ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL - İstanbul’un Millenium İstanbul Golden Horn Oteli Genel Müdürü Orhan Yeşerenyuva’nın konuğu olarak yapılan aylık toplantısında Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu-FİJET, Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği-ATURJET ile uluslararası etkinlikler yapmak ve Türkiye’nin tanıtımına aktif bir şekilde katılmak için işbirliği kurdu. Ayrıca Skal Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç ve Skal İstanbul üyeleri FİJET, ATURJET işbirliğinde Skal Federasyon toplantısının Diyarbakır’da yapılması kararlaştırıldı.
Dünya Skal Onur Üyesi Somer Özkök, Skal Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç, Millenium İstanbul Golden Horn Oteli Genel Müdürü Orhan Yeşerenyuva, Skal İstanbul Başkanı Ata Eremsoy, Skal Dünya Geçmiş Dönem Başkanı Hülya Aslantaş, Anadolu Folk Topluluğu Sahibi Göksenin İleri
The Marmara ekibinin iki eski müdürü bir arada Faik Alsaç ve Orhan Yeşerenyuva
İstanbul Başkanı Ata Eremsoy “Türkiye’nin tanıtımı için tüm kuruluşlarla işbirliği içinde olarak Skal Türkiye’nin vizyonunu genişletiyoruz” dedi. İstanbul ATURJET Başkanı ve FİJET Yönetim Kurulu Üyesi Delal Atamdede “Skal gibi dünyada yaygın bir kuruluşun FİJET ve ATURJET işbirliğinde Türkiye adına daha da güçleneceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu. Atamdede, kuruluşlar hakkında bilgi vererek “Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’a Altın Elma Ödülü’nü vererek Türkiye’nin dünya turizminde önemini bir kez daha ortaya koyduk” dedi.
Skal İstanbul Genel sekreteri Can Arınel, ATURJET ve FİJET ile yaptıkları Diyarbakır gezisi hakkında bilgiler verdi.
Türk turizminin değerli yöneticilerinden Millenium İstanbul Golden Horn Oteli Genel Müdürü Orhan Yeşerenyuva, otelin en büyük özelliğinin arka tarafının İstanbul surlarına dayandığını ve 18 dönüm araziye yayıldığını, 6-7 tane ahşap tarihi binanın restorasyonu 68 adet rezidans yer alacak. Otel bölümü 29 odalı olarak planlandı. Bölgenin en değerli tarihi yapısını ise Bizans döneminden kalma Anemos Zindanları oluşturuyor. Ayvansaray Fatih’in İstanbul’u almasından sonra en önemli ticaret merkez olarak gelişen bir bölgedir. Şimdi ise turizm adına tesisler oluşuyor. Millenium İstanbul Golden Horn Oteli olarak bünyemizde yer alacak kafeler, mağazalar ile Balat’tan Ayvansaray’a uzanan bölgenin çekim merkezi haline geliyoruz’ dedi.
TANITIM VİDEOSU
Konak Oteli Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Gürsel, Mercure Istanbul City Bosphorus Hotel. Genel Müdürü Barış Özkan ve Genel Müdür Yardımcısı Cihat Arslan
İlk Skalite Ödülü’nü kazanın Anadolu Folk Topluluğu sahibi ve Türk turizminin eğlence yapısında büyük emekleri bulunan Göksenin İleri “Adım Başı Tarih" konulu video gösterisi ile hikayeler üzerine kurulu İstanbul’un tanıtımını yaptı.
ADIM BAŞI TARİH VİDEOSU
Turizmle ilgili bir anılarını ve İstanbul hakkında şunları anlattı:
İstanbul’un surları… Sorumlu devlet bakanlığı teklifi yapılıyor. Dünyanın en önemli stratejik surlarıdır. Kara surlarını geçmek mümkün değil Ayvansaray ve 6 km lik Haliç surları. Diğeriyle toplam 22 km dir. Kara surları en büyük savunma surlarıdır. Geçmek çok zordur. Bu her babayiğitin harcı değildir. Ama filmlerde bir okla geçiliyor. En güvenli bölge Ayvansaray-Eminönü arasındadır. İspanyol Yahudileri bu bölgeye yerleştirilince en sosyetik bölgesi oldu. Bu bölge kültür zenginliği olan ticari topluluklar oluşmuş.
HAYVANSARAY MI, AYVANSARAY MI?
Burası Hayvansaray’mış filer bakılırmış. Trakyalının birine “Nereye gidiyorsun?” diye sormuşlar “Hayvansaray’a gidiyorum” demiş… “İyi o zaman Ayvansaray’a gidelim” demiş…
Anadolu evlerinin dışarı açılan kapıların eyvan denir. Burası Sarayıın dışarı açılan kapısıdır.
ZİNDANLAR
Anemas Zindanları işkence müzesi haline getirilecekti. Aşağıya doğru 7 kattır. Çıkışı yoktur. Diğer katlar kapatılmış son 3 kat görülüyor. Zindanların 6 yy’da gizli kiliseler Krita olarak üst seviyedeki subaylar ve devlet büyüklerinin gömüldüğü yerler olmuş. Halk ise sur dışına gömülürmüş. Bölge İstanbul’a ticareti öğreten bölge olmuştur. Karagümrük, İstanbul’un ilk gümrük kapısıdır. Edirne ticaret yolunun başladığı yerdir.
