Prof Dr. Emre Alkin:  Dipte sürükleniyoruz

Prof Dr. Emre Alkin: Aslında söylenecek fazla bir şey yok. dipten toparlanma değil, dipte sürüklenme yaşandığını net olarak görüyoruz.

İSTANBUL- Prof Dr. Emre Alkin:  Dipte sürükleniyoruz. Aslında söylenecek fazla bir şey yok. dipten toparlanma değil, dipte sürüklenme yaşandığını net olarak görüyoruz.
Türk Yatırımcıların ve Yerleşiklerin yüksek seviyede Dolar almaları sebebiyle satmak için hazır beklemeleri, kurlar üzerinde baskı yaratıyor. Diğer taraftan döviz satın almak isteyenlerin elinde yeterince TL olmaması kurların yükselmesini önlüyor. Bayram tatilinde 5.60 ‘lar seviyesinde gelen Dolar/TL’den piyasalar açılır açılmaz istifade etmek isteyenlerin satışları da, spekülatif bir atak yaşanmasını engelleyen başka bir gelişme.

Bunlar olup biterken, Türk Bono ve tahvillerine olan ilginin arttığını da görüyoruz. Birçok Avrupa ülkesinde Tahviller negatif faiz seviyesinde işlem görürken, Türkiye’de gösterge tahvilin % 15 seviyesinde olması yatırımcıları cezbediyor. Elbette bu ilginin büyük bir kısmı TL’nin diğer ülkelere göre pozitif ayrışmasından kaynaklanıyor.

“Dipte sürükleniyoruz…”

İşsizlik rakamlarının veya bütçe performansının bir önceki aylara göre daha pozitif görünmesinin piyasalar üzerinde fazla bir etki yarattığını düşünmüyorum. Çünkü bu gelişmelerin geçici olduğunu her iki datanın gerisindeki detaylardan görebiliyorum. Ancak “mevsimsel düzeltme” yaklaşımını işsizlik gibi parametrelerde fazla gerçekçi bulmadığımı söyleyebilirim. Şubattan itibaren Ekim sonuna kadar Turizm Mevsimi bahane edilerek yapılan düzeltmelerin var olanı daha kötü göstermekten öteye geçen bir yanı olmadığı gibi, gerçekçi de değil.

Bu adeta Şubat-Ekim döneminde otelde işe başlamış bir kişiye “aslında sen çalışmıyorsun” demek gibi. Sonuçta mevsimlik iş bulmuş kişi de bir “çalışan” olarak değerlendirilir ve “sezon bitince nasıl olsa işsiz kalacaklar” diyerek hesap yapılamaz. Aynı durum büyüme rakamları için de geçerli. Bazı sektörlerin mevsimlik aktivitelerine göre düzeltme yapılarak büyüme rakamı hesap edilmesi doğru değil. Bir çeyrekten diğer çeyreğe yapılan bu hesaplamalar araştırmacıları doğru bir yöne götürmüyor. Yan daha karamsar ya da mesnetsiz şekilde iyimser değerlendirmelerin ortaya çıkmasını sağlıyor.

Sanayi rakamlarına gelince: Aslında söylenecek fazla bir şey yok. dipten toparlanma değil, dipte sürüklenme yaşandığını net olarak görüyoruz.

Özetle, kısa işlem haftasını kapatırken Arjantin Dalgasından Türkiye de etkilendi desem yanlış olmaz. Ancak söz konusu etki hisse senetlerinde sınırlı kaldı diyebilirim.

Prof. Dr. Emre Alkin

Manşetler

Türk medya devi Can Grubu’na satıldı
Roma'nın ünlü 'Aşk Çeşmesi' yeniden açıldı
Bütün leylekler göç etti, 2 tanesi kaldı
2025'te turistlerin gitmemesi gereken kentler
Havayolunda yolcu sayısı 5 milyarı, gelir 1 trilyon doları aşacak!
16 yaşında Türkiye’nin en genç kadın pilot adayı oldu
Mübadele çocukları Demre Belediyesi'nde ağırlandı
Atina'daki en iyi restoranlar
Dünyanın en engelli dostu havayolu Air New Zealand
Murat Muratoğlu: Kazıkların şahı havalimanları!