,neyi örnek göstererek anlatacak ve  nasıl ve ne kadar isteyecek onu bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey varsa, oda kime ne verilirse verilsin sonunda eşitleniyor. O nedenle kimsenin önünü kesmeye gerek yok. Biri alsın diğeri mutlaka bir başka isimle karşınıza çıkacaktır.