İSTANBUL- Seks işçileri, pandemi yasaklarının sora ermesiyle birlikte gece kulübü sahipleri tarafından tehdit edilerek mekanlarında çalıştırılmaya zorlanıyor. Gece kulübü sahipleri, “Bu cadde ve sokak için bedel ödedim” diyerek seks işçilerini zorla hem mekanlarında çalıştırıyor hem de içki almaya zorlanıyor.
Artı Gerçek’e konuşan ancak güvenlik nedeniyle isminin gizli kalmasını isteyen bir seks işçisi, kendilerine dönük bu tarz baskıların her zaman yaşandığını ancak pandemi yasaklarının bitmesiyle çok daha fazla arttığını söyledi. “Translar olarak toplumun gözünde bir yüz karası olarak adlandırılıyoruz ama gece kulübü sahipleri bizleri kulüplerinde çalıştırabilmek için kendi aralarında savaş veriyorlar. Ama onların gözünde biz birer ahlaksız insanlarız” diyen seks işçisi, mekan sahiplerinin, seks işçilerini kendileri için bir kazanç elde etme kapısı olarak gördüklerini söyledi.
‘BİZİ HER ŞEKİLDE TEHDİT EDİYORLAR, HER ŞEKİLDE!’
Seks işçisi, “Ama aynı zamanda biz onların işçileri gibi bir şeyiyiz. Köle gibiyiz. Onlar ne derse odur. Bunu a,b,c kulübü için demiyorum. Bizim camiamızda olan kulüpler için söylüyorum. Biz onlar için bir köleyiz. Dövülüyoruz, tehdit ediliyoruz. Başka çaremiz kalmıyor. Ya onların dediğini yağacağız ya da bu yerden gideceğiz. Sistem şudur: İçki satıyorlar zorla. Zorla dayatılıyorlar. Gitmediğin zaman içki ceza yazıyorlar. Bir adat değil 3-4 adet işki almak zorunda kalıyoruz. Ayrıca bizleri her şekilde tehdit ediyorlar, her şekilde… Biz ailemize bakıyoruz. Bizler kendimiz geçindirmek zorundayız. Korkudan onların dediğini yapmak zorundayız.
İtiraz ettiğimizde bir sürü olaylar yaşandı. Arkadaşlarımız bıçaklandı. Birçok arkadaşımız farklı farklı yerlere gitti. Cesaretli insanlar mücadele veriyor korkan insanlar kaçıyor. Adamlar diyor ki; ‘biz bu caddeye, sokağa bedel ödedik bu cadde üzerinden kim varsa kulübe gelmek zorunda’. Kulübe çağırıyorlar, kabul etmediğin taktirde herkesin içinde seni dövüyor” diye belirtti.
Üzerlerindeki baskı ve tehdide dair defalarca savcılığa giderek şikayette bulunduklarını ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını vurgulayan seks işçisi, sonuçsuz kalan yargı sürecinin, üzerlerinde baskı kuran bu erkekleri daha da cesaretlendirdiğini söyledi.
Devletin bu duruma göz yumduğunu söyleyen seks işçisi, “Onların –gece kulübü sahipleri- demek ki güvendikleri birileri var ki bunları yapabiliyorlar. Çünkü devlet her zaman 18 yaşında ama devlet bile göz yumabiliyor bazı şeylere. Biz yıllardır karakola gidiyoruz. Ne oldu? 40 arkadaşımla birlikte Çağlayan Adliyesi’ne giderek şikayette bulunduk. Ne oldu? Bittiler mi hayır. Bizim hayatımız o kadar kötü ki. O yüzden biz her zaman tehdit altındayız. Bu nasıl düzelir bilmiyorum, ama bu böyle devam edecek diye düşünüyorum. Hele bizim adalet sistemi o kadar ağır işliyor ki birini şikâyet ediyorsun 4 ay 5 ay sonra dosya açılıyor. 5 aya kim öle kim kala” dedi.
Gece kulübü sahiplerine haklarında şikayette bulunacaklarını ifade ettikleri zaman kulüp sahiplerinin, “Kime şikayet ederseniz edin, karakol orada” dediklerini dile getiren seks işçisi, uzun zamandır çalıştığı gece kulübü sahibiyle aralarında geçen diyaloğu ise şu sözlerle aktardı:
‘SORSAN ÇOK NAMUSLU İNSANLAR!’
“Ben neyle karşılaştım biliyor musunuz? Benim çalıştığım kulüp sahibine tehdit edildiğimi söyledim. Dedim ki ‘ya bu iş nasıl olacak, neden bir çözüm bulmuyorsunuz?’ Bana dedi ki ‘Ya benim ağabeylerim var. Ağabeylerimle travesti muhabbeti mi yapayım’. ‘Abi sen ne diyorsun ya benim üzerimden 10 yıl ekmek yediniz, 10 yıl. Şimdi travesti mi olduk’. Sorsan çok namuslu insanlar ama onların gözünde biz ‘şuyuz, buyuz’. Ama bizi paylaşamıyorlar, bizim için savaş veriyorlar. Kulüpler birbirine girecek neredeyse. O kadar çok şey var ki anlatamam.”
İKİYÜZLÜ POLİTİKLARI TEŞHİR EDİLMELİDİR
LGBTİ aktivisti Yıldız İdil Şen, özellikle seks işçisi transları hedef alan bu saldırıların münferit olmadığını ve arkasın da örgütlü bir devlet mekanizmasının olduğunu belirtti.
İdil Şen, “Mafya-Devlet ilişkisi her geçen gün açığa çıkan devlet, LGBTİ+'ları hedef göstermeye devam ediyor. Daha önceki süreçlerde çok açıktan yapılmasa da paramiliter ve mafya çeteler ile bu saldırıları gerçekleştiren iktidar 'Toplum Hassasiyeti' gibi söylemler ile artık LGBTİ+'lara yönelik bir cihat çağrısı yapmış oluyor. İktidar, seks işçiliğini kriminalize ederek dezavantajlı kimlikler üzerinden iktidara tutunmaya çalışıyor. Her şehrinde genelevi bulunan bir ülkede cadde de çalışan translar hedef gösterilip saldırıya uğruyorsa bunun sadece ‘ahlaki’ boyutu dışında yaşatılan bir transfobi olduğunu okumak zor değil. İkiyüzlü politikalarına bizleri çerez olarak gören, siyaset masaların da varoluşlarımızı meze yapan bu sisteme karşı isyanımız var. Bizlere, en güvenli alan gördüğümüz yaşam alanlarımızda dahi saldıran, hedef gösteren, kriminalize eden bu devlet teşhir edilmelidir” diye konuştu.