ULU BAHTLI HASAN
Ulubatlı Hasan vardır. Tarihçiler yoktur vardır diye tartışırlar. Adı gerçekten bu mudur? Fatih Akşemsettin ile 53 gün izlerken. Surarın üzerinde sancağı görür . Akşettin’e sorar “Kimdir?” diye sorar. Akşemsettin bilemez. Fatih “Bahtı Ulu olsun” der. Ulubatlı olarak ismi kalır. Biz bazı isimleri severiz. Ulubatlı Hasan haline getirdik.
BİR GÖSTERİYİ 8 ACENTEYE NASIL SATTIM?
80’li dönemler. Karaköy Taksi beni aradı ve “ilk gemi geliyor bir halk oyunları gösterisi yap” dedi. “6 bin liraya yaparım” dedim. Pazarlık ettiler, bende “3 bin lira olsun” dedim. Arkasından İstanbıl Kültür Müdürü aradı “İlk gemi geliyor. Ekip gönderin. Ama paramız yok” dedi. “Kıyak olsun gönderiyorum” dedim.
Bir deniz acentesi aradı o da davet etti. “6 bin lira ama 4 bin olur” dedim. “Yarın zaten oradayız” desek hayali bitecek. “Tamam” dedim. 2 bin lira karda olduğu için kabul etti Gemide 15 yolcusu olan bir acente daha aradı. O da davet etti. “6 bin ama sana 3 bin” dedim. O da kabul etti. Böylece 8 acenteye 3-4 bin liradan ekibi sattık. Ertesi gün Karaköy”e gittik. Beni arayanlar şişe gibi sıralanmış yanyana duruyorlardı. Durumu anlamasınlar diye , yanlarına gitmemeye çalıştım. Güverteye yolcular doldu, Biz iskelede gösteriyi yaptık. O gün jest olarak yaptığım bu kadar güzelliğin karşısında 20 bin lira kazanmıştım.
KAYBOLAN VE UYUYAN AYI
Bende hikaye çok, Sheraton’da ayı kayboldu. Hilton’da bir ayı 35 bin sterlin tazminat ödenmesini engelledi. Size 35 bin sterlinlik ayıyı anlatayım.
Bir zamanlar İstanbul’un her tarafından ayı oynatılırdı. Onlar gitti ama ortalık başka ayılarla doldu. Hilton’un Genel Müdürü Yusuf Baloğlu ile İngiliz davetlilere güzel bir gece düzenledik.
Ben gösteri sonrası dinlenirken beni aradı. “35 bin Sterlin tazminatımız var. Ayı bulmamız lazım ayıyı unuttuk” dedi. “Ben anlamam programı bitirdim” dedim. Ama dinlemedi.
Yusuf Baloğlu son model Doğan almıştı. Atladık Edirnekapı’ya gittik. O zamanlar orada adam kesiyorlardı. Ortalıkta yan yatmış uyuyan bir sürü ayı vardı, ama sahipleri yoktu. Bağırmaya başladım “Ayıcı dayı… Ayıçı dayı…” Ama kimseyi bulamadım. “Gidelim” dedim. Yusuf Baloğlu, “Olmaz bulacaksın sana 10 bin lira veriyorum” dedi.
Bağırmaya devam ettim ortaya bir adam çıktı . derdimizi anlattık “Ayılar uyuyor dedi. Yusuf Baloğlu ayıcıya “10 bin lira veririm” dedi. Sonunda ayıyı bulduk. Son model Doğan’ın arka tarafına ayı oturacaktı. Biri geldi “Bende kamyonet var” dedi. Yusuf Baloğlu, “Sen kaç para istiyorsun” diye sordu o da “10 bin lira” dedi. Ayıcıların yardımıyla ayı kamyonete yüklendi. Uyuyan ayıyı alıp Hilton’un bahçesinden mutfak tarafına girdik. Ayı hala uyuyordu. Ayıcıya “Bu ne zaman uyanır” diye sorduk “Sabah 9’da..” dedi. “Ayı kahvaltıyı ne zaman yapar” dedik. “Öğlene doğru” dedi. Çaresiz kalmıştık. Soğuk sular, buzlar alıp getirdik. Ayıyı uyandırmak için koltuk altına ve her yerine koyduk. Ama ayı bir türlü uyanmadı. Sonunda bir halı getirdik. Ayıyı üzerine ittik. Dört garsonun yardımıyla çeke çeke ayıyı İngiliz grubun ortasına getirdik. Ayıcıya “Haydi bir şey yaptır” diyoruz. “Ne yapayım. Bir ayağa kalksa herşeyi yaptırırım. Kaynanalar nasıl bayılır filan…” Bir taraftan İngilizler soruyordu “Bu ayı ayağa kalkıp bir şey yapmaz mı?” diye. Ayıcı bir yandan ayıyı uyanması için dürtüyordu. Herhalde ayı yapılanlardan sıkıldı ve bir ara ayağa kalktı. Bir iki homurdandı ve yerine oturdu. İngilizler heyecanlanmış ve ürkmüşlerdi. Ayının bu hareketi bize yetmişti. Böylece 35 bin sterlini kurtardık.