TALLIN / ESTONYA -Türkiye'nin Tallinn Büyükelçiliği’nde düzenlenen Cumhuriyet Bayramı kutlamasında, Estonyalı dostlar buluştu. Türkiye’nin Tallin Büyükelçisi Hayriye Kumaşçıoğlu Türkiye Cumhuriyeti’nin 94’cü kuruluş resepsiyonunda Avrupa’nın giderek güçlenen ülkesi Türkiye’nin Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözlerinden hareketle dünya barışı için her ortamda bulunduğunu belirtti.
Ayrıca 29 Ekim akşamı Kadriorg Palace’da Cumhuriyet Bayramı için piyanist Zeynep Üçbaşaran tarafından resital verildi. “İzmir Marşı” ep bir ağızdan söylenirken, Mozart’ın Türk Marşı büyük alkış aldı.
HAYRIYE KUMAŞÇıOĞLU: TÜRKİYE AB’Yİ GÜÇLENDİRECEKTİR
Büyükelçi Hayriye Kumaşçıoğlu, Estonya’nın Türkiye’nin stratejik önemini ve AB’nin güvenlik ve istikrarına katkısını görebildiğini belirterek “Türkiye’nin üyeliğinin AB’yi güçlendireceğinin bilincinde bir ülke olarak ülkemizin AB üyeliğini destekliyor" dedi. Türkiye’nin Estonya ile ilişkilerinn giderek güçlendiğini belirtildiği kutlamaya Estonya yönetimi yanında yerleşik işadamları, öğrenciler ve diğer yetkililer katıldı.
Büyükelçi Hayriye Kumaşcıoğlu 1967 yılında Ankara’da doğdu. 1988 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun oldu. Büyükelçi Kumaşçıoğlu, 1991 yılında Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Dairesi'nde göreve başladı. 1993-1998 yılları arasında Bükreş Büyükelçiliği ve Hannover Başkonsolosluğu'nda görev aldı. Kumaşçıoğlu, 1998-2000 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Ekonomik İşler ve Enerji İşleri Dairelerinde çalıştı. 2000-2004 yılları arasında Lefkoşa ve Moskova Büyükelçiliklerinde Başkatip olarak görev yapan Büyükelçi Kumaşçıoğlu, 2004-2007 yılları arasında Kafkasya ve Orta Asya Dairelerinde Şube Müdürlüğü ve Daire Başkanlığı yaptı. 2007-2011 yılları arasında Atina Büyükelçiliği Müsteşarlığını üstlendi. 2011-2015 yılları arasında Kafkasya ve Orta Asya’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Büyükelçi Kumaşçıoğlu, 15 Eylül 2015 tarihinde Estonya nezdindeki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi olarak göreve başladı.
Daracık sokakları ve asırlık şatolarıyla bir masal diyarına benzeyen Estonya'nın başkenti Tallin tam bir Ortaçağ kenti olarak görülüyor. Baltık ülkelerinin en önemli şehirlerinden birisi olan Tallinn, son yıllarda önemli bir cazibe merkezi haline geldi. UNESCO tarafından Kültür Mirasları listesine alınan Old Town, Tallinn'in tanınmasında önemli rol oynayan noktalardan birisidir.
Tarihi boyunca İsveç, Alman ve Rus ordularının işgaline uğrayan Tallinn, özellikle Sovyet döneminde büyük zarar gördü ve tarihinin en zor günlerini yaşadı. Estonya'nın bağımsızlık kazanmasında da stratejik bir öneme sahip olan bu tarihi şehir, yeniden yapılanma dönemine girerek 1990'dan itibaren turistik ve ekonomik açıdan gelişim gösterdi.
Orta Çağ'ın bütün havasını yaşatan Old Town Tallinn'in en eski yapılarına ev sahipliği yapıyor. İsmini de eski Danimarka dilinden alan Tallinn "şehir, kale" anlamına geliyor. Şehrin ismini aldığı kuleler ve kaleler bütün işgallere rağmen ayakta duruyor. Old Town'a girmeden önce eski şehir meydanında birbirinden otantik kafetaryalar yer alıyor. Eski şehre kapıların açıldığı bu meydan, aynı zamanda pek çok sokağı ve ahşap Eston evlerini de içerisinde bulunduruyor. Dik yokuşlardan oluşan bu sokaklarda Tallinn'in ve Orta Çağ'ın tipik eslerini bulunuyor. Eski Şehir içerisinde St.Olaf Kilisesi, bugünkü Estonya Hükümet Binası olan Toompea Hill, Fat Margaret Kulesi, Alexander Nevsky Kathedrali gibi büyüleyici yapılar göz kamaştırıyor
Şehrin en büyük ve en yeşil alanlarından birisi olan Kadriorg Parkı, tertemiz havasıyla doğanın şehrin içerisinde de canlı kalabileceğini gösteriyor. Bunun yanında bu parkın içerisinde Kadriorg Sarayı ve Başkanlık Sarayı yer alıyor. Park Estonlar içinde çok ayrı bir öneme sahip bulunuyor. Her yıl Eylül ayında parkta yaza veda etkinliği yapılıyor ve şehirdeki herkes bu parka akın ediyor.
Tallinn genel itibariyle yeşil alanların çok fazla yer kapladığı şehir. Bu alanlardan birisi de içerisinde Eston kültürüne ait evlerin ve yapıların bulunduğu Estonya Açık Hava Müzesi’dir. Burada hem temiz havanın tadını çıkarabilir hem de Eston ve Baltık kültürünün izlerini daha yakından görebilirsiniz.