ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
BOZCAADA / ÇANAKKALE - Türkiye’nin Ege Denizi’nde üçüncü en büyük adası, son dönemin gözde turizm cenneti olan Bozcaada’da 18 yıllık Hotel Apollon, yeni yönetimi, yeni yüzüyle hizmete açıldı. Türk turizminin önemli otel yatırımcılarından Sertip Akşahin tarafından alınan Bozcaada’nın Türk Mahallesi denilen Alibey Mahallesi’ndeki Hotel Apollon, bölgenin deneyimli otel yöneticilerinden Genel Müdürü Kaan Kan yönetiminde butik tatil yapmak isteyenlere farklı tatil sunuyor. Toplam 21 orası, liman manzaralı bahçesi ve şomineli salonu ile Hotel Apollon, konuklarına yaz-kış Bozcaada’da tatil yapma imkanı veriyor. Mitolojik efsaneleri, Mevlevi mutfağının şurubu, üzüm bağları, bahçeleri, plajları ile Bozcada tatil sevenlerin keşfini bekliyor.
SERTİP AKŞAHİN: BOZCAADAYI HOTEL APOLLON İLE KEŞFEDİN
Bozcaada’nın yerli ve yabancı turistlerin yeni tatil merkezi haline geldiğini söyleyen Hotel Apollon’un işletmecisi Sertip Akşahin “Otel yatırımı sektöründeki deneyimlerimizi Bozcaada’ya taşıdık. Ege’de Türkiye’nin en değerli adalarından biri olan Bozcaada’yı keşfetmek isteyenlere Hotel Apollon ile kaliteli konaklama fırsatı veriyoruz. Bozcaada yaz, kış ziyaret edilmesi gereken ve sakinlik arayanlar için Türkiye’nin turizm cennetidir” dedi.
HOTEL APOLLON. GEÇMİŞLE GÜNÜMÜZÜ BULUŞTURUYOR
Bozcaada Osmanlı'nın Ege'de ki stratejik adalarından biri oldu. Efsanelerle dolu Ege'nin bu özel adasında bu kez Hotel Apollon ile efsane yeniden canlandı. Adını mitolojide bulunan Tanrı Zeus’un oğlundan alan Hotel Apollon mistik yapısıyla tarih meraklılarına geçmişi yaşatıyor.
GÜNEŞİ 'POLENTE'DE BATIRIN
Türkiye’de hâlâ en güzel günbatımı manzaralardan biri Bozcaada’da... Üzüm bağlarının arasında, rüzgâr güllerinin dibinde güneşi denize batırmanın tadı başka. Şaraplarıyla ünlü adada akşamüstü, adanın batı kıyıları günbatımının keyfini çıkaranlarla dolup taşıyor. Özellikle eski deniz fenerinin olduğu Polente ya da Habbele doğru adres. Bağbozumu da başladı. Kardinaller kesiliyor. Çavuşlar başlıyor. Eskiden Rumlar 6 Ağustos’tan önce çavuş kesmezmiş. Bağbozumu Şenliği eylülün ilk haftasında yapılacak.Ege'nin en güzel gün batımı ise Bozcaada'da Polente Feneri'nden seyrediliyor. Hatta buraya Gün Batımı turları düzenleniyor.
Mitolojinin efsanelerinden ve kutsal ağacı defne olan Apollon, birçok resim ve heykelde, elinde altın bir lir ile tasvir edilir. Lir çalmasının yanı sıra, gümüş yayı ile en uzak noktalara ok fırlatabilmesi özelliği ile, okların tanrısı sıfatını da taşıyor. Tıp uygulamalarını insanlara öğreten Apollon, dürüst karakter yapısından dolayı, gerçeğin ve ışığın tanrısı olarak da anılır.
GELİNCİK ŞERBETİ VE ÜZÜM BAĞLARI ADASI
Efsanelerle dolu Ege Denizi’nde geçmişi günümüzle buluşturan Hotel Apollon, Bozcaada’nın kırlarını mevsiminde kıpkırmızı yapan gelincikten yapılan gelincik şerbeti ve özel üzüm bağları ve özel mutfağı ile lezzet meraklılarınında damak tadına uygun hizmet veriyor.
