İSTANBUL- Disney’in Ermeni lobisinin baskısının ardından Atatürk dizisini yayınlamama kararına tepki gösteren Ermeni besteci Jerry Hırimyan, sessizliğe bürünen sanat dünyasını da eleştirdi. KARAR’a konuşan Hırimyan: “Şaşırıp kaldım, Atatürk’e sahip çıkılmamasını acizlik olarak görüyorum. Atatürkçüyüm diyorsak, laf değil, icraat önemli. Tam ayağa kalkacak zamandı. Atatürk’e şimdi sahip çıkmazsan ne zaman çıkacaksın? Kararı bir basın toplantısı ile protesto eden sanatçı görmedik mesela. Nerede bu sanatçılar
SALİHA SULTAN
Dijital yayın platformu Disney Plus’ın ‘Atatürk’ dizisini yayınlamama kararı ve bu kararın arkasında ABD’deki Ermeni lobisinin baskısı olduğu iddiasına tepkiler sürüyor. Peki, Disney’in söz konusu iddiayı yalanlamadığı ve çığ gibi büyüyen tepkilere rağmen geri adım atmadığı bu kararı karşısında Türkiye’de yaşayan Ermeni sanatçılar ne düşünüyor? Bu soruyu Atatürk ve vatan sevgisini daha önce Mustafa Kemal Paşa, 15 Temmuz marşlarıyla gösteren, İstanbul doğumlu Ermeni Besteci Jerry Hırimyan’a yönelttim. Telefonla görüştüğüm Hırimyan, sorum karşısında öncelikle lobi iddiasına ilişkin kendisinin de bir araştırma yaptığını belirterek, “Ben de bu iddiayı araştırdım ve doğru, lobinin baskı yaptığını öğrendim” dedi. Hırimyan, “Bunu öğrenince ne hissettiniz?” soruma şu yanıtı verdi:
“Biraz daha uzaklaşıyoruz dedim kendi kendime. Oysa, Avrupa’daki Ermenilerin itirazına oradaki yüzde yüz herkes katılıyor demek değil. Burada da bir şeyler oluyorsa o da yüzde yüz demek değil. Bunlar diyalog, kültür, eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor.” Hırimyan’a İstanbul’da bir araya geldiği Ermeni vatandaşlarımızın iddiayı nasıl değerlendirdiğini de sordum, şunları aktardı: “Bazıları ‘gereksiz, faydası olmayan bir itiraz’ diyor, kimi de ‘onların görevi o’ diyor. Bu lobi denilen gruptakiler sahipsiz doğmuşlar çünkü. Belli bir kitle bu grup, o grupta Rum da var, Yahudi de var Ermeni de var. Karışık bir grup.”
‘BASIN TOPLANTISINDA PROTESTO EDİLMELİYDİ’
Disney’in diziyi yayınlamama kararı, sanat dünyasında da sessizliğe neden olmuş, birçok sanatçı tepkisizliği nedeniyle eleştirilerin odağı haline gelmişti. Hrimyan’a bu konu hakkında ne düşündüğünü de sordum, tepkisi sert oldu: “Şaşırıp kaldım, Atatürk’e sahip çıkılmamasını acizlik olarak görüyorum. Atatürkçüyüm diyorsak, laf değil, icraat önemli. Tam ayağa kalkacak zamandı. Atatürk’e şimdi sahip çıkmazsan ne zaman çıkacaksın? Üstelik sahip çıkılmasını istemeyen kitlenin eline de büyük bir koz vermiş oldular. Onlarda da ‘Artık Atatürk’ten vazgeçtiler’ intibası yaratıldı. Disney’in Atatürk dizisini yayınlamama kararını bir basın toplantısı ile protesto eden sanatçı görmedik mesela. Nerde bu sanatçılar?”
