Seçim tenceresinde pişenler

Can Pulak

Seçimin tansiyonu,nabzı ve ateşi giderek yükseliyor.
Listeler açıklandı ve sıralamalar belli oldu ya,partilerin içinde ve dışında hareketler hızlandı,çatlak sesler arttı. Üzülenlerden,sevinenlerden,durumunu garantide görmeyenlerden geçilmiyor şimdi.Bu durum her partide gözleniyor.Hala Cumhurbaşkanının diplomasının olmadığını ısrarla söyleyenler var.Bu yüzden adaylığının geçersiz olduğunda direnenler var.Ama Yüksek Seçim Kurulu öyle düşünmüyor olmalı ki,kestirmeden ilan ediverdi sonucu. Aslında Türk demokrasisi açısından utanç verici bir durum. Diploma varsa vardır,yoksa yoktur.Varsa,Yüksek Seçim Kurulu kararıyla beraber diplomanın aslı da gösterilir millete,olur biter.Eğer tartışmalı durum sözkonusuysa,öyle bir çırpıda alınıp,ilan edilmez sonuç.Neyse iktidar da razı, muhalefet de razı ki sonuca ,bu konuda fazla bir gürültü kopmadı.

Benzer sorun,Cumhurbaşkanının üçüncü kez seçiminde de ortaya çıktı.Anayasaya açıkça aykırı olmasına rağmen, siyasi sihirbazlıkla hemen çözüldü sorun.Ülkenin kıdemlı ve deneyimli hukukçuları (olmaz)derken,bir bölümü de (bal gibi olur)fetvası verince,Anayasa elbirliğiyle rafa kalktı ve AKP Başkanı üçüncü kez Cumhurbaşkanlığına soyundu. Bu sefer kısır bir kampanya ve açılış görüntüleriyle mitingler ve tartışmalı kalabalıklarla çıkıldı sahneye.Yerli ve milli otomobil,üzerinde uçağın inemeyeceği bir uçak gemisi projeleriyle bir bardak suda fırtına koparıldı.Milletin ağzı da torba değil ki büzesin.Yok otomobiller İtalya’dan Tır’la getirilmiş,yok fabrikanın bahçesinde imalatı bitirilmiş tek bir araç görülmüyormuş,yok uçak gemisi değil,uçak maketi gemisiymiş yapılan.Daha neler…Şöyle yada böyle elimizde mükemmel ve büyük bir amfibi gemimiz var artık.Seçim nedeniyle amfibi gemisini uçak gemisi yapıverdik.Ne olmuş yani?

Ilımlı İslam hareketi Erbakan döneminde takunya ile yola çıkmıştı.Sonradan türban oldu simge.Şimdi de seccade..Seccadeyi oya çevirmek için ne mümkünse yapılıyor.Dini siyasete alet etmenin cezasını çok ağır ödedik.Yetmedi de,şimdi seccade ile mi devam edeceğiz?Hele şu Hüda-Par işine ne demeli?Hem HDP’ye (terörist parti)diye hücum edeceğiz,hem de Hüda-Par ile dini nikah kıyacağız.Al birini,vur ötekine…Hüda-Par, Beşiktaş’ın Çarşı Grubu gibi her şeye karşı.Kadınları yok sınıfına atmışlar,haklarını ise hiçe saymışlar.Ellerinde olsa,hilafetin bayrağını dikecekler Meclis’in bahçesine. Ama öyle yağma yok.Hüda-Par’ı paramparça eder kadınlar. Edecekler de,göreceksiniz...Dün AKP’den Özlem ve Derya Hanımlar karşı çıkmıştı.Bugün Emine ve Sümeyye hanımlar da itiraz ederler.