MEVLEVİ MUTFAĞINDAN BOZCAADA'YA GELINCIK ŞERBETI
Gelincik şerbeti ( Gelincik şurubu ) Trakya’da özellikle Gelibolu’da, Çanakkale’nin ada yerleşimleri olan Bozcaada ve Gökçeada’da yapımı yaygındır. Bu yörede özelleşmiş bir ürün olmasının muhtemel sebeplerinden biri, Gelibolu’da bulunan Gelibolu Mevlevihanesi mutfağının etkinliğidir. Zira şerbetler bu zengin mutfağın önemli bir parçasını oluşturur. Osmanlı mutfağında da şerbetler çok özel bir yere sahiptir.
MALZEMELER :
500 gr. gelincik çiçeği yaprağı
5-6 kokulu gül
1 kg toz şeker
30 gr limon tuzu
1 limonun suyu
1/2 lt su
Hazırlanışı :
Gelincik yaprakları zayıf, toplandıktan sonra çabuk solan çiçeklerdir. Toplanan kırmızı taç yaprakların diplerinde yer alan siyah kısımlar, bir bıçak yardımıyla çiçeği başka yerlerinden zedelememeye dikkat ederek kesilir. Kokulu güller de aynı hassasiyetle hazırlanır. Gelincik çiçeği ve gül yaprakları bir süzgece alınıp, bol su altında havalandırarak ve kesinlikle sıkmadan, zedelemeden yıkanır.
Bir kavanoza alınan gelincik çiçeği ve gül yaprakları, üzerine 1/4 lt su, limon tuzu ve limon suyu eklenerek ağzı sıkıca kapatılır. Bu kavanoz mutfağın güneş gören bir köşesinde, yapraklarının rengini ve rahiyasını suya geçirene değin, yaklaşık 4-7 gün bekletilir.
Bu sürenin sonunda, rengi solan çiçekler kavanozdan alınır. Geri kalan kırmızı ve hafif ekşili suya, şekerin yarısı katılır. Erimeye bırakılır.
Burada dikkat edilmesi gereken şudur : Geri kalan suyun ölçüsüne bire iki ölçüsünde şeker katılır. Yani biz başlangıçta gelinciklerimize 1/4 lt su kattığımız için, şeker 1/2 kg oranında olmalıdır. Ölçüyü artırırken bu kaideye göre miktarlar artırılır.
Kalan yarım kilo şeker ise, ayrı bir kapta kalan 1/4 lt. su ile iyice karıştırılır. Bu karışım, gelincik suyu olan şuruba ilave edilir. İyice özlenecek şekilde birbirine karıştırılan şurup, ince bir süzgeç veya geleneksel usulle bir tülbentten geçirilerek, temiz kuru bir kavanoza veya bir şişeye konulur. Hava almayacak şekilde iyice kapağı kapanan şurup serin bir yerde saklanır.Eğer daha uzun süre dayanan bir şurup elde edilmek istenirse, şekerin miktarını bir parça daha arttırmak iyi sonuç verir. İkram edilirken bir bardağa gelincik şurubundan iki parmak koyulur. Üzerine bir iki parça buz ilave edilip, bardağın geri kalanı soğuk su ile doldurulur. Bardak şurubun suya özlenmesi için iyice katıştırılıp, misafirlere ikram edilir.
TENEDOS KURABİYESİ
Gelincik şerbeti yanına Tenedos Kurabiyesi yakışıyor.. Tenedos adanın eski adı. Kavala kurabiyesine benzeyen damla sakızlı, bademli Tenedos kurabiyesi. Kurabiyelerin içine tek bir badem konuluyor. Elle yapılan kurabiyeler adanın favorisi. Bu yıl farklı iki lezzet daha var. Badem lokumu ve ada somunu. Adada yetişen buğday taş değirmenlerde öğütülüyor ve ekşi mayayla ‘ada somunu’ yapılıyor.
Hotel Apollon / Bozcaada
+90 286 697 0164