‘UYUYAN GÜZELLER UYANIR İNŞALLAH’
Hrimyan, Disney’in Atatürk dizisini yayınlamama kararının önemsenmemesinin büyük bir hata olabileceği düşüncesini dile getirerek, şu görüşlerini aktardı: “Çünkü dünya siyasetinde ufak şeylerle başlar bu konular. Bu belki ufak bir mesele gibi görülüyordur. Ama bu bir yapılandırmadır belki, ufak bir kıvılcımdır. Derin siyasetin içinde neler olduğuna hep sonradan şahit oluyoruz. Bu kıvılcımın ateş olmasına sebep vermemeliyiz. Birlik ve beraberliği sağlamalıyız. Bizim bu duruma düşmemizin sebebi uyuyan güzellerimizin olması, bu uyuyan güzeller uyanır inşallah.”
Atatürk’ü ve Türkiye’yi çok sevdiğinin altını çizen Hırimyan, bir Türk vatandaşı olarak bu ülke için elinden gelen her şeyi yapacağını vurgulayarak, son olarak şunları kaydetti: “Kurucusu olduğum Hoşgörü Hareketi Derneğimizin her dilden, her milletten üyesi var. Biz dost ve kardeşiz birimizin parmağı kırılsa hepimizin canı acır. Böyle insanlarız. Bir ay evvel Hatay’daki depremzede kardeşlerimiz için konser verdim, oraya bir tır dolusu acil ihtiyaç gönderdik. Bütün patrikhaneler koli koli gıdalar yolladılar. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak üzerimize düşeni, medeniyetler şehri Hatay için elimizden ne geliyorsa onu yaptık. Yapmaya da devam edeceğim.”
Ermeni Gregoryen cemaatinin de önde gelen isimlerinden olan Hrimyan, iddiaların arkasındaki söz konusu ‘lobi’ye dair de şu gözlemlerini aktardı: “Avrupa ziyaretlerimde birçok Ermeni ile görüştüğüm oldu. Çoğu yetimhanelerde büyümüş, annesi babası nerede bilmeyen kişilerdi. İçlerinde bir ukte var, kendilerini bu konularda görevli sayıyorlar. Katıldığım toplantılarda işin hakikatini anlattım ama anlatmakla olmuyor, çünkü birileri başka şeyler yapıyor. Bu sorun diyaloglarla, sanatsal yaklaşımlarla aşılabilir. Yoksa kişiler kötülüklerinden yapmıyor bunu. Onları kazanmak lazım diye düşünüyorum, bana göre sevgi her kapıyı açar.”
‘100. YIL MARŞI BESTELEYECEKTİM, VAZGEÇTİM’
Hrimyan, konu açılmışken, Türkiye’deki Atatürk ikilemine dair kendi üzüntülerini de dile getirdi. Geçen yıl bestelediği Mustafa Kemal Marşı’ndan örnek veren Ermeni besteci Hırimyan, şunları söyledi: “Konservatuarlardan, üniversitelerden, sanat dünyasından birçok kişi bestemi çok beğendiğini dile getirdi, tebrik etti. Yobaz kitleler tarafından hakarete varan söylemler de, ‘Sana mı düştü Mustafa Kemal Marşı’ diyenler de oldu. Atatürk, birçok devletin ‘Bizim de böyle bir liderimiz olsaydı keşke’ dediği bir lider. Ben insanlarımızı birleşmeye çağıran bir marş yaptım. Marşı, Atatürkçü Düşünce Derneğine de yollamıştım mesela, sevineceklerini düşünmüştüm. ‘Beğendik, başkana yolladık, size döneceğiz’ dediler. Başkanı da ben aradım, ‘Sizi arayacağım’ dedi bir sene oldu daha aramadı. 15 Temmuz Türkiye Demokrasi Marşı yazmıştım, o bütün kanallarda çıktı. Mustafa Kemal Paşa Marşı’nı ise biri KARAR olmak üzere sadece iki üç basın kuruluşu gördü. Bu acı bir şey. 100. Yıl Marşı da yazacaktım, şiirini yazmıştım ama sonra vazgeçtim. Yazın ortaya çıkan çakkıdı çukkudu şarkılara herkes daha fazla itibar gösteriyor. Bu yüzden heyecanımı kaybettim. Kalbimin içinde o, ama sanatçının beklediği para pul değil takdirdir.”