Performans değerlendirme ve aidiyet duygusuna etkileri

Kamil Berk

Her birey gerek özel gerekse iş hayatındaki gelişmeler, olup bitenlere karşı nasıl performans gösterdiği ile ilgili geri bildirim bekler. Bu insanın doğasında olan temel bir ihtiyaçtır.

Bu geri bildirim özel hayatta, örneğin eşinin kendisi hakkındaki düşünce ve duygularını paylaşması, çocukları ile ilişkilerde onların doğru ve yanlışlarının söylenmesi gibi alanlardır. Geri bildirim çocuklarla ilişkilerde de mühimdir. Çocuklara zamanında, objektif yapıcı geri bildirimler onların gelişiminde önemli rol oynayan bir nevi eğitimdir. Geri bildirimler olmazsa, insanlar kendilerini boşlukta hissederler ki tahmin edileceği üzere bu durum çok rahatsız edici olabilir.

İş hayatında da performans değerlendirme ve bununla ilgili söz konusu kişiye bilgi verme top yekûn başarıya ulaşmada çok kritik bir süreçtir. Bir yöneticinin, pozisyonu ne olursa olsun asli görevlerinden olan performans değerlendirme, doğru yapıldığı takdirde çalışanların potansiyelinin ortaya çıkmasına katkı sağlayan, motivasyonunu arttıran, eğitim ihtiyaçlarını gidermede nasıl yol izleneceğini belirten iletişim aracıdır.

Bu kadar önemli olan performansın değerlendirilmesine, özellikle sektörümüzdeki yöneticilerin bazıları tarafından gerekli özen maalesef gösterilmemektedir.

Genelde yöneticiler, performans değerlendirmeyi yılda bir kez yapılan aktivite olarak görürler. Halbuki, personele geri bildirim devamlı verilmelidir. Bu geri bildirim sadece personel hata yaptığı zaman değil, aynı zamanda iyi ve başarılı işler yaptığında da anında verilmelidir. Bu şekilde, yılda bir kez İnsan Kaynaklarının organize ettiği performans değerlendirme görüşmelerinde gündeme getirilen konular değerlendirilenler açısından sürpriz olmayacaktır.

Performans değerlendirme de şirkete katma değer kazandıracak personelin değerlendirilmesi ve bu şekilde;

* Bireyin güçlü ve gelişmeye açık alanlarının tespiti,

* İşinde daha başarılı olması için eğitim ihtiyaçlarının saptanması,

* Kariyer basamağındaki bir sonraki adıma hazırlık ve planlama yapılması,

* Üstün ve düşük performanslı personelin ayrıştırılması

amaçlanır.

Yönetici, doğru şekilde performans değerlendirmesi yaptığında;

* Çalışanın işyerine aidiyet duygusunun artmasına sebebiyet verir.

* Çalışanın performansının kayıt altına alınmasını sağlar.

* Maaş ile performans arasında ilişki olmasını sağlar.

* İş yerinin veriminin artmasında kritik rolü vardır.

Fakat çoğu zaman, performans değerlendirilmesi yöneticilerin asli görevleri arasında olmasına rağmen, bazı yöneticiler gereken önemi göstermemektedirler. Sisteme inanmamakta, uyulması gereken bir kural olarak görmektedirler. Gereğinden az zaman ayırmakta ve çalışana ön hazırlık için yeteri kadar zaman vermemektedirler. Bazıları da objektif değerlendirme yapmaktan ziyade, sadece bir olaya takılma veya subjektif ve duygusal yaklaşım ortaya koymaktadırlar. Standartlar saptanmadan ve eğitimleri verilmeden, personeli değerlendirme yapma yoluna gitmektedirler. En önemlisi ise, değerlendirmenin yıl boyunca yapılması gereken faaliyet olduğunu unutarak, performansla ilgili veri toplamayı ve ara geri bildirimleri yapmamaktadırlar.

Etkili yönetimin önemli parçası olan performans yönetimi, yukarda kısaca başlıklarını verdiğim yanlış uygulama ve ihmallerden ötürü organizasyona zarar verebilmektedir.

Bu nedenle, performans yönetiminin önemli parçası olan değerlendirme konusunda tüm ara ve üst kademe yöneticiler eğitilmelidirler.

Unutmamamız gereken, hizmet sektöründe olduğumuz ve işletmelerin en önemli sermayesinin personelimiz olduğudur. Sektörümüz birçok sebepten ötürü yetişmiş eleman kaybetmekte, iş hayatına başlayacak gençler de turizmi artık tercih etmemektedirler. Bu yüzden, maddi olanakların diğer sektörlerle rekabetçi olmasının yanı sıra, çalışanlara aidiyet duygusunun kazandırılması gereklidir. Aidiyet ise, çalışanların şirketin vizyonu, hedeflerini bilmesi ve hedeflere ulaşma sürecinde ne durumda olduğumuz hakkında şeffaf bilgi paylaşımı ile mümkün olabilir. Başka deyişle, hedeflere ulaşmada, karar alma süreçlerine çalışanların dahil olması gerekli olmaktadır. Diğer taraftan, eğitim aidiyet duygusunun gelişmesinde kritik kaldıraçtır. Eğitimin sektörümüzdeki önemine başka bir yazımda etraflıca değineceğim.

Adil, objektif ve önem verilmiş performans değerlendirmede çalışanların kendilerine değer verildiği, gelişimlerinin önemsendiği ve çift yönlü iletişim ile düşüncelerinin dikkate alındığı çalışma ortamının yaratılması ile, aidiyet duygusunu geliştirebilir, dolayısıyla iş yerlerinde istenmeyen ayrılıkları azaltabilir ve en önemlisi verimliliği arttırabiliriz.

Unutmayalım ki, mutlu ve otelini sahiplenmiş çalışanlar misafirleri mutlu ederler.