Ülkemizin kalkınmasında eğitimin veya eğitimsizliğin ne kadar önemli olduğunu söylemek artık nafile bir söz olsa gerek. Hala daha okuma yazma bilmeyen milyonlarca insanın bulunduğu bu ülkede, eğitim adına, bilim adına atılan her adımın bu ülkeye yapılan en büyük iyilik olduğunu biliyoruz. “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” diyen Hazreti Ali’den, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir “ sözünü söyleyen Mustafa Kemal’e kadar herkesin altını çizdiği bu gerçeği artık görmek zorundayız. Zorundayız, çünkü biz bu yolda çok gerilerdeyiz. Daha gitmek zorunda olduğumuz çok ama çok yolumuz var. Sokağa çıkın karşınıza ilk çıkan kişiye, bilmesi gereken basit sorular sorun bakın, beklediğiniz cevapları zor alacaksınız. Cahil değil ama, eğitimsiz bir toplumumuz var. Her şeyi bilgisayarak bakarak söyleyen yeni bir Google nesli geliyor. Bu nesle bir şeyler vermek lazım. Bunun için de her sektörde, her branşta iyi ve derinlemesine eğitim veren kurum ve kuruluşların hayata geçirilmesi şart olmuştur. Ülkemizde eğitimin çarpıklığı ve içinin boş oluşu bizim gibi orta yaştakileri çok düşündürüyor. Kim, neyi, ne kadar ve nasıl öğrenecek. Bilgi toplumuna veya bilgili bir topluma nasıl ulaşacağız bunlar önemli şeyler.
Tüm bu karamsar tablo içinde yanan bazı ışıklar bizi mutlu etmeye yetiyor. İyi ve olumlu şeylere o kadar susadık ki, böyle bir gelişme karşısında seviniyoruz, mutlu oluyoruz. Eğitimde branşlaşmanın önemi her geçen gün artıyor. Genel bilgileri aldıktan sonra, belli bir yaştan sonra herkesin ilgi duyduğu ve öğrenmek istediği konuya yönelmesi çok daha yararlı bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Gazetelerde çok da önemli bir yer tutmayan, ama benim gibi havacılık mesleğinde çalışan birisi için, hayli önemli olan bir haberin içeriğini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hani doktor olmak için tıp fakültesine gitmek neden şartsa ve gerekliyse, avukat veya hakim olmak içinde elbette hukuk fakültesine gitmek zorunlu ve kaçınılmazdır. Bu denkleme göre havacı olmak için de havacılık eğitimi veren bir kuruma gitmek o kadar iyi olsa gerek. Havacılık sektöründe çok farklı dallarda çalışan insanlar var. Bunların her biri farklı farklı eğitimleri alıp gelerek sektöre katılıyorlar. Örneğin, pilot olmak için ayrı bir eğitim, kabin görevlisi olmak için ise daha ayrı bir eğitim gerekli. Havacılık sektörü, pilot, uçuş mühendisi, kabin görevlisi, uçak mühendisi, uçak teknisyeni, uçuş hareket uzmanı, yer görevlisi gibi görevlerin yanı sıra ticaret, ekip planlama ve tahsis ,uçak pazarlama ,dispatch’lik gibi çok değişik dallardaki insanları bir araya getirmektir. Ülkemize baktığımızda bu işlerin hepsi ayrı ayrı kurslarda veya okullarda verilmektedir. Havacılıkta eğitimini sektörün içinden alarak gelen alaylıların yanında, okullardan gelenler da büyük yer tutmaktadır. Ülkemizde havacılık konusunda sayıları giderek artan sivil havacılık yüksek okulları vardır. Bunları önemseyip, gerekli bulmakla birlikte münhasıran havacılık eğitimi verecek bir üniversitenin olmayışını büyük bir eksiklik olarak ne yazık ki göremedik. Bu güne kadar devlet böyle bir adım atmadı, bizler dahil hiç kimse de neden böyle bir üniversite kurulmuyor diye sormadı. Benim gibi bazı meraklılar Havacılık Bakanlığı bile kurulsun derken, havacılık üniversitesi kurulsun demeyi akıl edemedik. Ama birileri çıktı ve bizim aklımıza gelmeyeni hayata geçirdiler. Tıpkı sadece ve özellikle denizcilik eğitimi veren Piri Reis Üniversitesi gibi, Türk Hava Kurumu da bir havacılık üniversitesi kurmak için kolları sıvadı. Gerekli değildir, olmasa da olur diyenlere inat bu gereklidir, olmazsa olmaz diyerek girişimi hayata geçirenleri kutluyorum. Kısa adı THK olan ve Cumhuriyetin önemli kazanımlarından biri olan Atatürk’ün kurduğu Türk Hava Kurumu’nun kurduğu bu üniversitede, ilk dersin verileceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin hangi ihtiyaçtan doğduğunu söylemeden önce, sadece bir rakam vermek isterim. Halen sivil havacılık sektöründe tam 110 bin kişi çalışmaktadır. Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümünde bu ülkenin sivil havacılık envanterinin ikiye katlanacağını ben değil, Cumhuriyet tarihinde en uzun süre Ulaştırma Bakanlığı görevini alnının akıyla ve büyük başarıyla yapan Sayın Binali Yıldırım söylüyor. Hal böyle olunca demek ki, bu 110 bin kişiye bir 110 bin kişi daha katılacaktır. O nedenle de böyle bir üniversitenin mezun edeceği herkesin işi hazır diyebiliriz. Halen 400’e yaklaşmakta olan büyük gövdeli motorlu hava araçlarının yani uçakların sayısının 2023’ te, 750’ye ulaşacağını ve belki de büyük ihtimalle geçeceğini söyleyebiliyorsak daha çok yetişmiş insana ihtiyaç olacak demektir.
THK, havacılık dışında uzay alanında da eleman yetiştireceği bu üniversitenin bir vakıf üniversitesi olarak hayata geçeceğini açıklarken, başarılı ve kaliteli bir eğitim vereceklerine de canı gönülden inanıyoruz. Çünkü kendini kanıtlayan bu güzide kuruluşumuzun bünyesinde işi iyi bilen değerli hocaların varlığı bu işin teminatı olsa gerek.
Mütevelli heyet tarafından rektörlüğüne Prof. Dr. Ünsal Ban’ın getirildiği bu üniversitede, uzay mühendisliği, havayolu işletmeciliği, havaalanı işletmeciliği, hava trafik yönetimi, mekatronik mühendisliği, havacılık elektroniği ve kabin hizmetleri konularında eğitimler verileceği, üniversitenin Ankara ve İzmir’deki pilotaj bölümlerinde de lisans düzeyinde (4 yıllık) pilotluk eğitimi alınabileceği açıklandı. Böyle bir üniversitenin kazandıracakları saymakla tükenmez demekle yetiniyorum.. Bekleyelim ve görelim diyorum. Başarılar onların olsun.
NOT: Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne, THY eski Genel Müdür Yardımcısı ve halen Türk Motor Merkezi (Turkish Engine Center) Genel Müdür Yardımcısı olan Sayın Bilal Ekşi atanmıştır. Kendisini kutluyor ve tebrik ediyorum.