KANGAL / SİVAS. - Türkiye Kaplıcalar Birliği (TÜRKAP) üyesi ve Ünsallar A.Ş Yönetim Kurulu üyesi Fuat Ünsal, sedef hastalığı başta olmak üzere birçok cilt hastalığına Kangal Balıklı Kaplıca ile doğal tedavi sunulduğunu söyledi.
Kaplıcanın sadece Türkiye'de değil tüm dünyada önemli bir sağlık merkezi haline geldiğini vurgulayan Ünsal, "Yan etkisiz ve tamamen doğal tedavi yöntemi sunmamız, Balıklı Kaplıca'nın sağlık turizmindeki yerini sağlamlaştırıyor" dedi.
Balıklı Kaplıca'nın 3 yıldız standartlarında bir konaklama tesisi sunduğunu ve Türkiye’deki devlet adamları, sanatçılar ve toplumun her kesiminden ziyaretçi ağırladığını belirten Ünsal, kaplıcanın sedef hastalığı tedavisinde Türkiye’de öncü konumda olduğunu ifade etti. "Sedef hastalığı için yan etkisiz ve doğal tedavi sunan tek merkez olarak, hem sağlık hem de turistik nedenlerle ülkemize büyük bir talep yaratıyoruz" diye konuştu.
Balıklı Kaplıca’da uygulanan 21 günlük tedavi programının, uzman doktorlar ve bilim insanları tarafından hazırlandığını aktaran Ünsal, bu programın selenyumlu su, balık tedavisi ve ultraviyole ışınlarının birlikte kullanılmasıyla yüzde 100’e varan olumlu sonuçlar verdiğini söyledi. Ünsal, "Personelimiz bu tedavi programına göre eğitilmiştir, hastalarımızın sağlığı için en iyi sonuçları almaktayız" dedi.
Kültürel katkı ve istihdam sağlıyor
Ünsal, kaplıcanın, il ve ülke çapında döviz girdisi sağladığını belirterek, yabancı turistlerle kurulan iletişim sayesinde kültürel değişim ve gelişim açısından önemli bir rol oynadıklarını vurguladı.
Tesisin, tamamen kendi öz sermayesiyle işletildiğini ve devletten teşvik almadığını da ifade eden Ünsal, "Kendi kaynaklarımızla faaliyet gösteriyoruz ve turizme katkımızı ulusal ve uluslararası fuarlar, sosyal medya ve TV programları aracılığıyla duyuruyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Ünsal, yaz aylarında yüzde 100 doluluk oranına ulaştıklarını belirterek, kış aylarında bu oranın düştüğünü ifade etti. Yılın her döneminde kaplıca suyunun içeriğindeki zengin mineraller sayesinde tedavi sürecinin aynı verimle sürdürüldüğünü ifade eden Ünsal, “Sedef hastalarının dünya çapında Balıklı Kaplıca’yı duyduğunu vurgulayan Ünsal, "Her hastamızı memnuniyetle tedavi etmekten mutluyuz. Ancak kaplıcamıza ulaşamayan hastaların da bu doğal tedavi imkanından faydalanmasını arzuluyoruz. Uluslararası bir tedavi merkezi olmamız, hem hastalar için hem de ülkemizin tanıtımı açısından büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Kangal Balıklı Kaplıca
Sivas İli sınırları içerisinde; İl merkezine 90 km uzaklıktaki Kangal İlçesinin 13 km kuzeydoğusunda bulunan Hamam Deresi (Topardıç Deresi) vadisinde yer alan, Balıklı Çermik- Yılanlı Çermik adlarıyla da anılan kaplıcadır.Balıklı Kaplıcanın bulunduğu vadi boyunca güneye doğru gidildikçe diğer bazı kaynaklara da rastlanmaktadır. Bunların debisi en fazla olanı; Kangal İlçesine bağlı Kalkım Köyünde bulunan Kalkım Kaplıcası'dır. Bu Kaynak suyunda da Kangal Balıklı Kaplıca da yaşayan aynı tür balıklara rastlanmaktadır. Rakımı 1425 m olan Balıklı Kaplıca da kaynaklar, kuzey-güney doğrultusunda dizilmiş olup 5 ayrı yerden kaynak almaktadır. Kaplıca suyu aslında belirli bir kaynak noktasından çok, kum taşları arasından yaygın olarak yüzeye çıkmakta ve dere kenarı boyunca sızıntılar oluşmaktadır. 1917 yılında sazlık bir alan olan kaplıca, 1966 yılında dört adet havuz ve iki katlı 16 odalı bir motel ile hizmete açılmıştır.Günümüzde ise dört kısım otel, altı havuz, 16 adet özel banyo, lokanta , market ve çay bahçesi hizmet vermektedir.
