Spor turizmi cenneti Türkiye!..

Sabah yazarı Hıncal Uluç, “Spor turizmi cenneti Türkiye!..” başlıklı yazısıyla spor turzimin yazdı

İSTANBUL- Sabah yazarı Hıncal Uluç, “Spor turizmi cenneti Türkiye!..” başlıklı yazısıyla “Belek yöresine birkaç golf kulübü daha yapıldı ve sezon Antalya'da da spor sayesinde uzadı. Ama o yöre sadece golf değil, tümüyle spor turizmi için bir hazine…” yazdı

Hıncal Uluç’un yazısı şöyle:
Dünyayı gezdim. Dünyanın spor turizminden neler kazandığını gördüm.. Yazdım da.. Uzun uzun yazdım.. Birinde başarılı oldum sadece..

Mehmet Y. Yılmaz'la beraber, bir kış BMW'nin davetlisi Algarve'ye gitmiştik. Portekiz'in Antalya'sı.. Endülüslerden kalma adıyla Algarve, Batı demek, Arapça'da.. El Garp yani.. İberik Yarımadası'nda adı A ile başlayan her yer Endülüs Emevilerinden kalmadır..

Aynen bugünkü Side-Kemer arası gibi bir sahil.. Yan yana tatil köyleri ve hemen hepsinde bol müşteri var.

BMW'ciler herkese bir yeni model 735 verdiler.. "En iyi tanıma kullanma ile olur" dediler ve bizi Algarve yollarına saldılar. "Ben kullanmam" dedim ve Mehmet'in arabasına bindim. Geziyoruz. Bizim Antalya sahilleri bomboş, tatil köyleri hemen hemen tümüyle kapalıyken, Algarve nasıl çalışıyor.. Meraklıyız ya.. Araştırdık.. Hemen her tatil köyünün golf sahaları varmış. Gelenler golfçüler ve aileleri.. Yani dünyanın zenginler sınıfı bu golfçüler.

Golf sporu ile sezonu 12 aya çıkarmış adamlar.. Biz altı ayda kaparken..

Döndüm, yazdım Allah yazdım..

"Hıncal gözünü yeşile dikti" diyenler çıktı. Hatta çok saygın bir gazetemiz, golf parkuru yapmak için Akdeniz bitki örtüsü, maki denen benden kısa çalıları sökerken resim bastı ve "İşte yeşil böyle yok ediliyor" dedi.. Yeşilin asıl golf olduğunu öyle zor anlattım ki!. Bugün o gazete her gün Kemer Golf Kulübü'ndeki yerel turnuvaları yazıyor.

İlk parkur yaptıranlardan biriydi sevgili dostum, onun tatil köylerinde çok kaldığım Burhanettin Kaya..

O yaz sabahları beraber kahvaltı yapardık. Bir sabah kalktım. Baktım Burhan Bey yok.. "Erkenden kalktı, golf sahası yapımını görmeye gitti" dediler.. Hemen koştum. Baktım Burhan Bey lastik çizmeleri çekmiş, parkura girmiş, yeşil çimleri suluyor.. İnanmasının ödülünü gördü. Ötekiler de onu gördü. Belek yöresine birkaç golf kulübü daha yapıldı ve sezon Antalya'da da spor sayesinde uzadı..

Ama o yöre sadece golf değil, tümüyle spor turizmi için bir hazine..

Silyon tepesinden Aspendos'un oralara inen vadinin içinden akan ırmak, harika bir rafting parkuru.. Doğal..

Silyon'un tepesine bizi Mustafa Erdoğan kardeşim götürdü. (Anadolu Ateşi mucizesini yaratan ve hâlâ dünyada turlar atan adam..) Dört çekerli jiple çıktığımız tepede bir kent kurmuşlar.. Antik tiyatrosu var. Stadyumu var. Nekropolisi, yani mezarlığı var. Hayatı turizm olan, Turizm Bakanımız Silyon'a çıktı mı, orayı gördü mü acaba?. Bizim 4 çeker jiple zor çıktığımız o vadi yolu, hem manzarası, hem tarihi ile gerçek bir trekking parkuru üstelik..

Geçen yaz Türkiye turunu ekranda izlerken çıldırdım. Alanya- Antalya etabı, dört şeritli otoban gibi yoldan verilmiş.. Yahu hiç değilse Aspendos'un etrafında dolan.. Perge kalıntılarının yanından geç.. Side sahiline bak. Manavgat çavlanlarını göster..

Hayır.. Etap boyu otoban seyretti, ekranda izleyenler..

Spor turizmini ne yaptırarak, ne izleterek yapmayı bilmiyoruz. Bu ülkede ilk defa Alanya'da yapılan, koşarak gittiğim Uluslararası Triatlon Yarışmaları'nı bile yok ettik biz..

Şimdi Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Akdeniz Bölge Tatil Köyleri Başkanı Ferit Turgut, "Spor turizminin mimarları seyahat acenteleridir" demiş..

Hem de nasıl doğru bir laf.. Bugünkü Bakan Sayın Ersoy, ETS'nin başından geldiğine göre, hem de nasıl anlayacaktır, ne dediğini..

***

Tam bu satırları yazarken, çalışırken açılmayan telefonuma bir mesaj düştü..

"Hıncal abim, Mukadder Dayımı kaybettik.."

Nedir bu arkaya gidiyor, en sevdiklerimiz.. Mukadder Ağbi, İsmet Sezgin Ağabeyimizin kardeşi ve gelmiş geçmiş en başarılı Turizm Müsteşarı'ydı.

Bugün Kapadokya, resmi dili Fransızca olan bir Fransız tatil kenti gibiyse, Mukadder Ağbi sayesindedir.

Paris'te turizm müşavirimizken öyle çevre edindi, öyle sevdirdi ki kendisini, zamanın en büyük yönetmenlerinden Claude Lelouch'u bir bilimkurgu filmini, görünüşü zaten uzayda bir gezegen gibi olan Kapadokya'da çekmeye ikna etti. Gelmişken ona, yıllar yıllar bütün sefaretlerimizin 29 Ekim kutlama gecelerinde, yabancı konuklara o muhteşem Türkiye filmini de çektirdi..

Boş kaldıkça Ankara'da ona uğrardım. Nasıl hoşsohbetti..

Başımız sağolsun Murat.. Başınız sağolsun Türk turizmini kullanan ve kazananlar..

Işıklar içinde yat, Mukadder Ağabey!.

Manşetler

WTM 2024, Londra’ya 200 milyon Sterlin kazandırıyor
ABD’de yarın seçim var: Trump’la Harris kafa kafaya
Avrupa'nın en iyi, farklı altı kış dağ tatili yeri
Araba kiralamada sürücüleri en çok korkutan ülkeler
2025′te seyahat davranışlarında büyük değişim geliyor
Yeniden değerleme oranı yüzde 43.93 oldu.
Rize’de ‘Atmaca Güzellik ve Beceri Yarışması’ düzenlendi
Keşke bütün yıl festival olsa Picasso da var Hanzala da
Dünyanın geleceği Asya’dan doğuyor
Küresel ticaretin en dinamik 14’üncü şehri İstanbul