İSTANBUL- Prof. Dr. Akın, çevre kirliliğinin gıda kaynaklarını olumsuz etkilediğini, ağır metallerin de gıda kirlenmesine neden olduğunu belirtti.
Süt hayvanlarının ağır metal kaynakları olan yalama taşları, gübreler,
kanalizasyon atıkları, madencilik ve egzoz atıklarından uzak tutulması
gerektiğini kaydeden Akın, sütün taşınması ve işlenmesi sırasında metalik yüzeyler ve diğer metal kaynaklarla temas ettirilmemesine özen
gösterilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Süte ağır metal bulaşmasının sütün sağılması, taşınması, işlenmesi ve
muhafazası sırasında da gerçekleşebileceğini belirten Akın, Örneğin bir
teneke kovaya konulan süte ağır metal geçme riski vardır. Sütün arsenik,
kadmiyum, bakır, demir, cıva, nikel, kurşun ve çinko gibi ağır metallerle
teması sakıncalıdır diye konuştu.
ANİ ÖLÜME SEBEP OLABİLİR
Gıda maddeleri yoluyla vücuda alınan ağır metallerin, miktarına bağlı olarak ani ölüme bile sebep olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Akın, şunları kaydetti:
Çok önemli bir besin maddesi olan süt ve süt ürünleri, ağır metal bulaşma riski taşımaktadır. Ağır metaller süt ve süt ürünlerine bulaşma yoluyla geçmektedir. Süte ineğin yediği yemden ve sağıldığı kaptan taşındığı tanka kadar pek çok unsurdan ağır metaller geçebilir. İncelediğimiz süt numunelerinden bazılarında kritik değerin üzerinde ağır metal tespit ettik.
Bu durum ülkemizde sağlıklı süt üretim zincirinde önemli aksamalar olduğunu gösteriyor. Yani süt üretiminde halletmemiz gereken sorunlar var. Bunun için hayvanın yiyeceği yemden sütü saklama koşullarına kadar üretimin her aşamasında ürünün ağır metallerden uzak tutulmasına özel gösterilmelidir.
Süte bulaşan ağır metallerin peynirde de yüksek çıkabileceğini vurgulayan Akın, Ağır metallerin olumsuz etkileri özellikle merkezi sinir sistemi, karaciğer, böbrekler, dalak ve dolaşım sisteminde görülmektedir. Vücutta biriken ağır metaller sinir sistemi bozuklukları, baş dönmesi, iştahsızlık, kalp ve damar hastalıkları, kanser, anemi gibi pek çok hastalığa sebep olur dedi.