Kangal balıklı kaplıca, ülkemizde deri hastalıklarından; Sedef Hastalığı (Psoriasis) Ve romatizmal hastalıkların tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır.Bu kaplıcamızın önemi; suyun kimyasal özelliklerinden ve içinde yaşayan balıklardan ileri gelmektedir. Kaplıca suyunun 35+ 0.5 olması ve kimyasal içeriği nedeniyle çeşitli hastalıkları tedavi edici yöre halkı tarafından bilinmekte olup, bu tedavi özelliğinin tüm ülke ve dünya geneline yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır.Diğer taraftan kaplıca suyunda yaşayan balıkların insan vücuduna saldırırcasına gelmeleri hastalıkların bu balıkların iyileştirdiği düşüncesi de oldukça yaygındır. Kaplıcanın bu yönü araştırıcıları fi ziksel, kimyasal, jeolojik, biyolojik ve klinik bulgular elde etmeye yönlendirmiştir.Diğer taraftan pek çok cilt hastası ( Yurt içinden-Yurt dışından ) kaplıcaya gelmekte ve belirli sürelerle havuza girip 'Balık-Su' tedavisi gördükten sonra iyileştiklerini ifade etmektedirler. Kaplıcanın 2003 tarihinde Sağlık Bakanlığı Tarafından Sağlık tesisi olarak tescili yapılmıştır.
Kangal Balıklı Kaplıcası-Tedavi Edici Özellikleri
Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, nörolojik ( Nevralji, Nevrit, Felç ) ortopedik ve travmatolojik sekellerde (kırıklarda, eklem travması ve kas hastalıkları) Jinekolojik sorunlarda, deri hastalıklarında, böbrek taşlarında (içme ile) ve psikosomatik bozukluklarda yaralı olduğu rapor edilmiştir. Ancak psoriasis (sedef hastalığı) kaplıcayı tedavi yönünden en popüler kılan hastalık olmuştur. Bu tedavide balıklar suyun etkisiyle yumuşayan psoriatik plaklara ( ya da diğer hastalıklarının plaklarına) yönelmektedir. Yumuşayan kabuklar balıklar tarafından besin amacıyla uzaklaştırılmakta, bu esnada ufak bir kanama olmakta ve yara, su ile gün ışığının etkisine maruz kalmaktadır.Bu işlem ayrıca apsesi olan hastalarda irinin akmasına neden olmaktadır. Bazı hastalıklarda tropikal uygulanımının yararlı olduğu bilinen selenyumun yara iyileşmesinde en önemli etken olduğu bildirilmiştir. Türkiye dışından gelen gözlemciler ve bu suyu tecrübe eden hastaların balıklardan hoşnut olduklarını ve hayal kırıklığına uğrayan hiçbir hastalığın olmadığını bildirmişlerdir.
Yöresel olarak 'Doktor Balıklar' diye tanımlanan kaplıca suyunda yaşayan balıklara duyulan ilgi nörolojik ve romatizmal hastalıkları olan insanları bu kaplıcaya çekmektedir.Sadece insanlar değil, sağlıklı olan kişiler de doktor balıkları görmek amacıyla kaplıcayı ziyaret etmektedir.