ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Bankalar ve Türk Hava Yolları kredi veya işlem için başvuran acentelerin Türsab kimliklerini yetersiz bularak birlikten “Üyedir” yazısı talep ediyor. Seyahat acentelerinin kredi taleplerini vermemek için türlü baheneler uyduran ve yokuşa süren bankalar, Türsab üyesi belgelerini yetersiz bularak “Türsab’tan “Üyedir” yazısı getirmelerini istemeye başladı. Aynı şekilde Türk Hava Yolları’da acentelerin Türsab kimliklerini yetersiz bularak birlikten “Üyedir” yazısı talep ediyor.
Türsab’ın verdiği üYelik belgelerinin bir çok kurum karşısında geçersiz sayılması üzerine acenteler “Bu ne biçim iş… 30 yıllık acentenin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda bile her türlü kaydı bulunan Türsab üyelik kimliklerini kabul etmeyen bankalar ve Türk Hava Yolları Türsab’tan yazı istiyor. Bu neden yapılıyor? Bu işin arkasında yoksa bizim bilmediğimiz bir şeyler mi var? Birileri Türk Hava Yolları’nı istismar ediyorsa krediye ve işlemlere ihtiyacı olan acentelerin ne günahı var? ” diyerek sorgulayamaya başladılar.
BORÇ OLDUĞU HALDE KREDİ VERİLMİYOR
Acenteler, verilen kredinin borç olmasının sorun yarattığını ve pandemi dönemini atlatmak için acentelerin ‘hibe’ kredilere veya bankalarla farklı anlaşmalara ihtiyacı olduğunu belirterek şunları arlattılar:
“Dünyanın bir çok ülkesi turizmcilere bir bölümü “hibe’ olmak üzere krediler verirken Türkiye’de krediyi “borçlanma” şeklinde parası olan ve geçmişinde sıkıntısı olmayan alıyor. Ancak işinde en küçük sıkıntısı olan ise ‘borç olduğu halde” kredi alamıyor.
PARASI OLANA KREDİ VERİLİYOR
Krediyi parası olan alabilirken, ihtiyaç sahipleri “Kredi parası olana değil, olmayana destek ama, kimse alamıyor” dediler. Hükümetin kamu bankalarından 350, özel bankalardan ise 300 olmak üzere 650 milyar borçlanma kredisi çıkardı.
GÖREV ZARARI OLSUN
Ancak özel bankalar zorlandılar ve “kredi dönmezse” düşüncesi içinde hükümetin verilecek bu kredileri, “köprülerin ihalesindeki borçlanma sistemi gibi” “görev zararı” olarak görerek “geri dönüş garantisi” vermesini talep ettiler.
Özel bankalar hükümetin baskısına rağmen “parası olana veririm” demekten vazgeçmiyorlar.”