Yüksek seçim kuruluna verilen listelerde kadın aday sayısı azalmış.Yine en çok AKP’de var.Bir yandan kadın haklarını garantiye alan İstanbul sözleşmesini feshediyorlar,diğer yandan kadınların ağzına bir parmak bal sürüyorlar..Bu ne perhiz,bu ne lahana turşusu..Birkaç dönemdir görev yapan kıdemli milletvekillerini gönderen partilerin başında da AKP görünüyor.Onu CHP ve İyi Parti takip ediyorlar.İyi Parti 36 milletvekilinden 25’ini liste dışı bırakmış.CHP ise 64 mebusa veda ederek,neredeyse Meclis grubunun yarısını değiştirmiş.Bizim seçimlerimiz de bir alem,seçim sistemimiz de.Aklı basmıyor kimsenin.Oy vereceğimiz partiyi biliyoruz da,kişiyi tanımamışız ve hayatta hiç görmemişiz bile.Bu nasıl seçimdir ve söylermisiniz neresi demokratiktir?

Ankara’da oturmuşlar,birkaç kişi belirliyor isimleri ve kaderleri.Siz istediğiniz kadar iyi yetişin,ağzınızla kuş tutun,onları aşamadınız mı Meclis’in bahçesine ancak ziyaretçi olarak gidebiliyorsunuz.Genel Başkan alnınıza mührü basarsa ve sıradaki yerinizi üste çekerse,tebrikleri sandıktan çıkmadan da kabul edebilirsiniz artık.Peki delegeye ne oluyor,ön seçim niye yapılmıyor ki partilerde?Önü arkası yok işte,bizde seçim dediğin böyle oluyor dostlar.Ya bu deveyi güdersin yada çeker gidersin.Genelde çekip gidiyor herkes…

Ülkeye hizmet etmek,yararlı olmak,taşın altına elini sokmak gibi kutsal amaçlara açık değil yollarımız..Hele bir niyetlenin bakalım,başınıza gelecekler pişmiş tavuğun başına bile gelmez.Size mi kalmış ülkeye hizmet duygusu ve heyecanı?Herkes haddini ve yerini bilecek.Seçim Kanunu ile siyasi partiler kanunu öylesine ustaca hazırlanmış ki,ülkeye hizmet için yola çıkanın kafayı duvara vurmaması mümkün değil.Siyasete girebilmek ve bir yere seçilebilmek için,yüz fırın ekmek yeseniz bile yeterli olmaz.Oyunu iyi bilecek,kuralları iyi öğrenecek ve erken öten horozun sonunu iyi hesaplayacaksınız.Sahada adamınız,cebinizde büyük paranız ve aileden asaletiniz yoksa,siz de yoksunuz demektir.Buna siyasette(ufak at civcivler de yesin) diyorlar.

Bu seçim kampanyalarında vaadler havada uçuşup duruyor.Olmayan paralar hovardaca savruluyor millete. Emeklisi de emeksizi de,işçisi de memuru da,genci de yaşlısı da,çiftçisi de köylüsü de yararlanıyor bundan.Biz severiz ağalığı ama siyasettekiler züğürt ağalar.Kimin parasını kime dağıtacağız?AKP parayı tüketti,üstelik torunlarımızın bile ödeyemeyeceği bir borcun altına yatırdı ülkeyi.Peki Kılıçdaroğlu neye güvenerek millete söz veriyor?Deprem evlerini bedava yapacağız,emeklilere 15 bin lira vereceğiz.Çiftçinin borcunu sileceğiz.Kredi kartı borçlarını affedeceğiz..Neyle yapacaklar bunu,hangi parayla yapacaklar?Kılıçdaroğlu 300 milyar dolar bulmuş. Televizyonlarda ilan ediyor.Kim kaybetmiş de Kılıçdaroğlu bulmuş 300 milyar doları?Bu devirde,günümüz dünyasında kim kime bu parayı verir?AKP’nin palavralarına alışmıştık ama,CHP’ninkini yeni duyuyoruz işte.Keşke bulsa da Kılıçdaroğlu,rahatlasa devletimiz ve milletimiz…

Olmayacak duaya amin demeye hazır,ellerimizi havaya kaldırmış bekliyoruz.Atma Recep din kardeşiyiz diyorduk şimdiye kadar.Anlaşılan bundan sonra (Atma Kemal din kardeşiyiz)diyeceğiz…